"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/721 E., 2022/1853 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/154 E., 2019/499 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf taleplerinin reddine, kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilgili hükümlerin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek asıl dava dilekçesinde ve ... erkek vekili karşı davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; her iki tarafın da ikinci evliliği olduğunu, evlilik öncesinde her iki tarafın da önceki evlilikten birer çocuğunun taraflarla birlikte yaşayacakları konusunda anlaştıklarını, kadının kızının erkeğin ise oğlunun taraflar ile birlikte yaşadığını, ancak sonradan kadının oğlunun da taraflar ile birlikte yaşamaya başladığını ve ev içinde alkol alıp huzursuzluk yarattığını, erkeğin bu nedenle sıkıntısını dile getirdiğinde kadın ile tartışmalar yaşadığını, son zamanlarda kadının erkeği tehdit etmeye başladığını, "neyin var neyin yoksa her şeyini alacağım, seni mağdur edeceğim" dediğini, 07.02.0218 tarihinde kadının evi terk ettiğini, gitmeden önceki gece de kendi telefon hattında sorun olduğunu söyleyerek erkeğin hattını istediğini, erkeğin hattını kadın verdiğini, kadının bu hat üzerinden erkeğin internet bankacılığı hesabına girerek hesaptan 30.000,00TL para çektiğini ve kendi hesabına havale ettiğini, erkeğin bunu öğrenmesi üzerine şikayette bulunduğunu, karşı dava dilekçesi ile iftira atıldığını, iddiaların asılsız olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların evlenirken çocuklarının yanında olacağı hususunda anlaştıklarını, erkeğin temizlik hastalığının olduğunu, kadının bu durumu evlenmeden önce bilmediğini, kadının sürekli temizlik yapmak zorunda kaldığını, erkeğin temizliği beğenmeyerek hakaretler ettiğini, çok disiplinli olması nedeniyle sürekli baskı uyguladığını, kadının çocuklarına kötü davrandığını, bunun nedenini sorunca da erkeğin "ben kızını kabul etmiştim, oğlunu kabul etmemiştim" dediğini, halbuki evlenmeden önce böyle bir beyanda bulunmadığını, kadının oğlunu evden göndermek için çabaladığını, " bu çocuk çok çirkin, kepçe kulaklı, bunu evimde istemiyorum, defolup gitsin" dediğini, erkeğin davranışlarının nedeninin kadının oğlu evde iken kadının kızını rahatça taciz edememesi olduğunu, kadının kızını sürekli gözü ile taciz ettiğini, banyoda kadının kızı varken kapıyı açıp baktığını, kadını ters ilişkiye girmeye zorladığını, kadın dış gebelik geçirdiğinde hamileliği sonlandırıldığında erkeğin üzülmediğini ve taburcu olunca kadına bakmadığını, bu aşamadan sonra sözel şiddetin yanında fiziksel şiddete de başvurduğunu, hastaneden çıkalı bir ay olmasına rağmen karnına tekme attığını, başka zamanlarda da boğazını sıktığını, telefon fırlattığını, kadından nefret ettiğini söylediğini, çevreye kadını kötülediğini, erkeğin kadını yıldırıp evden gitmesini istediğini, "bu evden git istediğini ne varsa ben yardımcı olacağım, kartlar da sende, istediğin kadar çek ve git" dediğini, kadının herhangi bir geliri ve birikimi olmadığından mecburen erkeğin hesabından tek başına geçinmesi için gerekli olan cüzi miktarda parayı çektiğini, evden ayrılırken de erkeğin kartlarını eltisinin kapısının önüne bıraktığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00TL maddî ve 20.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...tarafların 25/05/2016 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden ortak çocuklarının bulunmadığı, tarafların ikinci evlilikleri olduğu, davalı-karşı davacının önceki evliliğinden olan iki çocuğunun taraflarla birlikte kaldığı, davalı-karşı davacının, erkek çocuğunun içki içmesi, karşılıklı uyumsuzluk ve davacı-karşı davalının aşırı titizliği nedeniyle taraflar arasında sürekli tartışmaların yaşandığı, bu tartışmalarda karşılıklı şiddete yönelik söylemlerde bulundukları, davacı-karşı davalının şiddete yönelik davranışlarda olduğu, bunun yanında davalı-karşı davacının en son Akbank'tan internet bankalığı üzerinden davacı-karşı davalının haberi olmaksızın 30.000,00-TL kredi çektiği ve ertesi gün çocukları ile birlikte müşterek konutu terk ettiği, o tarihten beri tarafların ayrı yaşadıkları...bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup bu sonuca ulaşılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, öte yandan