Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1724 E. 2023/5294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka yükümlülüğünün olup olmadığı ve miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, süresinde cevap dilekçesi vermeyerek iddiaları kabul etmiş sayılması ve tanık beyanlarıyla erkeğin şiddet, hakaret ve ekonomik ihmallerinin ispatlanması, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu sonucuna götürerek, yerel mahkemenin boşanma, nafaka ve tazminata hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/271 E., 2022/2263 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Menderes 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2019/294 E., 2020/220 K.

Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bir eşin göstermesi gereken ilgiyi, şefkati, sevgiyi hiçbir zaman göstermediğini, ev arkadaşı gibi davrandığını, çok kez başkalarının önünde ağır hakaret ettiğini, aptal, gerizekalı gibi ithamlarda bulunduğunu, başkalarının yanında küçük düşürdüğünü, küçümsediğini, bazı çirkin sözlerle onu sayısız kereler kırdığını, evlendiği günden itibaren şiddet uyguladığını, daha öncesinde de bir boşanma davası açıldığını, erkeğin özür dilediğini ancak davranışlarında bir değişiklik olmadığını, son olarak da tarlada çalışırken davalı tarafından öldüresiye dövdüğünü, başına ayağıyla bastığını, boğazını sıktığını, hayatına kastettiğini,erkeğin ekonomik durumunun iyi olmasına karşın bazen hiç harçlık vermediği ya da çok cüz-i bir harçlık verdiğini, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesinin 09.12.2019 tarihinde tebliğ edilmesine karşın davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına hakaret ettiği, imkanı olmasına rağmen eşine ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para vermediği, sürekli şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerçekleşen kusurlara göre belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile buna bağlı olarak davanın kabulüne ve kadın yararına tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalı erkeğe usulüne uygun şekilde 09.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı erkek tarafından iki haftalık yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 128 inci maddesi gereğince süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı, diğer tarafın kusurlu olduğuna yönelik bir vakıa ileri süremeyeceği gibi davalının delilleri de toplanılarak davacıya kusur izafe edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre, toplanan delillere ve özellikle Mahkemece dinlenen davacı tanık beyanlarına göre; davalı erkeğin evlilik birlikteliği devam ederken eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, eşinin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar para vermediği, davalının süresinde cevap dilekçesi vermemesi sebebi ile davacı kadına davalı tarafından atfedilip ispat edilen herhangi bir kusurun bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu; davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tarafların evlilik süresi, tarafların evliliklerinin ilk evlilikleri olması, erkeğin kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu; nafakanın niteliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile tedbir nafaka miktarının az olduğu; davacı kadın vekilinin talep etmiş olduğu tazminatlara ilişkin faiz talebinde bulunmadığı halde Mahkemece tazminatlara dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmasına karar verilerek fazlaya dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;sadece kadının tanıklarının dinlenilerek kusur belirlemesi yapılmasının hatalı olduğunu, kadının tahrikleri sonucunda yaşanan münferiden gelişen olayların abartılarak anlatıldığını, kıt kanaat geçimini sağlayan bir çiftçi olduğunu, belirlenen tazminat ve nafaka miktarlarının yüksek olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olup olmadığı ile kadın lehine tazminat ve nafaka hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.