Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1646 E. 2023/5117 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında yerel mahkeme kararının doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespit edilmesi, velayetin anneye verilmesi, nafaka ve tazminat hükümlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1343 E., 2022/1903 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/254 E., 2021/455 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut tahsis etmediğini, erkeğin kök ailesi ile birlikte yaşamak zorunda kaldığını, evlilik birliğinin getirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, evin geçimini sağlamadığını, aşırı kıskanç ve sinirli bir yapıya sahip olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ortak çocuğa da şiddet uyguladığını, müvekkilinin evliliğin artık çekilmez hale gelmesi nedeniyle ortak çocuğu da alarak ailesinin yanına döndüğünü iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının küçük meseleleri büyütüp sorun haline getirdiğini, nedensiz kriz yaratıp evi terk ettiğini, evi ve eşiyle ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, gelirleri üzerinde harcamalar yaptığını, müvekkilinin kardeşine düğünü için taktığı bileziği sorun ettiğini, kıskanç olduğunu, müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, evi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini iddia ederek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına iştirak nafakası talep haklarının saklı tutulmasına, müvekkili yararına 70.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin aşırı kıskanç olduğu, kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, evin geçimini yeterince sağlamadığı, borçlarını ödemediği evlilik birlikteliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu olduğu kadına izafe edilen kusurların ispat edilemediği gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun üstün yararı göz önüne alındığında, sosyal inceleme raporu doğrultusunda ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında “her hafta sonu” şeklinde kişisel ilişki kararı verilmesinin, annenin velâyet görevini yerine getirmesinin engellenmesine yol açacağı ve anneyi her hafta sonu eve bağlı hale getireceği dikkate alınarak baba ile ortak çocuk arasında belirli hafta sonları ve belirli dönemlerde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir, karar tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir ve kesinleşmeden itibaren aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ile kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası taleplerinin şartları oluşmadığından reddine, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, soyut ve gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya neden olan olaylarda davacı- davalı kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkilinin ortak çocuğun doğduğu günden itibaren üstüne titrediğini, her türlü ihtiyacını karşıladığını, maddî ve manevî desteğini çocuktan esirgemediğini, maddî şartlarını zorlayarak 2 yıl özel okula gönderdiğini, kadının çocuğa sert davrandığını, sürekli azarladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, çocuğu beraberinde köye götürdüğünü, kadın ile ailesinin köyde mandıra ve ev arasında yaşantılarını sürdürdüğünü, bunun çocuğu olumsuz etkilediğini, müvekkili yanında büyükşehirde yaşayacak olan çocuğun eğitim hayatı, günlük yaşantısının çok daha iyi olacağının aşikar olduğunu iddia ederek yerel mahkeme kararın kaldırılmasına karar verilerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına talepleri gibi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadına atfı kabil kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadın tarafından açılan asıl boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilemediğinden, erkek tarafından açılan karşı davanın reddi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve karşı davanın reddi ile evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğuna dair belirlemenin isabetli olduğu,çocuğun üstün yararı uyarınca velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisinin de isabetli olduğu, velâyeti kendisine verilmeyen baba çocuğun bakım, korunması ve eğitimlerine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden ortak çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekmektedir. İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafaka miktarının da isabetli olduğu, kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği, Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının kusurunun bulunmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ,kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve tazminat miktarı isabetli olduğu, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı- davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, mahkeme kararlarının gerekçesiz olduğunu belirtip istinaf başvurusundaki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına talepleri gibi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddinin doğru olup olmadığı erkekten çıkarılması, kadına ise yüklenmesi gereken kusurlu bir davranış bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddi, ortak çocuğun velâyeti ve diğer fer'îler noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190, 194, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182, 327, 328, 330 uncu ve 335 inci vd. maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü, 9, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Ayrıca Sözleşmenin 3, 4, 6 ncı maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.