"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1468 E., 2022/1969 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/782 E., 2021/839 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin çalıştığı işten ve bilinmeyen kaynaklardan elde ettiği kazançları düşüncesizce harcadığını, evin ve ortak çocukların giderlerine yardımcı olmadığını, müvekkilinin çalıştığı temizlik işlerinden kazandığı para ile evin giderlerini karşılamaya çalıştığını, erkeğin sürekli huzursuzluk yarattığını, hakaret ve küfürler ettiğini, "senden boşanacağım, ben mafyayım, seni öldüreceğim, kimse de bana bir şey yapamaz" gibi sözlerle sürekli tehdit ettiğini, fiziki şiddet uyguladığını, bıçakla yaraladığını, sürekli ve bilgi vermeden şehir dışı gezilere gittiğini, telefon ile iletişimini engellediğini, kendisini bekar olarak tanıttığını ve başka kişilerle görüştüğünü, başka bir kadınla gönül bağı kurarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesini kadın için aylık 750,00 TL, tedbir yoksulluk, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750.00 TL tedbir iştirak nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, ortak çocukların ve ailesinin tüm ihtiyaçları ile evin ortak giderlerini karşıladığını, ayrıca ortak çocuklarla yakından ilgilendiğini, kadına fiziksel şiddet uygulamadığını, hakaret, tehdit ve küfürler etmediğini, aksine davacının davalıyı sürekli aşağıladığını, "sen malsın, geri zekalı, aptal, paramızı babandan alamadın, salaksın" gibi sözlerle hakaret ettiğini, aşırı kıskanç tavırlarının olduğunu, çocuk büyütebilecek ve çocuklarla ilgilenebilecek psikolojisinin bulunmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini ve şiddet uyguladığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine ve çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, gelirini evin geçimine katmadığı yeterince eşi, çocukları ve evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, kadına fiziki şiddet uyguladığı, sinkaflı küfürler ettiği, eşine ve çocuklara zaman ayırmadığı, birlik yükümlülüklerini ihmal ettiği, kadının ise erkeği kastederek "yemeğinizi yiyin, adam olun, babanız gibi şerefsiz olmayın" diye hakaret ettiği, kıskanç tavırlar sergileyerek sürekli tartışma çıkartması nedeniyle kusurlu olduğu evlilik birlikteliğinin sona ermesinde erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve ...'ın yaşları, ihtiyaçları, alıştıkları yaşam düzeni ve tercihleri nazara alınarak velâyet haklarının anneye tevdiine, sosyal inceleme raporu da gözetilerek ortak çocuk küçük ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, aynı sebeplerle ortak çocuk küçük ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin talebin reddine, küçük ... ile baba arasında tedbiren kurulan kişisel ilişkinin idrak çağındaki küçüğün tercihi ve üstün yararı da gözetilerek karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak çocuklar yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 350,00TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 12.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, erkeğin velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu, kadının eylemlerinin sürekli olduğunu ve ağır kusurlu olduğunu, aksi halde dahi eşit kusurlu olduğunun kabulünün gerektiğini, ceza dosyasında kesin anlamda hüküm niteliği bulunmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı verildiğini, kadın yararına hükmedilen nafakaları kabul etmediklerini, tarafların ekonomik sosyal durumları gözetildiğinde müvekkilinin nafakaları ödeme gücünün olmadığını, müvekkilinin işine, işveren tarafından, pandemi şartları ve ekonomik sebepler gösterilerek, son verildiğini, kadının temizlik işlerinde çalıştığını, kadının geliri ve ekonomik durumunun araştırmasının yapılmadığını, güncel olarak bir geliri bulunmayan müvekkili aleyhine nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının ortak çocuklara ilgisiz davrandığını, şiddet uyguladığını, velâyetlerinin babaya verilmesi gerektiğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın ve tüm taleplerin reddine, karşı davanın tüm talepleri yönünden kabulüne karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında tarafların dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, asıl davanın da kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni boşanmaya karar verilmesinin, kusur tespitinin isabetli olduğu, taraf beyanları, tanık anlatımları, sosyal inceleme raporları, ortak çocukların gerek duruşmada gerek sosyal inceleme raporunda uzmana verdikleri beyanları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek çocukların üstün yararları uyarınca velâyetlerinin anneye verilmesinin isabetli olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk ... arasında kişisel ilişki tesis edilmesi, ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmaması kararının isabetli olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında az kusurlu olup, boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceğinden lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve nafaka miktarı takdirinin yerinde olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen baba çocukların bakım, korunması ve eğitimlerine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi kararı ve miktarının uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının az kusurlu olduğu, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri ve tazminat miktarı kararlarının isabetli olduğu, erkeğin evlilik birlikteliğinin sona ermesinde ağır kusurlu olmasından dolayı tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velâyet, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davası ile tazminat ve nafaka talebinin kabulünün ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygun olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ve ortak çocukların velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocukların üstün yararına uygun olacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174, 175, 176, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.