Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1642 E. 2023/4530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranı, velayet, nafaka miktarı ve kişisel ilişki tespiti hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosyadaki tüm belgeler değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1115 E., 2022/1745 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/214 E., 2021/311 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; tarafların 2006 yılında evlendiklerini ve bu evlilikten 2007 doğumlu ... ve 2011 doğumlu ... adında ortak çocuklarının dünyaya geldiğini, müvekkilinin söz konusu evliliğinin ikinci evliliği olup, müvekkilinin ilk evliliğinin ilk eşinin vefaatı ile sona ermiş olduğunu, davalı eşin, evlilik birliği içinde müvekkiline sürekli olarak fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet uygulamakta olduğunu, müvekkilinin, evliliğin ilerleyen günlerinde davalının sürekli olarak hakaretlerine, onur kırıcı davrarışlarına maruz kaldığını, davalının müvekkili ile en ufak tartışmasında sinkaf içerikli hakaretler etmekle birlikte, müvekkiline “Sen kadın mısım !, Sen anne misin !, Yatağa gelmemek için çocukları bahane ediyorsun.., senin ecdadını ve seni doğuranı s..kiyim..” şeklinde hakaret etmekte olduğunu, müvekkilinin davalının baskılarına dayanamaması üzerine evden gideceğini söyleyince davalının; “Eğer sen evi terk edersen senin gözlerinin önünde kızını keserim..” şeklinde müvekkilini tehdit etmiş olduğunu, davalının, davacının yeğenine, kendi ilk evliliğinden olan 14 yaşındaki oğlu ... ile müvekkilinin ilişkisinin olduğunu iddia etmiş olduğunu ve müvekkile bu yönde asılsız iftiralarda bulunduğunu, öte yandan davalının müvekkiline bu olaydan sonra sürekli olarak cinsel şiddet gösterdiğini, defalarca ve müvekkilinin iradesi dışında zorla birlikte olduğunu, davacıya ilgi, alaka ve sevgi göstermediğini, müvekkili hastalanıp ameliyat için hastaneye yatışa gittiğinde dahi hiçbir şekilde ilgilenmediğini, hastaneye gidecek yol parası dahi vermediğini, bunun üzerine davalının müvekkilini arayıp nerde olduğunu sorduğunu, müvekkilinin ise hastanede olduğunu söylediğini, davalının sinkaf içerikli küfürler sarf ettiğini, müvekkilinin o sırada hastanenin yatış işlemlerini hallettiğini ve rahatlamak için dışarı çıktığını, davalının da akabinde müvekkilinin arkasından gelerek yine müvekkiline ve ailesine sinkaf içerikli küfürler ettiğini ve müvekkilinin boğazını sıkıp, yüzüne birkaç defa vurarak fiziksel şiddette bulunduğunu, müvekkilinin darp raporu aldığını, iki çocuğunu da yanına alıp Ankara iline geldiğini ve herhangi bir geliri bulunmamasına rağmen ailesinden borç alarak bir ev kiraladığını, davalının müvekkiline karşı sürekli olarak psikolojik ve fiziksel şiddette bulunmasının ortak aile hayatını çekilmez hale getirdiğini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilmesine, kadın için aylık 300,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık 300,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; öncelikle yetki itirazında bulunarak davanın görevli ve yetkili İstanbul Aile Mahkemesi'ne gönderilmesini talep ettiğini, davacının 12.02.2018 tarihinde safra kesesi ameliyatı için Sarıyer ... Akgün Devlet Hastanesi'ne yatışı yapılacak iken hastaneye yatışını yapmadığını, hastane randevusunu hatırlatmak için kendisini aradığında ''kapat telefonu şerefsiz, nerede olacağım, cehennemin dibindeyim'' diyerek telefonu yüzüne kapattığını, tekrar araması üzerine ''hastanedeyim, başım kalabalık gelme istemiyorum'' diyerek telefonu yeniden yüzüne kapattığını, bunun üzerine telaşla hastaneye gittiğini, hastaneden ayrıldıklarını, davacının yolda gelinleri ....'nin yakasından tutarak ona küfür ettiğini, ''ben polise gideceğim'' diye bağırdığını, kendisine polislik ne var deyince ''o zaman ben intihara gidiyorum'' diyerek denize doğru gittiğini, kendisine engel olup, banka oturttuklarını, kafasını banka vurmaya çalıştığını ve vurduğunu, engel olmaya çalıştığını, kendisine bir tokat attığını, küfür etmeye başladığını, çevreden duyulmasın diye ağzını kapatmaya çalıştığını, eşinin oradan gidip kendisini karakola şikayet ettiğini, ....'nin evine yerleşip, 6 gece orada kaldığını, çocukları alarak Ankara'ya gittiğini, davacıya fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığı iddialarının gerçek olmadığını, kızdığı zaman çocuklara vurma huyunun olduğunu, çocuğu dövme, elini üzerinden çek demesiyle