Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1901 E. 2023/1865 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, Yargıtay'ın bozma ilamına uygun olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararın doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın, ilk bozma kararında tarafların eşit kusurlu olduğuna ve eşit kusurlu eş lehine maddi-manevi tazminata hükmedilemeyeceğine dair tespiti kesin hüküm niteliğinde olup, Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uygun karar vermesi gerektiği gözetilerek, kadının tazminat taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ... 'un velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...' nın velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2021/91 Esas, 2022/92 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadına küfür ettiği, şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğe hakaret ettiği tehdit ettiği, sevmediğini ve istemediğini dillendirdiği, erkeğin ailesini istemediği, erkekten ayrı yattığı, müsrif harcamalar yaptığı, müşterek haneyi defalarca terk ettiği, ortak çocuk ...’ya şiddet uyguladığı, kardeşler arasında ayrımcılık yaptığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'un velâyetinin anneye verilmesine, ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, karşılıklı çapraz kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... ... için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, ağır kusurlu kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.04.2022 tarihli ve 2022/834 Esas, 2022/803 Karar sayılı kararıyla; erkeğin eşine şiddet uyguladığı, öfke kontrolünün olmadığı bunun sonucu da ev ve eşyalara zarar verdiği ve tartışmalar sırasında eşine hakaret edip küfrettiği bu şekilde psikolojik şiddet uyguladığı, kadının ise tartışmalar sırasında eşine hakaret ettiği, çocuklar arasında ayrım yapıp ...'ya şiddet uyguladığı, eşinin annesini istemediği ve sık sık evi terk ettiği, gerçekleşen bu kusurlu vakıaların olayların akışı birbirine sebebiyet verme şekli ile yaşamları göz önüne alındığında erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğuna, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara talep doğrultusunda yasal faiz uygulanmasına, ağır kusurlu erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminat ile nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 26.10.2022 tarihli ve 2022/5748 Esas, 2022/8552 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında kadının yatağını ayırdığı sabit olup boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru bulunmadığı, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uygun hüküm verilip verilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının

temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.