"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1952 E., 2022/2066 K.
DAVA TARİHİ : 20.11.2015
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/432 E., 2022/197 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ıslah edilen davanın kabulü ile tapu iptali ve tesciline karar verilmiştir.
Kararın davalı banka tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 2001 yılında evlendikleri, evlilik birliği içinde 2008 yılında davalı ... adına satın aldıkları tapu da Tekirdağ İli, Hürriyet Mah. Ada: 2066, Parsel: 1, C BLok 1. Kat No: 6 'da kayıtlı Hürriyet Mahallesi Öğretmenler Caddesi ... Sokak Doruk Kent Sitesi C Blok D: 6 Süleymanpaşa/ Tekirdağ adresinde bulunan gayrimenkulü aile konutu olarak kullanmaya başladıklarını, hali hazırda bu konutun aile konutu olduğunu, davalı eşinin çalışmakta olduğu ...Petrol Ürünleri Otom. Ve Gıda Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kullanılan krediye 02.02.2012 tarihinde kefil olduğu ve tarafların aile konutu olarak kullandıkları gayrimenkulü davalı banka lehine aynı tarihte 240.000,00 TL bedelle ipotek ettirdiğini, davalı bankanın burada iyi niyetli davranmayarak müvekkilinin hiçbir bilgisi, izni ya da muvafakatı olmadan aile konutu olarak kullanılan bu gayrimenkulü ipotek ettiğini, müvekkilinin aile sorunları nedeniyle aile konutu şerhi verilmesi istemi ile 13.08.2015 tarihinde tapuya gittiğinde Türkiye Halk Bankası'nın ipotek işleminin olduğunu öğrendiğini, niza konusu gayrimenkulün tapu kaydında halen Aile Konutu Şerhinin mevcut olduğunu belirterek açılan davalarının kabulü ile; müvekkilinin zarar görmemesi bakımından aile konutu olarak kullanılan Tekirdağ İli, Hürriyet Mah. Ada: 2066, Parsel: 1, C BLok 1. Kat No: 6 'da kayıtlı taşınmazın tapu kaydına davalıdır şerhinin ve 3. kişilere devrinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer aldığı üzere aile konutu olarak tespit ve tescil ile gayrimenkul üzerine müvekkilinin rızası olmadan konulan ipotek kaydı ve işleminin kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
2.Davacı vekili 31.03.2021 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarını tekrarlamış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararıyla ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, sonrasında banka adına tapu tescil işlemi gerçekleştirildiğini, 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davayı ıslah ettiklerini, harç eksikliğinin tamamlanması ile ilgili ara karar kurulması ile tahkikat aşaması işleminin gerçekleştiğinin sabit olduğunu, ipotek işleminin tesis edildiği tarihte müvekkilinin taşınmazı aile konutu olarak kullandığını, bankanın iyi niyetli kabul edilemeyeceğini belirterek ipoteğin kaldırılması talepli davanın taşınmazın ihale ile banka adına tescil edilmesi nedeniyle tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline, aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak taşınmazın ekonomik karşılığının tazmini talepli 130.300,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; ipotek tesis edilirken taşınmazda aile konutu şerhinin olmadığını, bu nedenle ipoteği tesis ettiklerini, davanın reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın alacağının tahsili amacıyla ipotek tesis ettiğini, müvekkili bankanın kötü niyetli hareket ettiğinin söylenemeyeceğini, buna ilişkin bir delilin de sunulamadığını, davacının eşi ile birlikte ipotek tesisi sırasında taşınmazın ipotek verilmesi işlemine muvafakatının olduğunu, davacının ipotek tesisine muvafakat ettiğinden, icrai işlemler sırasında kendisinin bizzat haberdar olduğu işlemlere karşı hiçbir itirazda bulunmadığını, davacının genel kurallara dayanarak yasanın tanıdığı hakları kötüye kullanmaya kalktığını, işlem yapılmadan taşınmazın ipotekle takyit edilmesine rıza göstererek, ipotek tesisine ve dolayısıyla kredi kullandırılmasına olanak sağladığını, daha sonra kredinin ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, sonrasında ihalenin gerçekleştiğini, ihalenin gerçekleşmesinden 7 gün sonra iş bu davayı ikame ettiğini belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, tedbir devam edecekse ihale bedeli kadar teminat yatırılmasına, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde iddia edildiği üzere ...Petrol Ürünleri Otom. Ve Gıda Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'de sigortalı olarak çalıştığını, patronunun ricası üzerine davalı bankadan aldığı krediye kefil olduğunu, aynı gün oturdukları gayrimenkulü 240.000,00 TL bedelle ipotek ettirdiğini, patronunun bu krediyi kısa süre içinde kapatacağını söylediğini, bu nedenle eşine haber vermediğini, ancak krediyi kullanan patronunun krediyi ödemeyince banka tarafından icra