Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1824 E. 2023/2557 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında edinilmiş mal niteliğindeki taşınmazın tasfiyesi aşamasında, davacı erkeğin yaptığı katkı payı ve değer artış payı alacaklarının tespiti ve tahsili istemine ilişkin yargılamada, davacının ıslah hakkını kullanıp kullanmadığı ve kısmi dava açıp açmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk dilekçesinde 1.000 TL’lik kısmi dava açtığı, sonrasında talep miktarını artırdığı ancak 6100 sayılı HMK’nın 176. maddesi uyarınca aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği gözetilerek, davacının ilk ıslah dilekçesinden sonraki talep artışlarının dikkate alınamayacağı gerekçesiyle Daire kararının düzeltilmesi talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/10 E., 2021/825 K.

DAVA TARİHİ : 08.10.2017

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı erkek vekili

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı erkek vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin matematik öğretmeni, davalının vergi dairesinde memur olduğunu, müvekkilinin annesinin yardımı ile kooperatife üye olduğunu, kooperatif yoluyla edinilen taşınmaz satılarak tasfiye konusu 4 nolu meskenin satın alındığını ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesi için edinilmiş mal olan meskenin paylaşılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; müvekkilinin kooperatife 1987 yılında üye olduğunu, peşinat ve ödemelerin müvekkilinin annesi tarafından yapıldığını beyan etmiştir.

3. Davacı erkek vekilinin tefrik kararından sonra sunduğu 25.11.2009 tarihli dilekçesinde; harca esas değer 10.000,00 TL gösterilmek suretiyle, tasfiye konusu 4 nolu meskenin 44.000,00 TL'ye alındığını, 28.000,00 TL'sinin kooperatif yoluyla edinilen müvekkilinin kişisel malı olan taşınmazın satışından elde edilen paranın, kalan 16.000,00 TL'nin de kredi ile karşılandığını, müvekkilinin 36.000,00 TL taşınmazın edinilmesine katkısının olduğunu, katkı oranının 36/44 olduğunu ileri sürerek taşınmaza yaptığı katkı oranında hissenin iptali ile müvekkili adına tescilini, aksi halde tasfiye aşamasındaki değerine göre yaptığı katkının müvekkiline verilmesini, bunun da uygun görülmemesi halinde katılma alacağına hükmedilmesini, bunun da olmaması halinde gayrimenkulün satılarak paylaştırılmasını fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını ve alacaklara faiz yürütülmesini talep etmiştir.

4. Davacı erkek vekili 22.02.2012 tarihli dilekçesinde; 56.635,00 TL değer artış payı alacağı, 16.180,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 72.815,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.

5. Davacı erkek vekili 28.02.2017 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişi raporunda belirlenen toplam 96.547,50 TL alacağın tahsilini, alacağa muaccel olduğu tarihten itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir.

6. Davacı vekili 24.09.2021 tarihli dilekçesinde de; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 211.251,60 TL değer artış payı alacağı, 60.374,20 TL katılma alacağı olmak üzere toplam271.625,80 TL alacağın tahsilini, alacağa muaccel olduğu tarihten itibaren faiz yürütülmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın 14.600,00 TL'ye satın alındığını, davacının kişisel malı olduğunu iddia ettiği kooperatif yoluyla edinlen taşınmazı evlendikten sonra edindiğini, işbu taşınmazın müvekkilinin memuriyetten elde ettiği birikimleri, ziynet eşyaları ile alındığını, bu taşınmaz satıldıktan sonra parasının davacıda kaldığını, tasfiye konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılmadığını, tasfiye konusu taşınmazın kredi ile alındığını ve kredi ödemelerinin müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış, boşanma dava dosyasından tefrik edilmiştir.

