Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1795 E. 2024/364 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması davasının reddinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın davalı bankaya cebri icra yoluyla satılıp mülkiyetin devredilmesi ve davacının ipoteğin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararının kalmaması, ayrıca taşınmazın fiilen aile konutu olarak kullanılmaması nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2046 E., 2022/1316 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/50 E., 2019/651 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın rızası olmadan Türikiye Halk Bankası A.Ş. Erzurum Şubesi yararına ipotek tesis edildiğini, Erzurum 3. İcra Dairesinde satışa kadar gittiğini ancak ondan da haberdar edilmediğini, bilgisi dışında haberi olmaksızın, açık rıza göstermediği halde aile konutlarına konulan taşınmaza yönelik ipoteğin iptalini, Erzurum 3. İcra Dairesi'nin satışının durdurulmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... dava cevap dilekçesinde özetle; Türkiye Halk Bankası A.Ş. Erzurum Şubesi'nden kullanılmış olan bu kredinin ticari olduğunu, bu kredinin KAYA-MED MEDİKAL LTD.ŞTİ tarafından 2010 yılında kullanıldığını ve yine bahsi geçen şirketin %10 hissedarı olduğunu kabul ettiğini, aile konutlarını ipotek verdiğini, eşinin bilgisi olmadan ipotek verdiğini, sonrasında şirketin işlerinin bozulduğunu, kredinin takibe düşerek icralık olduğunu, 2015 Ocak ayında Erzurum 3. İcra Müdürlüğü tarafından satışa sunulduğunu, o günki banka şube müdürünün şirketin ortaklarını yanlış bilgilendirmesi sonucu satışa iştirak edemediklerini, başka iştirakçilerin de olmadığını, gayrimenkulü bankanın %50 değerle kendisinin aldığını beyan etmiştir.

2.Davalı ...Ş vekili sürede cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle davalı ... Aş'ye satıldığı ve satış işlemi kesinleştiği, dava konusu taşınmaz tescilden önce cebri icra yoluyla satış suretiyle dava tarihinden önce davalı ... adına kayıtlı olmaktan çıktığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 ncı maddesinin birinci fıkrası aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin iradi tasarruflarını diğer eşin açık rızasına bağladığı cebri ihaleye dayanan mülkiyet aktarımı bu madde kapsamına giren bir tasarruf niteliğinde olmadığı mülkiyeti nakleden cebri ihalenin davacı eşin açık rızası alınmadan tesis edilmiş olan ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takibe dayanıyor olması da cebri ihaleden önce ipotek hükümsüz kılınmadıkça sonuca etkisi bulunmadığı, ihalenin feshi talebiyle açılan davanın da reddedildiği ve karar 26.04.2016 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davalı bankanın mülkiyetinin kazanmasının dayanağı cebri ihale geçerli ve ayakta olduğu gerekçesi ile açıklanan bu hukuki durum karşısında davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı asıl istinaf dilekçesinde özetle; eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğunu, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava ipoteğin kaldırılması talebi ile açılmış olup, taşınmaz davalı bankaya cebri ihale ile satılmış olmakla davacının ipoteğin kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı gibi, dava dilekçesinden davacı ve davalı eşin adreslerinin Edirne İlinde olduğu, bu itibarla Erzurum'da bulunan taşınmazın aile konutu olarak kullanılmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesindeki korumanın fiilen aile konutu olarak kullanılan yer bakımından söz konusu olduğu, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı asıl: tüm; eşin “açık rızası” alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğunu, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasında davanın reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı asıl tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.