"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/293 E., 2022/1821 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/186 E., 2020/540 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin devlet memuru olduğunu, davalı kadının hiç birşeyi beğenmeyip fazla beklentileri olduğunu, davalının ailesini ziyarete gittikçe evdeki eşyalardan ve altınları götürdüğünü, baba evine gittikçe düğün takılarını bozdurup pahalı cep telefonu aldığını, verilen engelli bisikletini dahi baba evine götürmek istediğini, 4 yıllık evlilikte fiilen 1,5 yılı birlikte geçtiğini, bunun dışında baba evinde geçirdiğini, davalının 2017 yılı Nisan ayından beri baba evinde olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı belirtilerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının bağımsız konut temin etmediğini, müvekkilini küçük düşürdüğünü, hakaret, tehdit ettiğini, şiddet uyguladığını, davacının ev hanımı olan müvekkiline günlük alınacak ekmek parası dışında para bırakmadığını, davacının başka kadınlarla mesajlaştığını, ilgisiz olduğunu, barışmaya yanaşmadığını, kapı kilidinin değiştirilip, şahsi eşyasının çöp poşetlerine konulup üstüne çöp konulduğunu belirtilerek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilerek, çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, 8 adet 22 gram bilezik, 200 çeyrek altın, 5'li çeyrek zincir, saat ve takı setinin alınmış olup iade edilmediğinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'nın tahsiline verilmesi talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra erkeğin annesiyle babasıyla aynı evde oturacakları, sonrasında evlerinin ayrılacağının söylendiği ancak sonrasında yeni ev alınsa da erkeğin erkek kardeşi ve babası ile bütçesi ortak olup ekonomik yönden de ailenin bağlı olması nedeniyle o evde de hep birlikte yaşadıkları, eşlerin çekirdek aile oluşturamadığı, yaşanan sorunlar sonucu taraflar arasında birkaç kez ayrılık yaşandığı, ayrılıkların birkaç ay sürdüğü, çocuğun doğumundan sonra kaynananın, davacı oğlunun çalıştığını söyleyerek eşlerin odasını ayırdığı, en son yaşanan tartışma sonucu 16.04.2017 tarihinden beri tarafların ayrı yaşadıkları, her ikisinin de evliliği devam ettirmek istemedikleri, toplanan delillerle erkeğin bağımsız konut temin etmediği, koca ve ailesinin kadına baskı yaptıkları, kadının kanser hastalığı geçiren annesini dahi rahatça ziyarete gidemediği, yeterli harçlık verilmediği, takılarının elinden alındığının bizzat erkek tanıkları tarafından düğün borçları ve araba almak için alındı diye ifade edildiği, kocanın en son yaşanan tartışmada kadını tartaklayıp istemediğini söylemesi sonucu ayrı yaşamaya başladıkları kocanın ağır kusurlu olduğu, davalı karşı davacı kadının da son ayrılıktan birkaç gün önce eşine "dengesiz, geri zekalı" gibi sözler söylediği, sık sık evi terk ettiği, kusurlu olduğu, artık evliliğin devamında yarar bulunmadığı, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir, aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden 26.02.2019 tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir, o tarihten itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 12.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, buna bağlı olarak aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının hatalı olduğu, iştirak nafakası miktarının yüksek olduğu, ziynet alacağı davasının reddi gerektiği gerekçeleri ile kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı ve ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi, hakimin bu husustaki takdir hakkı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, ortak çocuk yararına aylık 650,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına ödenmesine, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; Mahkemece kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının yersiz, ortak çocuk için tespit edilen iştirak nafakasının ise fazla olduğunu, müvekkilinin sabit maaşlı bir devlet memuru olup 15 Temmuz Gazisi olduğundan ek iş yaparak gelirini artırma imkanı da bulunmadığı, yoksuluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının ise makul seviyeye çekilmesi gerektiği, müvekkilin mahvına neden olabilecek olan tazminat ile yoksulluk nafakası yersiz ve hukuka aykırı, iştirak nafakası ise müvekkilin ödeme gücünün ötesinde,
usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının miktarının fazla olması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmesinin şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.