Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1723 E. 2023/5540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve davalı kadının kusur durumu.

Gerekçe ve Sonuç: Dinlenen tanık beyanlarının boşanma sebebi sayılabilecek evlilik birliğinin temelden sarsılması durumunu ispat için yeterli olmadığı ve davalı kadına yüklenen kusurlu davranışların kanıtlanamadığı değerlendirilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/712 E., 2022/1721 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/848 E., 2022/97 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kararın gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, faydacı bir yaklaşımla hareket ettiğini, lüks bir yaşama gayesi olduğunu hissettirdiğini, kadının vatandaşlık hakkını almak için evlendiğini anladığını, bu nedenle evliliğin nisbi butlanla iptalini istediklerini, lüks yaşam arzusuyla baskıcı tavırlarda bulunduğunu, sürekli ev değiştirmek, yeni eşya almak, araba değiştirmek istediğini, yemek, gezmek, alışveriş yapmak gayesiyle hareket ettiğini, cüzdanından habersizce para aldığını, evlilik birliğinde güven kalmadığını, gerçek bir evlilik iradesinin olmadığını, çocuklar nedeniyle sorun çıkardığını, eşinin ailesini küçümsediğini, hiçbir iletişimleri bulunmadığını, ev mahremiyetini ihlal ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 149 uncu maddesi gereğince evliliğin nispi butlanla iptaline olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadın ile parası için evlendiğini, maddî beklentilerine karşılık bulamayınca boşanmak istediğini, erkeğin Ocak 2019'a kadar İran'da kaldığını, geldikten sonra hal ve hareketlerinin değiştiğini, maddî konular nedeniyle tartışmalar başladığını, Mart 2019'da İran'da düğün için ısrarcı olsa da söz verdiği halde kabul etmediğini, eve yalnızca uyumak için gelmeye başladığını, ilgisiz davrandığını, ailesinden maddî destek alması yönünde baskı uyguladığını, 2020 Temmuz ayında tatile gittiklerini, ciddi bir sorunları yokken boşanmak istediğini söylediğini, halen aynı evi, aynı yatağı paylaştıklarını, aile mahremiyetine uymadığını, davanın reddine olmadığı takdirde kadın yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, evlilik belgesinde yer alan 110 Bahar Azadi altının ödenmesine hükmedilmesini, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesiyle görüşmek istemediği, onları ziyaret etmediği, erkeğin ailesini beğenmediği, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına para vermesi, destek olması konusunda sorun çıkardığı, aile bütçesini zorlayacak taleplerde bulunduğu ve baskı yaptığı, başka eve taşınmak, eşya almak istediği, erkeğin annesinin vefatı üzerine erkeği aramadığı, Ağustos 2021'de evden ayrıldığı, belirlenen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, nisbi butlan koşullarının ise bulunmadığı gerekçesi ile nisbi butlan nedeniyle evlenmenin iptali davasının reddine; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kişilik haklarına saldırı bulunmadığından erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının 110 Bahar Azadı altının iadesi talebi hakkında karar verilemesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, ispatlanmayan vakıalar ile erkeğin annesinin 08.11.2021 tarihinde davadan sonra vefat ettiği halde dava sonrası olayın kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığını, davanın kabulünün hatalı olduğunu, son sözler için süre verilmeyerek hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesiyle görüşmek istemediği, ailesini beğenmediği,çocuklarına yaptığı harcamalar nedeniyle sorun çıkardığı vakıalarının sabit olduğu, yargılama sırasında vefat eden erkeğin annesi nedeniyle erkeği aramadığı vakıası ile görgüye dayalı somut beyanlarla ispatlanamayan diğer vakıaların kadına kusur olarak yüklenilmesinin hatalı olduğunu, kararın kusur gerekçesi vakıalar yönünden düzeltilmesinin gerektiğini, boşanmaya neden olan olaylarda yine de kadının kusurlu olduğu, davanın kabulü ile boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine; diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadına yüklenilen kusurların somut delillerle ispatlanmadığını, davanın kabulünün hatalı olduğunu, tarafların yargılama sırasında aynı evi hatta aynı yatağı paylaştığını, delillerinin değerlendirilmediğini, tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığını, usul ekonomisi açısından 110 Bahar Azadı altının iadesi talebi hakkında karar verilemesine yer olmadığına kararının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların ispatlandığını, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kusur çıkarmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalıdan kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadının altın iadesi yönünden usulüne uygun açılmış davası olup olmadığı, af iddiasının ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Mahkemece, davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaretir. O halde; toplanan delillerden kadına yüklenen kusurlu davranışlar kanıtlanamamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.