2. Mahkemenin 22.11.2012 tarihli ve 2009/1059 Esas, 2012/826

Karar sayılı kararı ile, davacının 25.11.2009 tarihli dilekçesinde harca esas değeri 10.000,00 TL gösterdiği, ancak alacağın tasfiye tarihindeki değerinin tahsilini talep ettiği; 22.02.2012 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi değil, önceki dilekçedeki talebin miktarının açıklanması niteliğinde olduğundan bu talebin zamanaşmına uğradığına yönelik davalının itirazlarına itibar edilmediği; taşınmazın önceki taşınmazın satışından elde edilen 28.000,00 TL ve kredi kullanılarak 44.000,00 TL'ye alındığı, 28.000,00 TL'nin davalıya bağışlandığı, kredi ödemelerinin yarısı olan 8.000,00 TL davacının taşınmaza katkısının olduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüyle 16.180,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili ve davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.09.2014 tarihli ve 2014/18868 Esas, 2014/17130 Karar sayılı ilamı ile, taşınmazın önceki taşınmazın satışından elde edilen 28.000,00 TL ve 16.000,00 TL kredi kullanılarak satın alındığı, kredi ödemeleri nedeniyle davalı lehine katılma alacağı hükmedilmesinin ... olduğu, önceki taşınmazın satışından elde edilen 28.000,00 TL'nin bağış kabul edilmesinin hatalı olduğu, önceki taşınmazın evlilik birliği içinde davacı adına tescil edildiği, işbu taşınmaza davalının katkısının olup olmadığının belirlenebilmesi için, taraflara kooperatife üyelik tarihi ve yapılan ödemelere ilişkin belgeleri sunması için süre ve imkan tanınması, ödemelerin evlilik öncesinde yapılan kısmının davacının kişisel malı olarak ve evlilik içinde yapılmış ödemelerin bulunması ve bu ödemelerin evlilik öncesi gelen birikim yada kişisel mallardan yapıldığının ispatlanmaması halinde her ikisi de çalışarak gelir elde ettiğinden davalı kadının katkıda bulunduğunun kabulü ile tarafların gelirine göre tespit edilecek katkı payı oranında davacı ile davalının kişisel malının ayrı ayrı belirlenmesi ve bu şekilde belirlenecek kişisel mal ile edinilmiş mala katkıda bulunduğu göz önünde tutularak, bu kişisel mal miktarının taşınmazın satın alındığı tarihteki değeri olan 44.000,00 TL'ye oranı tespit edilerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 227 nci maddesi uyarınca, bu oran ile taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri çarpılarak değer artış payı alacağının belirlenmesi, aynı şekilde davalının taşınmazın alımına 195 ada 2 parselin satımından elde edilen paradaki kişisel malı ile katkıda bulunduğunun yukarıda açıklandığı üzere belirlenmesi halinde 4721 sayılı Kanun'un 230 uncu maddesine göre denkleştirmeye tabi tutularak, değer artış payı ve denkleştirmeye tabi tutulan miktar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın yarısına 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesine göre katılma alacağı olarak karar vermek gerektirtiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Mahkemece taraflara kooperatif kaydının sunulması için süre ve imkan verildiği, davacının kooperatife 1987 yılında üye olduğunu, ödemelerin annesi tarafından yapıldığını açıkladığı, davalının herhangi bir beyanda bulunmadığı, kooperatife ilişkin bilgi ve belge ile evlilik tarihinden sonra ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin bilgi ve belgenin temin edilemediği, davalının kooperatif ödemelerine katkısını ispatlayamadığı, önceki taşınmazın davacının kişisel malı olduğu, taşınmazın edinme tarihindeki değerine göre davacının kişisel mal oranı ve edinilmiş mal oranına göre taşınmazın güncel değeri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının 211.251,60 TL değer artış payı alacağı, 60.374,20 TL katılma alacağı olmak üzere toplam 271.625,80 TL alacağın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 211.251,60 TL değer artış payı alacağı ile 60.374,20 TL artık değer payı alacağı olmak üzere toplam 271.625,80 TL'nin kararın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili ve katılma yoluyla davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 08.11.2022 tarihli ve 2022/7902 Esas, 2022/8928 Karar sayılı kararıyla, kooperatife erkeğin evlenmeden önce üye olduğu, evlenme tarihinden (14.02.1994) sonra 11.11.1994 tarihinde erkek adına tahsis edildiği, kooperatife yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar temin edilememiş ise de, 25.09.2014 tarihli bozma ilamında belirtildiği şekilde evlilik tarihinden tahsisin yapıldığı tarihe kadar tarafların her ikisi de çalışarak gelir elde ettiğinden kadının katkısının olduğunun kabulü gerektiği, Mahkemece, kooperatife yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar temin edilemediğinden kooperatif yoluyla edinilen taşınmaza kadının katkı oranının, erkeğin kooperatife üyelik süresi, evlilik tarihi ile tahsis tarihi arasındaki süreler göz önünde bulundurulup 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi uyarınca hukuk ve hakkaniyete uygun şekilde belirlenerek, tasfiye konusu 4 nolu meskendeki kişisel mal denkleştirme yapılması gerektiği; somut olayda, davanın 08.10.2007 tarihinde 1.000,00 TL alacağın tahsili talebiyle kısmi olarak dava açıldığı, davacının 22.02.2012 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 72.815,00 TL’ye yükselttiği, yine davacının 28.02.2017 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 96.547,50 TL’ye yükselttiği, son olarak da davacının 24.09.2021 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 271.625,80 TL’ye yükselttiği, Mahkemece davacının 24.09.2021 tarihli dilekçesindeki talep miktarı gözetilerek karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği, Mahkemece, 22.02.2012 tarihli dilekçesiyle davacı ıslah yoluna başvurduğundan, bu tarihten sonra sunduğu dilekçeler doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek kararın bozulmasına, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı erkek vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; davanın boşanma davasından tefrik edildiğini, tefrikten sonraki tensip tutanağında dava tarihinin 25.11.2009 tarihli dilekçesinin esas alınarak 25.11.2009 olarak gösterildiğini, 25.11.2009 tarihli dilekçede alacakların tasfiye aşamasındaki değerine göre müvekkiline verilmesinin talep edildiğini, bilirkişi raporu sunulduktan sonra sunulan 20.02.2012 tarihli dilekçenin ıslah değil, talep açıklama dilekçesi niteliğinde olduğunu, bozmadan sonra tahkikatın devam etmesi nedeniyle 28.02.2017 ve son olarak 2409.2021 tarihli dilekçeler ile yeni belirlenen değerler üzerinden taleplerin açıklanarak eksik harçların tamamlandığını, harç tamamlamanın 4721 sayılı Kanun'un 235 ... maddesine göre tasfiye talebi niteliğinde olduğunu, ıslah olmadığının açık olduğunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu (492 sayılı Kanun) uyarınca harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilemeyeceğinden harçların tamamlandığını, 13 yıl civarında süren yargılama ve tahkikat aşamasında birçok kez hesaplama için bilirkişi raporu alındığını, her rapor sonrasında hüküm verileceği düşüncesiyle harcın tamamlandığını, aleyhe yorumlanarak adil yargılanma hakkı ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirtilerek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, talep miktarı, ıslah, kısmi dava noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi,. 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 ... maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası. 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı ve devamı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 107 nci ve 109 uncu maddeleri, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1.470,00 TL para ceza ile 375.10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.