Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1823 E. 2023/4750 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya sebep olan geçimsizliğin varlığı, kusur durumu ve boşanma ile birlikte talep edilen maddi-manevi tazminat ve nafakaların hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tanık beyanları ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2337 E., 2022/2229 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/418 E., 2021/515 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve fer'îleri talepli dava ile birleşen tedbir ve yardım nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın kabulü ile kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre ve temyize konu edilen birleşen tedbir nafakası toplam miktarı aylık 1.500,00 TL yıllık 18.000,00 TL olup, temyiz kesinlik sınırı olan 107.000,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Davalı erkeğin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı asıl dava dosyasına sunduğu dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; evlilik birliğinin, davalının aşırı derecede annesine bağımlı olması, annesinin izni olmadan eşine ve çocuklarına sevgi, ilgi gösterememesi, müvekkili ve ortak çocuklarına fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uygulaması, aşırı cimri davranarak müvekkilini ve çocuklarını başkalarına muhtaç etmesi, onur kırıcı davranışlarda bulunması, müvekkiline, ortak çocuklara ve müvekkilinin annesine ağır küfür ve hakaretler etmesi, sürekli evden kovması, annesinin ve kız kardeşinin kötü davranmalarına ses çıkarmaması, hizmetçi gibi kullanması, değer vermemesi, dışlaması, ailesiyle telefonda ve yüz yüze görüşmesini istememesi, eve gelmelerini engellemesi, müvekkilinin tek başına dışarı çıkmasını yasaklaması, sadece kız kardeşi ya da annesiyle dışarı çıkmasına izni vermesi, müvekkilini ve çocukları tehdit etmesi, eğitim ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamaması, müvekkilini babasından maddî destek alınmak zorunda bırakması, aşırı maddîyata düşkün olması, annesinden izin alamadığı için ailesini bir kez dahi tatile götürmemesi, yemeğe çıkarmaması, eve hapis etmesi, annesinin rencide edici söz ve davranışlarına maruz bırakılması, ortada bir sorun yokken sinirlenip müvekkilini zor durumda bırakması, pisikolojik sorunlarının bulunması, öfke kontrolü problemi yaşaması nedeniyle sarsıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 750.000,00 TL maddî, 1.200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde, davalıyla yaklaşık bir aydır ayrı yaşamakta olup bu zaman zarfında davalının tarafına yiyecek, içecek, giyim adı altında hiçbir yardımda bulunmamakta olduğunu, harçlık vermekten imtina etmekte olduğunu, üniversite öğrenci olan kızının okul taksitleri, yiyecek, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılamadığını beyan ederek, lehine aylık 30.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kızı lehine aylık 20.000,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı asıl davada yasal süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde; açılan davanın reddinin gerekmekte olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu, ortak çocukların halen daha tüm ihtiyaçlarının davalı müvekkili tarafından karşılanmakta olduğunu, davacı ve ortak çocuklar ile davalı müvekkili arasındaki tek anlaşmazlığın, davalı müvekkilinin ortak çocuğu Hilmi'ye alacağı evin İzmir'in hangi semtinde alınacağının kararlaştırılamaması nedeniyle olduğunu, ortak çocuk Hilmi'nin spor salonu olarak işlettiği 2 dükkan ve oturduğu evinin davalı müvekkiline ait taşınmazlar olduğunu, üzerine kayıtlı olan 35 T 6901 plakalı ticari aracını da ortak çocuk Hilmi'ye devrettiğini, davacıyı darp etmediğini, darp raporunun da bulunmadığını, davacı ve ortak çocuk Huriye'nin müvekkilini evden kovup, kapıyı açmadıklarını, davacının SGK'dan oldukça yüklü miktarda emekli maaşı aldığını ve şu an davalı müvekkilinin annesinin evinde oturmakta olduğunu, kira ödemediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyan ederek, açılan boşanma davası ve ferilerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı birleşen davada yasal süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde; davacının, reşit olan ortak çocuk Huriye için aylık 20.000,00 TL yardım nafakası talep etme hakkının bulunmamakta olduğunu, açılan davanın ortak çocuk Huriye için talep edilen yardım nafakası yönünden dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddinin gerekmekte olduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın, ayrı yaşamakta hiçbir haklı gerekçeye dayanmadığını, davalıyı müşterek haneden kovduklarını, davacı kadının, SGK'dan oldukça yüklü emekli maaşı almakta olduğunu, davacının şu an kaldığı evin müvekkilin annesine ait olduğunu, davacının bu ev için herhangi bir kira da ödememekte olduğunu beyan ederek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tanık beyanları ve tüm dosya içeriğine göre, davalının davacı eşini yalnız dışarıya bırakmadığı, ilgisiz davrandığı, cimrilik yaptığı, davacıya küfürlü konuşup babanın evine git diyerek kovduğu, en son davacıya tokat atıp şiddet uyguladığı, davacının kayınvalidesi ile görüşmediği, davacının şiddet olayının akabinde davalıyı eve almamasının tepkisel ve korku nedenli olduğu, kısa bir süre sonra da boşanma davası açtığı, geçimsizlikteki kusurun davalıda olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile, asıl ve birleşen davanın kabulü ile, tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacının birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile boşanma dosyasında verilen tedbir nafakası göz önüne alınmak kaydı ile tahsilde mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek kaydı ile birleşen dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının tanık olarak dinlenen çocukları Huriye ve Hilmi'nin, davalı müvekkiline karşı açmış oldukları ve halen daha devam eden İzmir 19. Aile Mahkemesinin 2019/493 E 2021/367 K. sayılı ve İzmir 16. İş Mahkemesinin 2019/ 126 E. İzmir 4. Asliye Hukuk 2020/15 E. sayılı dosyalarının bulunmakta olduğunu, müvekkiline karşı husumetleri bulunduğunu, bu tanıkların beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davacının iddialarının asılsız olduğunu, şiddet uygulandığını gördüğünü söyleyen tanıklar ... ve Coşkun'un da ifadeleri birbiriyle çelişkili olduğunu, iddiaların ispatlanamaması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davacının SSK'dan emekli olduğunu ve oldukça yüksek emekli maaşı almakta olduğunu. davacının düzenli ve sürekli bir geliri bulunduğunu, birleşen tedbir nafakası davasının da reddinin gerekmekte olduğunu beyan ederek, boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile nafakalar ile birleşen davada kabul edilen tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadının, birleşen dava dilekçesinde ortak çocuk Huriye yararına aylık 20.000,00 TL yardım nafakası talebinde bulunduğu halde; Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ise de, tarafların bu hususta istinaf taleplerinin bulunmaması nedeni ile sadece hataya değinilmekle yetinildiğini, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davalı erkeğin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği aynı sebeplerle boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile nafakalar ile birleşen davada kabul edilen tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme:

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadının boşanma davasının kabulü ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile nafakalara hükmedilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2.İlgili hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 197inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı erkek vekilinin birleşen bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.