"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2432 E., 2022/2500 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/301 E., 2022/413 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşi ve çocukları ile hiç ilgilenmediğini, duygusal ve ekonomik şiddet uyguladığını, ayrı odalarda kaldığını ve cinsel birliktelikte bulunmadığını, hakaret ettiğini, müvekkiline defalarca ağır derecelerde fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek başka kadınlar ile birlikte olduğunu, erkeğin iddialarının gerçek olmadığını, iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, kadının güven sarsıcı hareketlerinin olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, üç kez müvekkilini aldattığını ve inkar edilmediğini, kadının bu hususta af dilediğini, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 80.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına karşı birden fazla kez ve en son olayda tepki mahiyetini aşan, orantısız şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, ispatlanmış haklı bir gerekçesi olmaksızın 3 yıldır ayrı odada yattığı ve cinsel birliktelikten kaçındığı, kadına, ve çocuklara manevî yönden yeterli ilgi göstermediği, kadının ise duygusal boşluğa girerek dava dışı .... isimli erkekle sosyal medya üzerinden duygusal içerikli ve güven sarsıcı mesajlaşmalarda bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların yaşları gereği anne bakım ve şefkatine muhtaç oldukları, anne yanında kalıyor olmaları, alıştıkları düzenin korunması gerektiği, sosyal inceleme raporu ile de velâyetlerin anneye verilmesinin üstün yararlarına uygun olduğunun bildirildiği gerekçesi ile ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, kadın lehine hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuklar lehine ayrı ayrı hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 300,00 TL arttırılarak ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir nafakası olarak kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinin itibaren ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının iddilarının asılsız olduğunu, kadının müvekkilini aldatmasına ilişkin sunulan belgelere rağmen davasının kabulünün hatalı olduğunu, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kadın lehine nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının ise oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, tarafların aralarındaki geçimsizlikten dolayı ayrıldıkları, erkeğin bir çok kez eşine fiziki şiddet uyguladığı, evliliklerinin son üç yılında ayrı odada yattığı ve eşi ile cinsel beraberlikten kaçındığı, eşine ve çocuklarına ilgi göstermediği, eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, kadının ise .... isimli erkekle sosyal medyada sevgi içerikle yazıştığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, tarafların boşanma davalarının kabulüne karar verilmesinde ve kusur belirlemesinde isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının iddilarının asılsız olduğunu, kadının müvekkilini aldatmasına ilişkin sunulan belgelere rağmen davasının kabulünün hatalı olduğunu, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, kadın lehine nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının ise oluşmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, kadın lehine tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.