"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1356 E., 2022/1782 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/699 E., 2022/102 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlendiklerinden beri devamlı borç yaptığını, bankalar, arkadaşları, ailesi ve çevresindeki kişilerden para alıp, üzerine krediler çekip ödemediğini, kendisinden habersiz işler ve ortaklıklar kurup tekrar tekrar borçlandığını, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, maddî ve manevî hiçbir şey ile ilgilenmediğini, yıllarca psikolojik baskı, hakaret gördüğünü, eve geç gelmeye başladığını, en son eşyalarını alıp evi terk ettiğini ve Edirne'de yaşayan ... isimli bayanla görüştüğünü, sorduğunda buna beni sen ittin diyerek bu kadının kartını ve arabasını kullandığından evliliği bitirme kararı aldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, üniversite öğrencisi kızı yararına aylık 750,00 TL, kendisi ve büyük kızı yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL nafakaya, kendisi lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadıının iddialarını kabul etmediğini, ticaret yapan kişilerin batıp çıkabileceğini, eşinin zorluklar karşısında kendisine yardımcı olmadığını, hatta engel olduğunu, bu nedenle başarısızlıklara sebebiyet verdiğini, 2013 yılında açtığı kaporta boya dükkanını ikinci yılın sonunda borçla kapatmak zorunda kaldığını, davacının babasına ait evde oturduklarından evi terk etmesini istediğini ve kendisinin de evi terk ettiğini, 1,5 yıldır ayrı yaşadıklarını belirterek boşanma talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.01.2018 tarih ve 2016/893 Esas, 2018/33 Karar sayılı kararıyla; davalının kusurlu eyleminin ispatlanamadığı, fiili ayrılığın ise tek başına boşanma sebebi teşkil etmediği, bu durumda davalıya atfı mümkün hiçbir kusur ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın davasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 08.10.2021 tarih ve 2019/128 Esas, 2021/1480 Karar sayılı kararıyla; Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde, Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakma görevinin o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerine verildiği, Mahkemenin yargı çevresi içerisinde karardan sonra 01.09.2020 tarihinde Aile Mahkemesi kurulduğu ve faaliyete geçtiği gerekçesiyle diğer hususlar incelenmeksizin davacının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, dosyanın yargı çevresi içindeki görevli ve yetkili Aile Mahkemesine devredilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların iddiaları kapsamında ekonomik açıdan isnatta bulundukları, yapılan sorgulamada her ikisi adına da icra takiplerinin bulunduğu, bunun haricindeki iddiaları ispat eder mahiyette bir delil ileri süremedikleri, tarafların ayrı yaşadıkları süre, birbirlerine karşı yönelttikleri iddialar ve duruşmadaki tutumları dikkate alınarak evlilik birliğinin devamında taraflar ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun’nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, tarafların ayrı yaşadıkları süre ve davalının emekli olması göz önünde bulundurularak ekonomik yönden birbirlerinden ayrıldıkları ve evliliğin sonlanmasıyla birlikte davacının yoksulluğa düşeceği kanaati oluşmadığı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, taraflar eşit kusurlu olduklarından kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararını istinaf etmediğini belirterek davalının 16.12.2021 tarihli celsede ... isimli kadınla beş yıldır beraber olduğunu, duygusal bir ilişkilerinin olduğunu kabul etmesinin iddiasını ispat eden bir beyan olduğunu, sadakat yükümlülüğünün karar kesinleşinceye kadar devam edeceğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların dilekçeler aşamasında delile dayanmadıkları, kadının dava dilekçesinde ileri sürdüğü erkeğin çevreye borçlandığı vakıası da dikkate alınarak mahkemece UYAP'tan yapılan sorgulamada taraflar adına icra takiplerinin bulunduğu ve boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle boşanma kararı verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde maddî vakıa olarak eşinin Edirne'de yaşayan ... isimli bayanla görüştüğünü ileri sürmesi, davalının da 16.12.2021 tarihli oturumda ... ile beş yıldır beraber olduğunu, duygusal ilişkilerinin bulunduğunu kabul etmesi karşısında erkeğe yüklenen borçlanma kusuru yanında sadakat yükümlülüğünü ihlal etme kusurunun da kanıtlanmış olmasına rağmen bu kusurun erkeğe yüklenilmemesinin yerinde görülmediği, erkeğin cevap dilekçesinde kadına yönelik öne sürdüğü maddî vakıaları ispat edemediği, kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulü ile kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmakla kadının yoksulluğa düşeceği, davalı erkeğin boşanmaya neden olaylarda tam kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, yoksulluk nafakası ile manevî tazminat verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının dava dilekçesinde 15 yılın çalışma ücreti olarak 50.000,00 TL maddî tazminat talep ettiği, maddî tazminat talebinin boşanmanın eki niteliğinde bir tazminat olmadığı, Mahkemece hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü gereğince, kadına talep ettiği tazminatın niteliğini açıklattırılıp, açıklamaya göre 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmayan maddî tazminat talebi yönünden nispi harcın peşin kısmının yatırılması için usulüne uygun olarak süre verilmesi ve görev hususu da düşünülerek deliller değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi aksi halde bu talep açısından Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, davacı kadının diğer, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; zor günlerde kadının kendisine destek olmadığını, evden kovduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının emekli maaşı olduğunu ve sigortasız işlerde çalıştığını, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olup olmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın lehine manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası,175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.