"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/756 E., 2022/1636 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hükümkurma
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden davacı ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra, erkek tarafından banka kasasına konulduğunu, kadının bu ziynet eşyalarını hiçbir zaman takmadığını iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedellerinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte erkekten tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının miktarının kadının belirttiği kadar olmadığını, ziynet eşyalarının erkek tarafından almadığını evden ayrılırken kadının yanında götürmesinin karine olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.01.2016 tarih ve 2014/402 Esas, 2016/13 Karar sayılı kararıyla; ziynet eşyalarının hangi bankanın kasasına konulduğu yönünde bir bildirimde bulunulmadığı, boşanma dosyasında taraflarca imzalanarak ibraz edilen boşanma protokolünde bu davada talep edilen ziynetlere hiç değinilmemiş olduğu ve bu protokolün kadın tarafından da imzalanmış olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre kadının, erkek evde yokken ortak konutu terk ederek ailesinin yanına gittiği, bu durumun hayatın olağan akışı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kendine ait eşyalar ile birlikte ziynet eşyalarını da götürdüğünün kabul edildiği ve kadının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 24.09.2018 tarih ve 2016/21813 Esas, 2018/8899 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, kadının delil listesinde, erkeğe ait banka hesapları ile kiralık kasa hesaplarının Finansbank ve TEB Bankalarının Yalova şubelerinden sorulmasının istenildiği, sosyal durum araştırmasında erkeğin Finansbankta çalıştığı ve tanık olarak dinlenilen kadının anne ve babasının, erkek tarafından ziynetlerin kasaya konulduğunu erkeğin bizzat söylediğini beyan ettikleri, bu durum karşısında Mahkemece; kadının delil listesinde ziynetlerin saklandığı belirtilen banka şubelerine, böyle bir kasanın bulunup bulunmadığı sorularak ayrıca kadının tanıkları anne ve babasının beyanları da gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz olunan Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 20.05.2021 tarih ve 2019/1068 Esas, 2021/589 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama, toplanan deliller, dinlenen tanıklar ve aldırılan raporlar neticesinde, dava dilekçesinde talep edilen ziynet eşyalarının tarafların evlilik birliği devam ederken erkek tarafından lınarak kadının rızası ile kiralık kasaya konulduğu, kadının bu altınları düğünden sonra hiç kullanmadığı ve görmediği, dava konusu ziynetlerin kadının rızası ile erkeğe verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 184.409,00 TL'nin ıslah tarih olan 13.04.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 194.409,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine yönelik verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 23.03.2022 tarih ve 2021/9289 Esas, 2022/2772 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde “...Davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 184.409,00 TL'nin ıslah tarih olan 13/04/2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 194.409,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine...” şeklinde hüküm kurulduğu, Mahkemece davacı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesine yönelik talebi tartışılmaksızın doğrudan bedele hükmedildiği gibi hüküm altına alınan ziynetlerin nelerden ibaret olduğu, cins, nitelik, miktar ve ayrı ayrı bedellerinin hüküm fıkrasında gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesinde, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanun'un 298 inci maddesinde, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağının düzenlendiği, gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi; taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi ve ayrıca aynen iade talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilen Mahkeme kararının gösterilen sebeple bozulmasına, bozma sebebine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kısmen kabulüyle, 21 adet 22 ayar bilezik (21 adet x 10 gr=210 gr), 1 adet 22 ayar geniş bilezik (23 gr), 1 adet 14 ayar set takım (70 gr), 40 adet çeyrek altın, 1 adet 22 ayar Trabzon hasır bilezik ( 50 gr ), 1 adet 14 ayar zincir ( 20 gr ), 1 adet 14 ayar Cumhuriyet altın çerçevesi ( 5 gr ),1 adet çerçeveye takılan Cumhuriyet Altını, 1 adet 14 ayar Jival marka pırlanta, gerdanlık, küpe takımının erkekten alınarak kadına aynen iadesine, kadının, dava dilekçesi ile talep etmiş olduğu fazlaya ilişkin 140 adet çeyrek altın ve 5 adet Cumhuriyet altınına ilişkin aynen iade talebinin reddine, her ne kadar kadın dava dilekçesi ile aynen iadenin mümkün olmaması durumunda karar tarihindeki değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de bu talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının hatalı olduğu, pırlanta set yönünden eksik karar verildiği, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı belirtilerek; pırlanta set ve vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının hatalı olduğu, ziynetlerin değerlerinin hüküm kısmında gösterilmediği, bozma öncesi kararda bedel iadesine karar verildiği, aynen iade yönünde hüküm kurulmadığı bu hali ile erkek yararına kazanılmış hak oluştuğu, ziynetlerin erkek tarafından kasaya alınmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu belirtilerek; kabul edilen ziynet alacağı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde ise bedel iadesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kabulü, vekâlet ücreti ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) geçici 428 inci, 438 inci ve 439 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 226 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Dairemizin, 23.03.2022 tarih ve 2021/9289 Esas, 2022/2772 Karar sayılı kararıyla; "...İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde “Davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren, 184.409,00 TL'nin ıslah tarih olan 13.04.2021 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam 194.409,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece davacı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesine yönelik talebi tartışılmaksızın doğrudan bedele hükmedildiği gibi hüküm altına alınan ziynetlerin nelerden ibaret olduğu, cins, nitelik, miktar ve ayrı ayrı bedelleri hüküm fıkrasında gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerkeçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi; taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi ve ayrıca aynen iade talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine rağmen davacı kadına iadesine karar verilen ziynetlerin ayrı ayrı değerlerinin hükümde gösterilmediği, bozma kararının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. 6100 sayılı Kanunu'nun 297 inci maddesinin ikinci fıkrasında, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanun'un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağının düzenlendiği, bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı, gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyaların cins, nitelik miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.