Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1942 E. 2024/7705 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, Yargıtay’ın bozma kararı sonrasında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygunluğu ile kesinleşen hususlara ilişkin temyiz incelemesinin yapılıp yapılamayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararına uyularak hükmedilen nafak ve tazminat miktarlarının hukuka uygun olduğu, bozma dışı kalıp kesinleşen hususlara ilişkin temyiz incelemesi yapılamayacağı ve bozmaya uyularak karşı taraf lehine oluşan hakların yeniden değerlendirilemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1762 E., 2022/2019 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kesinleşen kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünün duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davalı-davacı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, kadın aleyhine 2008 yılında boşanma davası açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, ret kararına sonra tarafların bir araya gelmediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası hükmü uyarında boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıalarına gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddine, aksi kanaatte olunması durumunda ise kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.10.2018 tarih, 2016/849 Esas, 2018/753 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından, erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, davanın reddine karar verildiği ve ret kararının kesinleşme tarihi itibariyle tarafların bir araya gelmediği, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasının şartlarının oluştuğu, erkeğin halen başka bir kadına birlikte yaşadığı ve zina eyleminin sabit olduğu gerekçesiyle asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca, birleşen davanın ise aynı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine dair düzenlemenin ise hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, erkeğin davasının kabulü ile kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının hatalı olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.12.2021 tarih, 2019/143 Esas, 2021/2099 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının davasının kabulü yönünden kurulan hükmün çelişki sebebiyle kaldırılmasına ve birleşen davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi hükmü uyarınca kabulüne, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 22.09.2022 tarih, 2022/4856 Esas, 2022/7359 Karar sayılı kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az oldupu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken bu yönler gözetilmeden hüküm tesisinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik sosyal durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ve uyulan bozma ilamı gereğince kadın yararına daha uygun miktarlarda yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği belirtilerek kesinleşen kısımlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 60.000,00 TL maddî tazminat, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu, kadın yararına tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı ve miktarlarının da fazla olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olmadığı belirtilerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete, bozmanın amacına ve dosya kapsamına göre uygun olup olmadığı, uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin Güven'den alınarak Elif'e verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.