"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2443 E., 2022/2471 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akdağmadeni Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/241 E., 2022/479 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının sürekli evi terk ettiğini, çocuklar ile gereği gibi ilgilenmediğini ve sorumsuz olduğunu, müvekkiline "defol, şerefsiz" şeklinde sözlerle hakaret ettiğini, kadının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla karşı davanın reddine, açtıkları davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekiline bırakılmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarınının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, erkeğin, müvekkilini ailesiyle birlikte yaşamaya zorladığını ve ayrı konut açmadığını, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, eşinin üzerine anahtarın sivri ucunu göstererek yürüdüğü, evlilik sırasında uzun bir süre bağımsız konut temin edemediği, eşine ve ailesine hakaret ettiği, küçük düşürücü söylemde bulunduğu, kadının ise intihara kalkıştığı ve eşine hakaret ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadın ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile aralarında kişisel ilişki tesisine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 35.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından kadının ziynet alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurların soyut olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının kendi rızası ile müvekkilinin ailesiyle birlikte yaşadığını, kadının üç dört kez evi terk ettiğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu, müvekkilinin şiddet uygulamadığını ve bu hususta bir delilinde bulunmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğu gibi en azından eşit kusurun kabulünün gerektiğini, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, asıl davadaki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, velâyet düzenlemesini kabul etmediklerini, asıl davanın reddi ile ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, aksi halde dahi küçük çocuk ...'in velâyetinin annesine bırakılmasının uygun olacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği,İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinde, velâyet düzenlemesine ilişkin sosyal inceleme raporu alındığı, alınan rapora göre erkeğin velâyeti üstlenmesine engel bir durumunun bulunmadığı ve çocukların velâyetinin babaya verilmesinin çocukların yararına olacağının belirtildiği, idrak çağındaki çocuklar ... ve ...'in babanın yanında yaşamak istediklerini beyan ettikleri, 2017 doğumlu ...'in ise kardeşlerinden ayrılmamasının yararına olacağı göz önüne alındığında kararda gösterilen gerekçeler ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılma zorunluluğu bulunduğundan ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları,çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, davaların kabulüne karar verilmesi nedeniyle hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile taraf vekilerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili, müvekkiline yüklenen kusurların soyut olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının kendi rızası ile müvekkilinin ailesiyle birlikte yaşadığını, kadının üç dört kez evi terk ettiğinin tanık beyanları ile sabit olduğunu, müvekkilinin şiddet uygulamadığını ve bu hususta bir delilinde bulunmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğu gibi en azından eşit kusurun kabulünün gerektiğini, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, asıl davadaki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarları, aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, velâyet düzenlemesini kabul etmediklerini, asıl davanın reddi ile ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini, aksi halde dahi küçük çocuk ...'in velâyetinin annesine bırakılmasının uygun olacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ve velâyet düzenlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, asıl ve karşı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin dosya kapsamına ve çocukların üstün yararlarına uygun olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 182 nci 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.