Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1944 E. 2023/6090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranları, maddi tazminatın hüküm altına alınıp alınmayacağı ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkemenin kusur belirlemesi ve maddi tazminata hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/101 E., 2022/1941 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/603 E., 2020/589 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüyle kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, eşine karşı onur kırıcı, sinkaflı sözler söylediğini, erkeği değersiz hissettirdiğini, sürekli komşulara gittiğini, eşi ile zaman geçirmediğini, eşini fiziksel ve duygusal anlamda yalnız yaşamak zorunda bıraktığını, keyfi harcamalar yaparak erkeğin tüm birikimlerini bitirdiğini, keyfi kredi çektiğini, kadının ziynetlerini bozdurmadığını, her iki tarafın rızasıyla ortak evi boşalttıklarını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin alkol ve esrar bağımlısı olduğunu, madde bağımlılığı nedeniyle cinsel iktidarsızlık yaşadığını, kadına sosyal şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çekilen kredileri ödemediğini, yıllarca çalışmasına rağmen birikim yapmadığını, halen kirada oturtarak kadına ekonomik şiddet uyguladığını, kira sözleşmesini feshettiğini, abonelikleri iptal ettirdiğini, kadının kök ailesinin yanına yerleşmek durumunda kaldığını, kadının altınlarını kendi borcu için bozdurduğunu ve geri ödemediğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, nafakalara her yıl artış uygulanmasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse bedelinin erkekten tahsiline, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeğe hakaret ettiği, annesini istemediği, bu hususta erkeğe psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin ise alkol ve uyuşturucu sorunu olduğu, düzenli çalışmadığı, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına ara karar ile hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının çalışma imkanına sahip olduğu değerlendirilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin istinaf talebinde bulunmadığı ve Mahkemece yüklenen kusurların kesinleştiği, erkeğe izafe edilecek başkaca kusurun bulunmadığı, kadına yüklenen "davacının annesini istemediği, bu hususta davacıya psikolojik şiddet uyguladığı" vakıasına erkek tarafından dayanılmadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına yüklenen davacıya hakaret kusurunun sabit olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, kadının hafif kusurlu olduğu, tedbir nafakasına ara karar tarihinden itibaren hükmedilip, hüküm tarihinden itibaren kaldırılmasının hatalı olduğu, kadının çalıştığı ve düzenli gelir elde ettiği, erkeğin ise emekli olduğu, böylece gelirlerinin denk olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kadının kişilik hakları ihlal edilmediğinden manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulü ile boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadının tedbir nafakası ve maddî tazminat yönelik istinaf taleplerinin kabulüyle, İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına dava tarihinden itibaren kararın kesinleşmesine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet alacağına ilişkin talebinin de yemin hakkının hatırlatılmamış olması nedeniyle bu yöne ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların eşit kusurlu olduklarını, kadının keyfi harcamalar yaptığını, erkeğin herhangi bir birikimi ve mal varlığı olmadığını, böbrek hastası olduğunu, aleyhine hükmedilen tazminatın haksız olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddî tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların kusurlarının doğru tespit edilip edilmediği, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına maddî tazminat ödenmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...