"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/61 E., 2022/1874 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/83 E., 2021/499 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin daha ilk günden kadını ailesi ile görüştürmediğini, kadının telefonu elinden alarak kırdığını, tarafların erkeğin annesi ve babasıyla aynı evde birlikte yaşadığını, ayrı eve çıkmak istediğini söylediğinde erkekten fiziksel şiddet gördüğünü, kadına "sen köpeksin, hizmetçisin, ben seni boşunamı aldım" gibi sözler söylediğini, en küçük sorunları dahi ailesine anlattığını, ailesi ne dediyse onu yaptığını, çalışmayarak evin geçimi ile ilgilenmediğini, kadının hizmetçi gibi görüldüğünü, kadının anne ve babasına yaralama eylemine bulunduğunu ve hakaretler ettiğini, buna ilişkin ceza davası açıldığını, kadının ailesi evin önüne geldiğinde erkeğin onlara ve kadına "adam mısın lan, a.ına kodumun zillisi, sizi öldüreceğim" şeklinde hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, eve çıktıklarında kadının yüzüne bardaktaki suyu atarak boğazını sıktığını, kadın kaçtığında arkasından gelip karnına bıçakla karın boşluğuna saldırdığını, kadın hamile olduğundan bayıldığını, jandarmalar tarafından hastaneye götürüldüğünü ve hastaneden ailesinin kadını aldığını, 02.10.2018 tarihinden beri kadının ailesinin yanında olduğunu, ne hamileliğinde ne de sonrasında hiç irtibata geçmediğini, iki ay sonra dünyaya gelen ortak çocuk ile ilgilenmediğini, "ben bakamayacağım sen bak vekaleti sende kalsın istemiyorum" dediğini, "bir an önce kurtulmak istiyorum senden de çocuktan da" dediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesini, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatıa karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, kadının ailesinin erkeği istemediğini ve hor gördüklerini, kurban bayramında kadının babasının erkeğe yumruk atması ile iplerin kopma noktasına geldiğini, kadının erkeğin ekonomik durumunu bilerek evlendiğini, ekonomik durum nedeniyle erkeğin ailesi ile birlikte yaşam sağlandığını, erkeğin sürekli kadının ve ailesinin hakaret ve tehditlerine maruz kaldığını, kadının ailesinin baskısı ve etkisi altında kaldığını, evine ve eşine sorumsuz davrandığını, onurunu ve gururunu kırdığını, bir çok kez kadının ailesi nedeni ile kavga ettiklerini, kadının bencil biri olduğunu, erkeğin anne ve babasına saygısız davrandığını, sürekli hakaret ettiğini, 02.10.2018 tarihinde fiziksel şiddet uygulayarak evi terk ettiğini, ceza davasına konu son olayda erkeğe tarak ile vurduğunu, tokat attığını ve tırmaladığını, olay anında kadının annesinin 'Oktay inşallah o çocuğu kucağına alamazsın, evlilik bitince seninle görüşeceğiz" dediğini, kadın gittikten sonra ulaşmaya çalışınca kadının ailesinin " bir daha arama, köye gelme, seni döveriz " gibi sözler söyleyerek tehditlerde bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına ve ailesine hakaret ettiği, ailesini tehdit ettiği, kadını ailesi ile görüştürmediği, kadının ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediği, bağımsız konut sağlamadığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve maddî destek sağlamadığı; kadının ise erkeğe hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ailesinin erkeğe hakaret edip şiddet uyguladığı vakıalarının dosya kapsamına göre sabit olduğu, diğer vakıaların ispatlanamadığı, mevcut kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarının çok düşük olduğunu, yine tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının da düşük olduğunu, maddî ve manevî tazminatların miktarının son derece az olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu ve karşı davanın reddi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, ispatlanamayan vakıaların kusur olarak yüklendiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının asıl davasının, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, erkeğin manevî tazminat talebinin ise kabulü gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarının çok düşük olduğunu, yine tedbir ve iştirak nafakalarının miktarının da düşük olduğunu, maddî ve manevî tazminatların miktarının son derece az olduğunu, erkeğin tam kusurlu olduğunu ve karşı davanın reddi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğunu, ispatlanamayan vakıaların kusur olarak yüklendiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, kadının asıl davasının, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, erkeğin manevî tazminat talebinin ise kabulü gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat, reddedilen manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davaların kabulü ile kadın yararına tazminat ile yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakalarının miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında ... kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ... kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkeğin tüm, ... kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'e iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.