takibi başlatıldığını, takipte eline bir belge ulaşmadığından muhtara tebligat yapıldığından gerekli itirazlarını yapamadığını, icra dosyasındaki usulsüzlükler nedeniyle ihalenin feshi ve takibin iptali için Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesine 2015/515 Esas sayılı dosya ile dava açtığını, eşinin bu arada bankanın ipoteğinden haberdar olduğunu, ancak banka tarafından eşine bilgi verilmediğini, bu konuyu eşinden saklamış olduğundan bu konunun aralarında büyük bir sorun olduğunu, bu nedenle tartıştıklarını, tartışma nedeniyle eşinin kendisinden şikayetçi olduğunu, daha sonra şikayetinden vazgeçtiğini, davacı eşinin yaptığı kredi sözleşmesinden ve müşterek ev olarak kullandıkları konutu ipotek ettirdiğinden hiçbir şekilde haberinin olmadığını belirterek açılan davayı kabul ettiğini, kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarih ve 2015/816 Esas, 2016/861 Karar sayılı kararı ile; dava dosyasında aile konutu üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edilip dosya içerisinde davacı eşin muvafakatnamesinin mevcut olmadığı ve davacı eşin rızası olduğu yönünde bir beyan bulunmadığı ve davacının rızası olmadığını ileri sürdüğü, eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansız olup bu durum karşısında yasal düzenlemeler ve ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle Tekirdağ İli, Merkez İlçesi, Hürriyet Mah., 2066 Ada, 1 Parsel C Blok K: 1 No: 6'da kayıtlı taşınmaz üzerine davalı banka lehine konulan ipotek kaydının kaldırılmasına; hesap olunan 16.394,40 TL nispi harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.366,70 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine'ye irat kaydına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.10.2020 tarih ve 2018/3114 Esas, 2020/1251 Karar sayılı kararı ile; dava açıldığında 27,70 TL başvurma harcı ve 27,70 TL peşin harç ve 45,60 TL tedbir talebi harcının yatırıldığı, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin istemlerin nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan, bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağı, açıklanan nedenlerle nispi peşin harç noksanlığının tamamlattırılması, tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi, tamamlanmaması halinde Harçlar Kanununun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan başka yönler incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, harç eksikliği giderilerek yeniden hüküm verilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine, yine dava dilekçesindeki talep üzerine "Tekirdağ Çarşı Polis Merkezi Amirliği'ne yazı yazılarak dava konusu Tekirdağ Merkez Hürriyet Mah. Ada; 2066 Parsel: 1 C Blok 1. Kat No: 6 Cilt: 1 Sahife: 83'de kayıtlı taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına," karar verildiği, ihalenin feshi davasının kesinleştiği dikkate alınarak ihtiyati tedbire yönelik istinaf talebinin kabulüne, Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına da karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararı sonrasında davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulduğu, nispi harç yatırıldığı, davacı vekili davayı tam ıslah dilekçesinde davalı banka adına ihale sonucunda oluşan dava konusu gayrimenkulün tapu kaydının iptali ile mülkiyetin önceki haline iadesine ve davalı eş ... adına tesciline, tapu iptal ve tescil konusundaki talepleri kabul görmemesi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak harca esas olarak 130.300.00 TL olarak gösterilen değer ile istenen taşınmazın ekonomik karşılığının tazmini ile müvekkiline ödenmesi konusundaki bedeli bilirkişi raporu doğrultusunda 582.273,57 TL arttırmak ve ilgili harcı da yatırmak sureti ile bilirkişi raporundaki keşif tarihindeki güncel değeri üzerinden 712.573,57.TL olarak arttırma taleplerinin kabulüne, davalı taraftan ihale tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizli ile tahsili ile müvekkiline ödenmesine; teminat karşılığında konulan ihtiyati tedbir şerhinin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini talep ettiği, dava konusu taşınmazın dava tarihinde davacı ...'in eşi olan davalılardan ... adına kayıtlı olduğu, davalı eş Sezgin'in sigortalı çalıştığı iş yeri olan "...Petrol Ürünleri Otomotiv ve Gıda Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti" nin Türkiye Halk Bankası Tekirdağ Şubesinden kullandığı krediye kefil olduğu ve bankanın bu alacağı nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerine 02.02.2012 tarihinde 240.000,00 TL bedel ile ipotek tesis edildiği, ipotek işlemi tesis edilirken 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği davacının açık rızasının alınmadığı, kadının bilahare