Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1777 E. 2023/5653 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve gerekçelerine göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/840 E., 2022/2532 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/110 E., 2021/270 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin eş ve ortak çocuklara karşı fiziksel şiddet, küfür, tehdit ve hakaret ettiğini, alkol alarak saldırganlaştığını, yaptığı ek arıcılık işini bahane ederek evini tamamen ihmal ettiğini, güvensiz tavırlar sergilediğini belirterek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğin başından beri eşinden bağımsız hareket ettiğini, şüphe doğuracak davranışlarda bulunup yalanlar söylediğini, kadının çocuklar ile birlikte habersiz bir şekilde İstanbul'a gittiğini, erkeğin eve geldiğinde evde kimsenin olmaması sebebiyle yanında anahtar da bulunmadığından evin kapısını çilingir marifetiyle açtırmak zorunda kaldığını, karşı tarafın kıskanç yapısıyla müvekkilini sürekli bunalttığını, ailesinin evliliklerine karışmasına müsaade ettiğini, maddîyatı ön planda tuttuğunu, çocuklara şiddet uygulayıp onları baskı alarak babaya karşı manipüle etmeye çalıştığını, karşı tarafın ev ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, cinsel birliktelikten sürekli kaçındığını, erkeğin sosyal çevresi konusunda sürekli sıkıntılar çıkarttığını belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin alkol kullandığını, davacıya küfür ve hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, eşine incitici sözler söylediğini, eşine eve adam aldığına ilişkin iftira attığını, kadına güvenmediğini, kadına karşı şüpheci davrandığını, eşi, çocuklarıyla ve evin giderleriyle yeterince ilgilenmediğini, çocuklarından ...'a şiddet uyguladığını, kadının ise; erkeğin ailesine evlerine geldiklerinde surat astığı, onların yanında eşini azarladığı, eşine hakaret ettiğini, kadının eşinden habersiz İstanbul'a gitme meselesini kadının eşini bilgilendirmek istemesi ancak çocuklarının ısrarıyla eşine bilgi vermemesi nedeniyle kadına kusur olarak yüklenmediğini belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğunu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî, ve 25.000,00 TL manevî tazminat karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasının ve maddî-manevî tazminatın miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü, kusur belirlemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin giderleriyle yeterince ilgilenmemesinesine ilişkin eylemi ispatlanmadığından, aboneliklerin kapattırılmasının ise davadan sonra olup karara esas alınamayacağından yine çocuklarından ...'a şiddet uyguladığına ilişkin eylemin affedildiğinden bahisle erkeğe bu eylemlerin kusur olarak yüklenemeyeceğini, kadına kusur olarak yüklenen vakıalara ise erkeğin dayanmadığından bahisle kadına kusur olarak yüklenemeyeceğini belirterek belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, kusur durumuna göre erkeğin davasının reddi gerektiğini, ortak çocuğu ergin olduğunu bu nedenle velâyet ve iştirak nafakasına ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumuna göre az olduğunu, süresinde yapılmış nafakalara artış talebi bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin davasının reddine, ortak çocuk ergin olduğundan velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakalara artış konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının açıkça yalan söylediğini, sorumluluk sahibi bir annenin çocuklarından gelen talebi hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini, erkeğin 20.02.2020 tarihinde işi nedeniyle ...'de bulunmasından dolayı ailesinden uzakta kaldığını ve ailesinin erkekten habersiz bir şekilde İstanbul'a gittiğini, erkeğin, oğlu ...'u aradığını, ...'un telefonu açmadığını, ardından "Arkadaşlarımla dışarıdayım." şeklinde mesaj attığını, erkeğin görüntülü aradığını, ...'un çok tedirgin ve çevresi görünmeyecek şekilde ekrana yakınlaşarak konuştuğunu, gecenin ilerleyen saatlerinde erkek kadını aradığını, ancak telefonu kızı Nevalin açtığını ve annesinin ilaç alıp uyuduğunu söylediğini, eşinin sağlığından endişe ederek kızından annesini telefona vermesini, fotoğrafını çekmesini istediğini veyahut görüntülü arayabileceğini ilettiğini kızının bunu kabul etmediğini, tüm bu olanlar üzerine iyice endişelendiğini, tekrar aramalarının açılmadığını, üçüncü kez aradığında kadınınn İstanbul'da olduklarını söylemek zorunda kaldığını, yılda birkaç defa uygun bir ortam olması hâlinde içen, miktarı konusunda da sınırını bilen biri olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ile erkeğin davasının reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve erkeğin reddedilen boşanma davasının kabulü için şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.