davalı- karşı davacının kolluk biriminden gelen yazı cevabı ve dosya kapsamına göre belirli bir geliri olmadığı tespit edilmekle birlikte davacı- karşı davalının banka hesabı üzerinden internet bankacılığı ile davacı karşı davalının onayı olmadan 30.000,00-TL kredi kullandığı anlaşılmakla, bu yönden TMK 169 maddesi gereği tedbir nafakası ve TMK 175. maddesi gereği yoksulluk nafakası taleplerinin yasal koşulları oluşmadığı..." gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların müşterek çocuğu bulunmadığından velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... erkek vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, karşı davada yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın üzerine bırakılması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasının reddedilmesi kararının hatalı olduğunu, yararına tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... erkeğin dilekçelerinde delil bildirmediği ve tanık deliline de dayanmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin mazeretsiz olarak katılmadığı ön inceleme duruşmasında erkek vekiline delillerini ve tanık listesini sunması için süre verilmiş ise de dilekçelerde dayanılmayan delilin bildirilmesi ve tanık listesi sunulması için ön inceleme aşamasında verilen sürenini sonuç doğurmayacağı ve tanık beyanlarının kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, Mahkemece süresinde delil olarak dayanılmayan banka kayıtları ve tanık beyanlarına göre davalı-davacı kadına kusur izafe edilmesinin doğru bulunmadığı, kadına yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı, bu nedenle asıl davanın reddi gerektiği, erkeğe yüklenen kusurun ise dosya kapsamına göre sabit olduğu,erkeğin tam kusurlu olduğu, Mahkemece kadının erkeğin onayı olmadan 30.000,00TL kredi kullanığı gerekçesi ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasının yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı, yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine, kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadının kusursuz erkeğin ise tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının erkeğin davasının kabulüne, tedbir ve yoksulluk nafakasına, maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurmak suretiyle asıl davanın reddine, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 350,00TL tedbir ve boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 600.00TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00TL maddî ve 15.000,00TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, taraflarınca sunulan dilekçelerde tafsilatlı şekilde açıklama yapıldığını, ön inceleme duruşmasında da Mahkemece verilen süre içinde delillerini sunduklarını, ön inceleme duruşmasının yapıldığı tarihte mevzuata uygun işlem yapıldığını, ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 145 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince de sonradan delil ileri sürülebileceğini, bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca kadının habersiz kredi kullanması nedeniyle kusurlu olduğunun dosya kapsamına göre sabit olduğunu ve bu durumun davalı-davacı kadının da kabulünde olduğunu, kadının tam kusurlu erkeğin ise kusursuz olduğunu, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, istinaf sebepleri ile bağlı olarak inceleme yapılıp yapılmadığı, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan karşılıklı boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiştir. Yapılan incelemede, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf dilekçesinde, dilekçelerin teatisi aşamasında erkeğin tanık deliline ve başka delile dayanmadığı yönünde bir istinaf talebi bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince, kadının istinaf dilekçesinde bu yöne ilişkin bir talebi bulunmadığı nazara alınmadan inceleme yapılarak erkeğin tanık deliline ve başka delile dayanmadığı ve bu halde kadının kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin asıl davasının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş istinaf sebepleri ile sınırlı şekilde inceleme yaparak bir karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden hatalı istinaf incelemesi yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
2.Bozma sebebine göre ... erkeğin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.