Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1722 E. 2023/5542 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulüyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmuş, ancak yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde hakkaniyet ilkesi ve günün ekonomik koşulları gözetilmediği gerekçesiyle Yargıtay, nafakaya ilişkin hükmün bozulmasına, diğer hususlarda ise onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/984 E., 2022/2000 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında

hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/676 E., 2021/51 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli kısıtlamalarının bulunduğunu, dediği olmadığında aç karnını ben doyurdum, karnını benim kapımda doyurdun, burası benim evim, ben olmasam aç kalırdın, gittiğin yol yol değil, orospuluk yapıyorsun, seni keserim diyerek aşağılayıcı ve tehditkar söylemlerde bulunduğunu, sürekli o...pu diyerek psikolojisini bozduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, eşinden para istediğinde eşinin hakaretlerine maruz kaldığını, köle muamelesi yaptığını, evlilik süresince psikolojik baskı altında yaşadığını, erkek kardeşi Cihat'ın sürekli evliliklerine müdahale ettiğini, iki defa aldattığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve bu nafakanın aylık ÜFE-TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadın birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin ölmüş anne ve babasına karşı geberdiler gittiler, bunu başıma bela ettiler, toprak altında yatamasınlar gibi söylemlerde bulunduğunu, sürekli yurt içi ve yurt dışı gezilerine katıldığını, haber vermediğini, son 5 yıllıdır cinsel birliktelikten kaçındığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun ‘un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına "o...pu" şeklinde hakaret ettiği, küllük fırlattığı, senin vaden doldu, seni öldüreceğim diyerek tehdit ettiği, kadın ise ev işleri ve yemek yapmadığı, eşinden habersiz yurt dışı seyahatlerine katıldığı, küfürlü konuşmalarının olduğu; tarafların aralarında uzun süredir anlaşmazlıkların olduğu, tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları, bu nedenle her iki tarafa da bu kusurun yüklenilmesi gerektiği; ağır kusurlu olmayan kadının boşanma ile eşinin desteğinden mahrum kalacağı, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusurun niteliği dikkate alındığında maddî tazminata hükmedilmesinin gerektiği; tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk ve nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 7.500,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, maddî tazminat miktarının az olduğunu, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığın ileri sürerek karar kusur belirlemesi, maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi ile nafakaların miktarı yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;kadın davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ile nafakalar yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen kadına küllük fırlattığı, vakıasından sonra tarafların evliliklerinin devam ettiği, kadının bu olayı af etmiş sayılacağı en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, erkeğe kusur olarak yüklenilen senin vaden doldu, seni öldüreceğim diyerek tehdit ettiği, vakıasının dava tarihinden sonra olduğu, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer vakıaların sabit olduğu; erkeğin ayrıca kadına ekonomik şiddet uyguladığı ve kadını tehdit ettiği vakıasının da sabit olduğu; kadına yüklenen vakıaların da sabit olduğu tarafların birbirlerine yönelik diğer iddialarını ispat edemedikleri, bu hali ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların yine de eşit kusurlu olduklarının anlaşıldığı, eşit kusurlu eş yararına maddî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu; kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğü, çalışmadığı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ancak miktarının hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında az olduğu; Mahkemece kadın yararına tedbir nafakası hükmedilmesinin ve hükmedilen tedbir nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadının maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına; tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin kadını tehdit ettiği, hakaret ettiği, ekonomik şiddet uyguladığı, aldattığının sabit olduğunu, kadın yararına tazminat şartlarının oluştuğunu, erkeğin emekli olduğu, aynı zamanda dolmuş hattının bulunduğu, kayıt dışı kazancı nedeniyle nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının genelde küfürlü konuştuğu, maaş kartının kadında olduğu, izinsiz yurt içi/yurt dışı tatillere gittiği, erkeğin anne-babasının evlerinde kalmasına müsaade etmediği, onları istemediğinin sabit olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafakaya hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile miktarının uygun olup olmadığı, kadın yararına tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası,174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkeğin tüm, ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı- davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 incimaddesi uyarınca takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili dördüncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere davalı- davacı erkek vekilin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Güngör'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Müzeyyen'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.