Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1893 E. 2023/4840 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasının reddine ve ziynet alacağının kabulüne ilişkin kararın temyiz edilmesi üzerine, boşanma davasının reddinde ve tedbir nafakası hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile hukuk kuralları değerlendirildiğinde, boşanma davasının reddine ve tedbir nafakasına hükmedilmesinde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/142 E., 2022/1997 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/201 E., 2021/1288 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından, boşanma davasının reddi ile kusur belirlemesi yönünden, davalı erkek vekili tarafından ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, davacı kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından, boşanma davasının reddi ile kusur belirlemesi yönünden, davalı erkek vekili tarafından ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi, davacı kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Dosya içeriğine göre davalı erkek vekilince temyize konu edilen ziynet alacağı miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin ise diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının ailesi ile birlikte yaşadıklarını, ayrı ev açmadığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini ve iftira attığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davalı eşi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, kendisi ve çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, düğünde takılan ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli televizyon izlediğini, ortak çocuğa ilgi göstermediğini, gereği gibi bakımını yapmadığını, müvekkiline fiziki ve sözlü şiddet uyguladığını, ortak evi terk ettiğini, davacının kusurlu olduğunu, ziynet eşyalarının evlilik borçları için davacının rızası ile harcandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2019 tarih ve 2019/307 Esas, 2019/796 Karar sayılı kararı ile; davacının, dava açıldıktan sonra davalıyı affetmesi nedeniyle önceki olaylara yönelik hak iddia edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, ön inceleme aşamasının usulüne uygun tamamlanmadan, delilleri toplanmadan ve tanıkları dinlenilmeden karar verildiği gibi nafaka ve ziynet alacağı talebi yönünden hüküm kurulmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası talebi, ziynet alacağı davası hakkında hüküm kurulmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2021 tarih ve 2020/132 E., 2021/130 K. sayılı kararı ile; dilekçeler aşamasının usulüne uygun tamamlanmadığı gibi ön inceleme duruşmasının kanuna uygun yapılmadığı, ziynet alacağı davası yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, tedbir nafakası talep edildiği halde bu konuda da olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, davadan sonra davacının davalıyı affettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafından af olgusu kabul edilmediğine göre, davacı ve davalı tarafa davadan sonra af veya barışma olup olmadığı konusunda usulüne uygun delillerini sunması için süre verilip, sonucuna göre değerlendirme yapılması gerektiği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına, doyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanma davası açıldıktan sonra davalının isteğiyle aynı konutta bir iki gün birlikte yaşadıkları, davacının İstanbul'a taşınırsak barışırım şeklinde davalıya teklifte bulunduğu, davacının, davalı ile aynı evde kalmak için herhangi bir zorlayıcı nedeninin olmadığı ve davalının daha önceki kusurlu davranışlarını affettiği ya da makul karşıladığının anlaşıldığı gerekçesi ile boşanma davasının reddine, dava tarihinden itibaren hüküm kesinleşene kadar davacı ve ortak çocuk lehine ayrı ayrı 350,00 TL tedbir nafakasına, davacının rızası olmadan düğünden sonra bozdurulduğu ve geri verilmediği anlaşılan ziynet alacağı talebinin kabulüne, her biri on gramlık dört adet, toplam kırk gram yirmi iki ayar bilezik karşılığı 9.600,00 TL ve on gramlık on dört ayar gerdanlık karşılığı 1.900,00 TL olmak üzere toplam 11.500,00 TL ziynet alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, Mahkemenin 06.12.2021 tarihli ek kararı ile davacı vekilinin ziynet alacağının faizi yönünden hükmün tamamlanması talebinin kabulüne, ziynet alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, tarafların yaklaşık 3 yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin davalı eşini kesinlikle affetmediğini, dinlenen tanıkların davalının kusurlu olduğunu beyan ettiklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; boşanma davasının reddi ile kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili, ziynet eşyalarının miktarı konusunda herhangi bir delil ileri sürülmediğinden talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, davacının çalıştığını, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, davacının ortak çocukla ilgilenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları geçici velâyet düzenlemesi ile ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından boşanma davası açıldıktan sonra tarafların barışıp bir süre birlikte yaşadıkları, daha sonra tekrar ayrıldıkları, davanın devamında taraflar arasında evlilik birliği yeniden tesis edilmesi sebebiyle, tarafların eldeki davadan önce gerçekleşen karşılıklı kusurlu davranışlarının taraflarca affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü ile önceki olayların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, buna göre boşanma davasının reddine karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, boşanma davası açılmasıyla ayrı yaşamakta hakkı olan davacı ile davacıyla birlikte kalan ortak çocuk lehine tedbir nafakası hükmedilmesinde ve hükmedilen tedbir nafakalarının miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, geçici velâyet ve tedbir nafakası konusundaki kararın, davanın reddine ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devam edeceği, davalının müstakil bir velâyet düzenlenmesi davası bulunmadığından, bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde görülmediği, ziynet eşyalarının evlilik birliğinin devamı sırasında ihtiyaçlar için bozdurulduğunun tanık beyanları ve davalının kabulünden anlaşıldığı, ziynet eşyalarının geri alınmamak üzere bozdurulmasına davacı tarafından rıza gösterildiğine ilişkin ispat yükünün davalıda bulunduğu, davalının bu savunmasını ise ispatlayamadığının anlaşıldığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, tarafların yaklaşık 3 yıldır ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin davalı eşini kesinlikle affetmediğini, dinlenen tanıkların davalının kusurlu olduğunu beyan ettiklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın reddi ile kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, davacının çalıştığını, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, davacının ortak çocukla ilgilenmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakası ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın ile ortak çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

269.85 TL İlam H.

179.90 TL Peşin H.

89.95 TL Kalan H.

886.80 TL TBH.

(Davacı)

269.85 TL İlam H.

179.90 TL Peşin H.

89.95 TL Kalan H.

886.80 TL TBH.

(Davalı)

2-ZO-ÖH-SE-AB