Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1782 E. 2023/4336 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka, manevi tazminat ve vekalet ücreti konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğuna dair mahkemece yapılan tespitte usulsüzlük bulunmadığı, hükmedilen manevi tazminat ve nafaka miktarının makul olduğu, ayrıca boşanma davası içinde istenen nafaka ve tazminat taleplerinin nispi harca tabi olmadığı ve bu taleplerin kabul veya reddinin vekalet ücreti takdirinde dikkate alınamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/820 E., 2022/2138 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/307 E., 2022/25 K.

Taraflar arasındaki asıl ve karşı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, karşı davanın ve fer'îlerinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, kusur tespiti, velâyet,manevî tazminat, vekâlet ücreti ve karşı davanın reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne yönelik hüküm davalı-karşı davacı tarafça istinaf edildikten sonra 02.03.2022 havale tarihli dilekçesi ile asıl davanın kabulüne yönelik istinaf taleplerinden feragat ettiğinden istinaf incelemesi yapılmaksızın bu hüküm kesinleşmekle davalı erkeğin istinaf edilmeyen asıl davanın kabulü hükmü yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin asıl davanın kabulü dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın dava ve karşı dava cevap-cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, çocukları ve kendisini aşağıladığını, hakaret ettiğini, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadını sosyal çevresinden uzaklaştırdığını, kadının Gürcü olmasını aşağıladığını, karşı davada ileri sürülen hususların doğru olmadığını iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 4.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artış uygulanmasına, yasal faiziyle birlikte 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap-karşı dava ve ikinci cevap-karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşıladığını, kadının uzaklaştırma talebi sonucunda verilen karar ile alkol ve uyuşturucu kullanmamasına rağmen AMATEM'e gönderildiğini, bu nedenle generallik mertebesine yükseltilmesini beklerken emekliye sevk edildiğini iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ortak hayatın temelinden sarsıldığının kabulünü gerektirecek şekilde, evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamayan, eşini sosyal etkinliklerde yalnız bırakan, eşine karşı "bunlar Gürcü nereden geldiği belli değil, bu adliyede ne iş yapıyor" şeklinde aşağılayıcı ifadeler kullanan ve ortak çocuk Zeren'e karşı "Allah belanı versin" şeklinde ifadeler kullanan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 3.500,00 TL iştirak nafakasına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, karşı davadaki boşanma, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili ve davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; manevî tazminat miktarına yönelik istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, karşı davanın reddi, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın şartları ve miktarları, kısmen reddedilen manevî tazminat yönünden davalı-karşı davacı lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur. 02.03.2022 tarihli dilekçesi ile, asıl davanın kabulüne yönelik istinaf taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde ve vakıa tespitinde usulsüzlük görülmediği, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamının eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasının tamamen davalı-karşı davacı ekeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olduğu, davacı- karşı davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusurun ispatlanmadığı, durum böyleyken mahkemece davalı-karşı davacı erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, kadın yararına manevî tazminata, çocuklar yararına tedbir nafakasına ve iştirak nafakası hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gibi, takdir edilen tazminat ve nafaka miktarının makul olduğu, boşanma davası içinde istenen, boşanmanın eki niteliğinde olan nafaka ve tazminat talepleri nispi harca tabi olmadığı gibi, bu taleplerin kabul veya ret durumu ile boşanma davasındaki tarafların kusur dağılım ve derecesi, vekâlet ücreti takdiri, yargılama gideri ve nispi harcın taraflara yüklenmesinde esas alınamaz. O halde, Mahkemece, davacı-karşı davalının kısmen reddedilen manevî tazminat talebi yönünden davalı-karşı davacı yararına vekâlet ücretine takdir edilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, karşı davanın reddi, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın şartları ve miktarları, kısmen reddedilen manevî tazminat yönünden davalı-karşı davacı lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesi nedeniyle hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, erkeğin karşı davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iştirak nafakasının miktarı, velâyet düzenlemesi ile fer'î taleplerin reddi veya kabulü halinde ayrı bir vekâlet ücreti hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin, asıl davanın kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.