Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1797 E. 2023/1734 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisi, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ve baba ile görüşmek istemediğine dair beyanları dikkate alınmaksızın kişisel ilişki tesisi ve nafaka ile tazminat miktarlarının belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı-davacı kadının temyiz isteminin reddine, davacı-davalı erkeğin temyiz isteminin ise kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük aile Mahkemesi

Taraflar arasında çocuk ile baba arasında geçici kişisel ilişki tesisi ve birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine yönelik asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma ve fer'îlerine yönelik birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı vekili tarafından kişisel ilişki davası ile boşanma davasında hükmedilen nafakalar, tazminatlar ve kişisel ilişki yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının birleşen davadaki kişisel ilişki tesisi yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine; diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı tarafından boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar; davalı karşı davacı ise kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasının kabulü, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesince verilen asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne dair karara karşı davalı-davacı kadın vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı-davacı kadının kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, diğer istinaf taleplerine yönelik başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı-davalı erkeğin, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı-davalı erkeğin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının gerekli şartları taşıdığından temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; Davalı kadın ile 2012 yılında beri evli olduklarını, bu evliliklerinden bir ortak çocuklarının bulunduğunu, davalının evlilik birliği içerisinde üzerine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, sürekli evi terk ettiğini, 2018 yılında ailesinin yanına giderek bir daha eve dönmediğini, aile büyükleri ile iletişime geçmeye çalıştığını, ancak çabaların yetersiz kaldığını, çocuk ile arasındaki bağı koparmaya çalıştığını, son olarak Kurban bayramının 4. Günü çocuğu görmek için ailesinin yanına gittiğini, çocuğu göstermediği gibi hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttığını, çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; 2018 kurban bayramında davalının ailesine ziyarete gelmediğini, ortak haneye dönmediğini, ailesine mesafeli kaldığını, geldiklerinde ilgilenmediğini, hizmetçi değilim dediğini, ailesinin müdahalelerine göz yumduğunu, terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, evi terk ederken eşyaları da götürdüğünü, altınları baba evine bıraktığını, bu nedenlerle birleşen davanın reddini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelik cevap dilekçesinde iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliği içindeki kusurlu davranışların davacıdan kaynaklandığını, davacının ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, mama parasını dahi sakındığını, kılık kıyafet ihtiyaçlarını müvekkilinin ailesi tarafından karşıladığını, ortak çocuğa şiddet uyguladığını, kendisine sadakatsiz davrandığını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/104 esas sayılı dosyasında boşanma davasının görüldüğünü, %60 görme engelli olduğunu, çocuğun bakım ve güvenliğini sağlayamayacağını, yetki itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekilinin birleşen dava dilekçesinde; davacının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, psikolojik baskı kurduğunu, evliliğin kandırma üzerine kurulduğunu, davacının %60 görme engelli olduğunu ve bu sayede memur olduğunu, bu durumun müvekkilinden gizlendiğini, çocuk aldırması gerektiğinde dahi müvekkiliyle ilgilenmediğini, ilgi göstermediğini, davacının annesinin evlilik birlikteliğine zarar verdiğini, müvekkilinin ailesine ekonomik olarak muhtaç kaldığını, davacıdan maddî destek alamadığını, davacının eş ve baba olma sorumluluğundan kaçtığını, müvekkilinin ve çocuklarının masraflarıyla ilgilenmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, müvekkili lehine 750,00TL tedbir-yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine 750.00 TL tedbir-iştirak karar verilmesini, nafakanın yıllık ÜFE artış oranında arttırılmasını, kadın lehine 75.000,00 TL maddî 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocukla kişisel ilişki kurulması davası yönünden, ortak çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki tesis edilmesinde herhangi bir olumsuzluğun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde, kişisel ilişki tesisine, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenli birleşen boşanma davasında ise davacının ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, kök ailesine maddî olarak destekte bulunduğu, sürekli borçlandığı, evlilik birliğinin devamında taraflar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı davacı kadının evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine aylık 500'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl Üfe oranında artırılmasına, kadın lehine faiziyle 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kişisel ilişkinin raporda olduğu gibi günübirlik olacak şekilde düzenlenmesini, nafaka ve tazminatların az olduğunu, davacının da tam kusurlu olduğu dikkate alınarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen davada verilen boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, hükümde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası yerine161 inci maddesinin birinci fıkrası yazılmasının maddî hata niteliğinde olduğu ve davalı- davacı kadının boşanmanın fer'îlerine yönelik taleplerinin kabulü ve miktarında isabetsizlik bulunmadığı,mahkemenin birleşen davadaki velâyet ile asıl davada kişisel ilişkiye yönelik vermiş olduğu kararın doğru olduğu, birleşen davada da kişisel ilişkiyle ilgili hüküm kurulması gerektiği halde, karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın doğru olmadığı gerekçesi ile, birleşen davada çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükmü kaldırılarak yeniden hüküm tesisine ile diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı ve davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı temyiz başvuru dilekçesinde; boşanma maddî-manevî tazminat ve nafaka konusunda kararının onamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı-davacı kadının kusurlu olduğunu, tazminatların ve nafaka miktarlarının fazla olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması davasında, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda çocuğun fiziksel şiddete uğradığına yönelik beyanların olduğu, ortak çocuğun baba ile görüşmek istemediği, çocuk teslimine ilişkin ... İcra Müdürlüğünün 2022/53 Esas sayılı dosyası tutanaklarından da anlaşılacağın üzere çocuğun babası ile görüşmek istemediği ve bu hususa yönelik eğitimci bilirkişinin gözleminden de anlaşılacağı üzere ortak çocuğun üstün yararı ve görüşmek istemediğine yönelik beyanının dikkate alınmaksızın karar verildiğini kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenle bozulması gerektiğini, davacı-davalının devlet memuru olduğunu, ekonomik durumunun yanlış değerlendirildiğini ve yazıldığını beyan ederek nafaka ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişki tesisine yönelik temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, baba ile ortak çocuk arasında tesis edilmiş olan kişisel ilişkinin yerinde olup olmadığı, çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, tazminatlar ve nafakaların miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 183 üncü, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı- davalı erkek, birleşen boşanma davası ve fer'îlerine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı-davacı kadın vekilinin kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasının kabulü ve birleşen boşanma davasında kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz incelemesinde;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı-davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.