ekmek bıçağını boğazına dayayarak bağırmaya başladığını, intihar edeceğini söyleyerek evden fırladığını, komşularının eşini evine götürdüğünü, bu olaydan sonra kardeşi Ramazan B.'nin evinde iki gün kaldığını ve eve döndüğünü, şu an işsiz olduğunu, düzenli bir gelirinin olmadığını, davacı eşinin adına Lülüburgaz'da kayıtlı tarlanın satılmasının engellenmesi için üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların iddia ve savunmaları, tanık anlatımları, mahkemece alınan sosyal inceleme raporları, sağlık kurulu raporları, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 26.11.2006 tarihinde evlendikleri, evliliklerinden müşterek iki çocuklarının bulunduğu, taraflar arasında en son yaşanan tartışmada davalı erkeğin, davacı eşine fiziksel şiddet uyguladığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların yeniden bir araya gelmeyecekleri konusunda kanaat hasıl olduğu, davacı kadının diğer iddialarıyla ilgili olarak; dinlenen tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, bu şekilde fiziksel şiddet dışındaki diğer iddialarının ispatlanamadığı; davalı tanıklarının da görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, davalının cevap dilekçesinde belirttiği iddialarının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, davacı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı istinaf başvuru dilekçesinde, İlk derece Mahkemesinin, davalı müvekkilinin "tam kusurlu" olduğuna kanaat getirerek, tarafların kusur tespitinde yanılgıya düştüğünü, davalının eşine karşı hiçbir şekilde şiddet, tehdit, hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz söylemediğini veya herhangi bir kusurlu söylem ve eylemde bulunmadığını, bu iddiaların ne tanık beyanlarıyla ne de başka somut bir delille ispat edilemediğini, davacının müvekkiline tokat attığını ve küfür ettiğini, müvekkilinin, üzerine atılı tehdit ve hakaret suçlarından beraat ettiğini, ayrıca müvekkilinin kasten yaralama suçu nedeniyle aldığı haksız ceza nedeniyle boşanma davasının görüldüğü İlk Derece Mahkemesince de eşine fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, verilen kararın hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının velâyet hakkını da baştan beri kötüye kullanmakta olduğunu, Mahkemeden davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine, 3. Kişilere devir ve satışının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş ise de, bu taleplerinin reddedildiğini, verilen bu red kararının istinaf yolu açık verilmemesinin de bir bozma nedeni olduğunu, tedbir kararının yeniden değerlendirilmesini talep ettiklerini, davalının eşiyle boşanmak istemediğini, davacının çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, davalının tam kusurlu olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan sosyal inceleme raporu hazırlanırken yeterli inceleme yapılmadığını, çocukların yaşadıkları eve ziyarete dahi gidilmediğini,müvekkilinin İstanbul'da yaşamakta olduğunu, bu nedenle, çocuklarıyla raporda belirtildiği gibi gündüzlü ve saat kısıtlamalı olarak kişisel ilişki kurmasının, müvekkili için adeta bir ceza olduğunu, ortak çocukların velâyetlerinin tamamen davalı babalarına verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise davalı müvekkili ile ortak çocuklar arasında kurulan kişisel ilişkinin arttırılmasına ve yeniden tesisine karar verilmesini talep ettiklerini, hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olmadığını belirterek; boşanma davasının kabulü, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında kanun yolu gösterilmemesi ve ihtiyati tedbire karar verilmemesi, velâyet, ortak çocuklar ile kurulan kişisel ilişkinin süresi, tedbir ve iştirak nafakasında takdir ve miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının istinaf başvuru talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği aynı sebeplerle, boşanma davasının kabulü, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararında kanun yolu gösterilmemesi ve ihtiyati tedbire karar verilmemesi, velâyet, ortak çocuklar ile kurulan kişisel ilişkinin süresi, tedbir ve iştirak nafakasının takdir ve miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı; tedbir nafakası, iştirak nafakası koşullarının bulunup bulunmadığı, hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, taşınmazlara yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 182 nci, 323 üncü ve 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.