"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1717 E., 2023/20 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/395 E., 2021/486 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; uzun yıllar boyunca erkeğin ailesi, kardeşleri ve eşleriyle beraber yaşamak zorunda bırakıldığını, ayrı konut açılmadığını, maddî ihtiyaçlarının karşılanmadığını, erkeğin evin aboneliklerini kapattırdığını, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, müşterek evden kovduğunu ve ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına fiziksel ve sözlü şiddet uyguladığı ve evden kovduğuna dair iddiaların asılsız olduğunu, tam tersine evlilik ortamını geren, huzursuzluk çıkaranın kadın olduğunu, erkeğe "geber, öl, gidişin olsun da dönüşün olmasın" şeklinde beddua ve hakaretlerde bulunduğunu, kadının köyde erkekle birlikte yaşamayı istemediğini, sürekli telefonda konuştuğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, asıl kusurlu tarafın kadın olduğunu belirterek kadının haksız davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, müşterek evin aboneliklerini kapattırdığı, hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığının ispatlandığı, erkeğin ayrı konut açmadığı iddiası yönünden kadının erkeği affettiği, müşterek evden kovması ve erkeğin ailesi tarafından kadına olan olumsuz davranışlara erkeğin sessiz kalması iddiaları yönünden görgüye dayalı tanık beyanının ve dosyada başkaca somut delilin bulunmadığı anlaşılmakla kadının bu iddialarının ispatlanamadığı; erkeğin kadına atfettiği hakaret kusurunu ispatladığı gerekçesiyle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile, 10.000,00 TL maddî tazminat ve 15.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;erkeğe atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, tanıkların beyan ettikleri hususların kadın tarafından affedilerek evlilik birliğine devam edildiği, boşanma gerekçesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kadının ve tanıkların beyanlarına göre kadının evlere temizliğe gittiği, buradan gelir elde ettiği, tedbir/yoksulluk nafakasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadının daha ağır kusurlu olması dikkate alınarak maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, takdir edilen tazminat miktarlarının çok yüksek olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu anlaşılmakla erkek vekilinin kusur tespiti ve boşanma kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi hükmedilen tazminat miktarlarınında yerinde olduğu, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu oluşu, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarınında yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek hükmün kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın vekilinin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği ve nafakaların ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenilen fiziksel şiddet vakıası sonrasında tarafların iki ay müşterek hayata devam ettiğinin, erkeğe kusur olarak yüklenen bu vakıayı kadının affettiği ya da en azından hoş gördüğünün, hoş görülen ya da affedilen davranışların kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.