"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/445 E., 2022/1919 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/463 E., 2020/650 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davaların dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının 2006 yılında Arapça eğitimi için Ürdün'e gittiğini ve orada tanışıp tarafların evlendiklerini, müşterek bilgisayarda erkeğin başka kadınlarla flört içeren yazışmalarını görmesi üzerine kadının Türkiye'ye döndüğünü ancak erkeğin ısrarları üzerine çocukların menfaatini düşünerek barıştığını, erkeğin sadakatsiz davranışlara devam ettiğini, eski eşinden olan çocuklarını görme bahanesiyle sık sık Ürdün'e giderek orada bir başka kadınla evlendiğini, evlendiği kadını Türkiye'ye getirerek birlikte yaşamaya başladığını, yaşananlar üzerine boşanmak istediğini bildiren kadının, erkeğin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, bu süreçte erkeğin ortak çocuklarla ilgilenmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tarafların evlendikleri tarihte Ürdün'de erkeğin zaten evli olduğunu kadının bilip kabul ettiğini, çok eşliliğin erkeğin vatandaşı olduğu ülkede yasal olduğunu, kadının üçüncü eş olarak evlenmeyi kabul ettiğini, hatta müvekkilinin kendisinden sonra evlendiği dördüncü eşi de sorun etmediğini ve buna rıza göstermesine karşın boşanmaya konu etmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu, kadının, erkeğin ilk eşinden olan çocuklarını istemediği için onları tekrar Ürdün'e götürdüğünü, bu nedenle dördüncü evliliğini yaptığını, kadının sürekli tutarsız davranışları olduğunu, aşırı kıskançlık ve güvensizlik sergilediğini, eşlik görevlerini yerine getirmediğini, yatak odalarını ayırdığını, cinsel birlikteliği reddetmesinin yeniden evlenmesinde etkili olduğu, erkeği evden kovduğunu ve koruma kararı aldırdığını, defalarca intihara kalkıştığını ve tedavi gördüğünü belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, erkek lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin aynı zamanda Ürdün vatandaşı olduğu, tarafların kadının okumak için Ürdün'e gittiği sırada orada tanışıp evlendikleri, bir süre orada oturdukları, sonrasında 5-6 yıl önce Türkiye'ye geldikleri, erkeğin üniversitede öğretim görevlisiyken Türkiye'ye gelince emlak işiyle uğraşmaya başladığı, erkeğin bu süreçte bir başka kadınla birliktelik yaşadığı ve sonrasında bu kadınla gayri resmi evlendiği, bir müddet İstanbul'da bu kadınla birlikte yaşadıktan sonra bu kişinin Ürdün'e geri döndüğü, tarafların 3-4 yıldır ayrı yaşadıkları, erkeğin İstanbul'a geldiğinde abisinin evinde kalmaya devam ettiği, erkeğin sadakatsiz davrandığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 40.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının, Ürdün vatandaşı olan erkeğin ilk iki evliliği bildiğini, dördüncü eşe de rıza gösterdiğini, erkeğe kusur yüklenmesinin ve kadının davasının kabul edilmesinin hatalı olduğunu, nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı ve miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların yaşlarına uyumlu ihtiyaçları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi gereği kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların esaslarının yerinde, miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faiziyle birlikte 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakaları, tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddine ve kadının davasının kabulüne karar verilmesi, çocuklar lehine iştirak nafakası, kadın lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.