Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1639 E. 2023/5114 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, velayet, nafaka ve tazminat konularında verilen kararın hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1370 E., 2022/1861 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1095 E., 2021/299 K.

Taraflar arasındaki karışılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı- davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını darp ettiğini, kaba davrandığını, fiziksel şiddet olmak üzere ekonomik, psikolojik, duygusal şiddet uyguladığını, müvekkilini aldattığını ve aldattığı kişinin müvekkilini telefonda arayarak tehdit ettiğini, müşterek konutun elektrik ve su gibi giderlerini karşılamadığını, müvekkilinin Batı 2. Aile Mahkemesinin 2018/724 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını sonrasında davalı erkeğin barışma talebini kabul ettiğini ve tarafların bir arada yaşamaya başladığını daha sonra tarafların anlaşamadıklarını ve bu sebeple tekrardan müvekkilinin anlaşmalı boşanma davası açtığını, nafaka hususunda anlaşamadıklarından davanın çekişmeli boşanma davasına dönüştüğünü iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin, evlilik birliği süresince ortak çocuklara ilgili ve özenli davranmadığını, baba şefkatini göstermediğini bu nedenle ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, müvekkili için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ve 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, TİKTOK adlı uygulamada müvekkilinin tanımadığı erkeklerle konuşarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline "soyadını taşımaktan kurtulacağım, senden boşanacağım" dediğini, müvekkilinin kök ailesini istemediğini, onlardan hoşlanmadığını dile getirdiğini, müvekkilinin ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, sosyal medyada zaman geçirdiğini, çocuklara şiddet uyguladığını, aşırı kıskanç bir karaktere sahip olduğunu iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine müvekkili lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına hakaret ettiği, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, erkek hakkında kadına yönelik tehdit suçundan verilen cezaya ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kadının ise sosyal medyayla çok fazla ilgilendiği, buna ilişkin tik tok videolarının dosya içerisinde yer aldığı, ortak çocukları, erkeğin ailesine göstermediği ve hakaret ettiği evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporları, ortak çocukların yaşı, fiziki ve psikolojik gelişimi ve çocukların kendilerini anneye daha yakın hissetiklerine ilişkin beyanları ve baba yönüyle aldırılan sosyal inceleme durumunda babanın yaşam yerinde çocuklar için uygun şartların yer almadığına ilişkin tespit de dikkate alındığında ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesinin çocukların üstün yararına olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, kadın lehine maddî -manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu, erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Nida ve Nisa'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına ara karar ile hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 250,00 TL'ye indirilmesine ve kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmesine, çocuklar için aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek hakkında kadına yönelik tehdit suçu yönünden yürütülen ... Batı 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/187 Esas sayılı dosyası ile erkeğin mahkumiyetine karar verildiğini ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını, hukuka aykırı bu mahkumiyet hükmünün hükme esas alınamayacağını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının TİKTOK adlı sosyal paylaşım sitesinden "Aklın varsa evlenme" "kalp kalbe karşı" şarkılarını paylaştığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek asıl davanın reddi gerektiğini, sigortasız olarak çalışan kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını, kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkeğin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi'nce verilen kararın asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakalar, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının da dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediğinden Mahkemece asıl davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesinin ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı- davacı erkeğin ağır, davacı- davalı kadının az kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, ortak çocukların 2007 ve 2009 doğumlu oldukları, halen anneleriyle birlikte yaşadıkları, 18.10.2019 tarihli uzman raporu ile idrak çağındaki çocukların anneleriyle yaşamak istedikleri yönünde görüş bildirdikleri, 16.03.2021 tarihli uzman raporunda çocukların velâyetinin babaya verilmesi koşullarının bulunmadığı kanaati ve çocukların anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimlerine engel olacağı yönünde bir delil bulunmadığından çocukların üstün yararı gereğince velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, velâyet kendisine verilmeyen baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin dosya kapsamına uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarının isabetli olduğu, kadının boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe oranla daha az kusurlu olduğu, sürekli ve düzenli bir çalışmasının bulunmadığı, gelir getiren bir mal varlığının olmadığı boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceğinin kabulü ve takdirinin, miktarı isabetli olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının da isabetli olduğu, erkeğin, kadına oranla daha ağır kusurlu olduğundan, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, İlk derece mahkemesince kadının davası kabul edildiğine göre ve haklılık durumuna göre kadın tarafından yapılan yargılama giderlerinin erkekten alınarak kadına ödenmesinde ve kendisini vekil ile temsil ettiren kadın lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının sigortasız çalıştığını beyan ederek kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığını ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri ve yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının davasının kabulü, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatların ve nafakaların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.