"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2471 E., 2022/2286 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/341 E., 2021/592 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının karşı davasının reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevaba (karşı davaya) cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğin akraba ve arkadaşlarından kimseyle görüşmesine izin vermediğini, erkeğin çevresinden kimsenin eve girmesini istemediğini, kadının kardeşinin erkeğe bağırıp çağırıp tehdit ettiğini, kadının fevri, sinirli ve kıskanç olduğunu, erkeği ailesinin ve arkadaşlarının önünde zor durumda bırakmaktan çekinmediğini, tarafların iki yıldır cinsel birliktelik yaşamadıklarını, kadının eski eşi ile erkeği karşılaştırdığını, sürekli eski eşini ve onun ailesini övdüğünü, tehdit ve hakaretler ettiğini, 17.04.2019 tarihinde erkek ayrılmak istediğini belirterek evden çıkacakken kadın tarafından darp edildiğini, sonra da kadının üzerindeki elbiselerini çıkartarak apartmanın içinde " seni rezil edeceğim" diye bağırdığını, bunun dışında 07.05.2019 tarihinde de erkeğin arkadaşının iş yerine gelerek arkadaşının önünde erkeğe tokat atıp ayağına bastığını, tarafların 17.04.2019 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, 17.04.2019 tarihinden sonra kadının evde korktuğunu belirtmesi üzerine erkeğin iki defa eve kalmaya gittiğini, ancak 07.05.2019 tarihindeki olaydan sonra erkeğin müşterek eve gitmediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00TL maddi ve 50.000,00TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kendi ailesi ile kadın arasına bilerek mesafe koyduğunu, kadının ikinci evliliği olduğunu kimseye söylememesini istediğini, kadının çocuk sahibi olmak istediğini, yapılan tahlillerde erkeğin çocuk sahibi olma ihtimalinin düşük olduğunu kadından gizlediğini, aksine çocuğun olmaması konusunda kadını suçladığını, erkek 17.04.2019 tarihinde evi terk ettiğini ileri sürmüş ise de 29.04.2019 tarihinde bütün gün festivalde birlikte eğlendiklerini ve akşam eve dönüp cinsel birliktelik yaşadıklarını, 16.04.2019 tarihinde erkeğin "delisin sen, kadın değilsin, senden boşanacağım, baban gelsin alsın seni" diyerek kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadın evden çıkmak isteyince de apartman koridorunda tartaklandığını, kadının babasını arayarak gelip almasını istediğini, 17.04.2019 da boşanma davası açacağını söyleyip hakaretler ederek evden çıktığını, 28.04.2019 tarihine kadar aralıklı olarak eve geldiğini, 27.04.2019 tarihinde "seni seviyorum" şeklinde mesaj attığını, festivalin ertesi günü 29.04.2019 tarihinde sabah kalktığında erkeğin eski haline dönerek boşanacağını söyleyip evden ayrıldığını, 07.05.2019 tarihinde erkeğin yolda yürüyen kadının önünün kestiğini ve hakaretler ettiğini, fiziki müdahalede bulunduğunu, polislerin geldiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek konutun kadının konaklaması için tahsisine, 75.000,00TL maddi,100.000,00TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe saldırgan tutumlar sergilediği ve fiziksel şiddet uyguladığı, 17.04.2019 tarihli ilk şiddet vakasından sonra tarafların biraraya geldiği, erkeğin şikayetçi olmadığı ancak 07.05.2019 tarihli şiddet vakasına tarafların yanında bulunan tanık ... 'nın bizzat şahit olduğu, celbedilen ceza dosyalarındaki vakıaya ilişkin kabulle ve adli raporlarla uyumlu şekilde beyanda bulunduğu, kadının aynı tanığın yanında eşinin ailesi ile önceki evliliğini kıyas mukabilinde cümleler ettiği, "adam mısın" diyerek hakaret ettiği, bu suretle onur kırıcı davranışta bulunduğu, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkeğin yeniden çalışmaya başladığı tarihten itibaren kadın yararına aylık 500,00TL tedbir nafakasına, erkek yararına 10.000,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminata, tazminat isteminin hükmün kesinleşmesi ile muaccel hale geleceği nazara alınarak faiz isteminin reddine, ara karar ile de müşterek konutun yargılama süresince kadına tahsisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapılan kusur tespitine itirazlarının olmadığını, kadının iki kere caza mahkemesi kararı ile sabit olduğu üzere erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, ilk fiziksel şiddet vakıasından sonra tarafların bir araya gelmediğini, erkeğin kadını affetmediğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, erkeğin artık çalışmıyor olduğunu, bu nedenle kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile müşterek konutun kadına özgülenmesine dair ara kararlara itiraz ettiklerini, müşterek konutun kredilerinin erkek tarafından ödendiğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarı, ortak konutun kadına özgülenmesi ve tedbir nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlandığını, 17.04.2019 tarihinden sonra erkeğin kadını affettiğini, kadının tanık beyanlarının ve delillerinin hükme neden esas alınmadığının açıklanmadığını, kadının geliri bulunmadığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen maddi ve manevi tazminat, tedbir nafakasının miktarı, lehine yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadının erkeğe uyguladığı ilk fiziksel şiddet vakıasından sonra erkeğin kadını affettiği tespitinde bulunulmuş ise de, ilk olay ile ikinci olay arasında 1 ay gibi kısa bir sürenin geçtiği, tarafların bu süre zarfında karı-koca olarak birlikte yaşadıklarının mevcut deliller ile ispat edilemediği, affın varlığının sabit olmadığı, toplanan delillerden kadının saldırgan tutumlar sergilemesi, birden fazla fiziksel şiddet uygulaması, eşinin ailesi ile önceki evliliği hakkında kıyas mukabilinde cümleler sarfetmesi, "adam mısın" diyerek hakaret etmesi, bu suretle onur kırıcı davranışlarda bulunması nedeniyle birlik görevlerini ihlal ettiğinin anlaşıldığı, erkeğin kusurunun ispatlanamadığı ve kadının tam kusurlu olduğu, karşı davanın reddi kararının doğru olduğu, erkek lehine hükmedilen tazminatların miktarının uygun olduğu ancak tazminatlara yasal faiz uygulanması gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat miktarlarına ilişkin istinafının faiz talebini de içerdiğinin değerlendirildiği, kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına yönelik talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı, kadının tam kusurlu olması nedeni ile bu taleplerinin reddi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarı uygun görülmekle birlikte bu nafakanın başlangıç tarihinin erkeğin yeniden işe başladığı tarih olarak tespitinin hatalı olduğu, kadının tedbir nafakasının miktarını istinaf etmekle başlangıç tarihini de istinaf ettiğinin kabulü gerektiği gerekçesi ile erkeğin kusur gerekçesi, lehine hükmedilen tazminatlara faiz uygulanmaması, kadının ise tazminat ve yoksulluk nafakasına ilişkin olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi ve tedbir nafakasının başlangıç tarihine ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile ilgili hüküm fıkralarının kaldırılmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kaldırılan hükümler hakkında yeniden hüküm tesisine, erkek yararına kesinleşmeden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00TL maddi ve 10,000,00TL manevi tazminata, kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar aylık 500,00TL tedbir nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlandığını, 27.04.2019 tarihinden sonra erkeğin kadını affettiğini, kadının tanık beyanlarının ve delillerinin hükme neden esas alınmadığının açıklanmadığını, kadının geliri bulunmadığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminatın kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen maddi ve manevi tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kadından kaynaklanıp kaynaklanmadığı,kadının davasının reddinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin davasının kabulü ile erkek yararına maddi ve manevi tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.