bu ipotek tesis işleminden sonra taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğu, asıl borçlu olan ve davalı ...'in çalıştığı ticari şirketin borcunu ödememesi üzerine davalı banka tarafından dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak alacaklı sıfatıyla Tekirdağ 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/6555 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve aile konutu olarak kullanılan bu gayrimenkulün icra müdürlüğünce satışa çıkartılarak davalı bankanın alacağına mahsuben ihalenin gerçekleştiği, bu defa davalı eş ... tarafından Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/515 Esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığı ancak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, Mahkemece taşınmaz üzerine konulan tedbir nedeniyle davalı bankanın tescil işlemini gerçekleştiremediği ve bu arada da mahkemenin 2015/816 Esas-2016/861 Karar sayılı kararı ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, davalı bankanın kararı istinaf etmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk dairesi'nin 2018/3114 Esas, 2020/1252 Karar sayılı kararı ile kaldırma kararı verildiği, tedbirin kalkması ile birlikte davalı banka tarafından taşınmaza ilişkin tescil işleminin gerçekleştirildiği, taşınmazın tapuda davalı banka adına kayıt ve tescil edildiği, dava konusu taşınmazın davacı ... ve davalı eş ...'in aile konutu olduğu, davacı kadının rızası alınmadan aile konutu üzerinde kısıtlayıcı bir işlem olan ipotek tesis edildiği, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü olup mevcut dosyada bankanın özen ve basiretli tacir gibi davranma yükümlüğünü yerine getirmediği, aile konutu olan gayrimenkulde diğer eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis işlemini gerçekleştirdiği, bu durumda davalı bankanın iyi niyetli olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2019/2-318 Esas ve 2019/1238 Karar sayılı kararı ve aynı mahiyetteki emsal kararları da gözetilerek yapılan değerlendirmede; dava konusu taşınmazın cebri icra ve ihale sonucu satılması, ihalenin kesinleşmesi ve tescil ile de davalı eş adına olan tapu kaydının davalı banka adına geçmesi halinde dahi aile konutu niteliğinde olduğu hususunda tereddüt ve duraksama bulunmayan taşınmaz için davacı kadının açık rızası alınmadan tesis edilen ipotek işleminin bağlayıcılığının bulunmadığı, ipotek işleminin baştan itibaren geçersiz olması nedeniyle banka adına cebri icra ve ihale ile yapılan tescilin de yolsuz tescil olduğu, bu durumda ihalenin feshi davası açılıp açılmamasının bir öneminin de bulunmadığı, tüm bu nedenlerle cebri icra ve ihale sonucu davalı bankaya ihale ve akabinde tescil edilen taşınmaz ilişkin tescilin de yolsuz tescil olması nedeniyle tapu kaydının iptalinin gerektiği anlaşılmakla dava konusu taşınmazın davalı banka adına olan kaydının iptali ile taşınmazın davalı eş ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde; davacının davasının ipoteğin fekki davası olduğunu, ipoteğin, yargılamanın devamı sırasında kaldırılması üzerine Mahkemece konusu kalmayan davanın reddine karar verileceği yerde davacının ıslah talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının, davaya konu ipotekten en başından beri haberi olup ipoteğin kaldırılması veya konutun aile konutu olduğu yönünde hiçbir itiraz, beyan ve talep sunmayarak ihale gerçekleştikten ve taşınmaz davalı müvekkile ihale yolu ile geçtikten sonra gerçek dışı beyanlarla eldeki davasını açtığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek kabul edilen dava ve devam eden tedbir yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ipoteğin kaldırılması davasının ıslahla tapu iptal ve tescil davasına dönüştürülmesine engel yasal düzenlemenin bulunmadığı, davanın ıslahı halinde uyuşmazlığın ıslah talebi doğrultusunda neticelendirilmesinin yasal zorunluluk olduğu, aile konutu niteliğinde olan taşınmaz için davacı eşin açık rızası alınmadığından, cebri satış sonucu davalı banka adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bilirkişi raporuna yönelik itirazların değerlendirilmemesinin verilecek kararın esasına etki etmeyeceği, taşınmazın uyuşmazlık konusu olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 389 uncu ve devamı maddeleri uyarınca tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasında yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı bankanın tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasına, ihtiyati tedbir kararının ise kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü için aranan yasal şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 177 nci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.