Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1965 E. 2023/6092 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminata ilişkin hükümlerinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/7 E., 2023/25 K.

... : ...

...

...

KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm

kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/422 E., 2021/665 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl, karşı ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf başvurularının ise reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, ailesinin etkisiyle hareket ettiğini, kayınbabanın boşanma davası açma hususunda baskı yaptığını, aile içindeki her şeyi kendi ailesine anlattığını, sürekli ailesiyle telefonda konuştuğunu, 2019 yılı Şubat tatilinin 15 gününü eşinin rızası olmamasına rağmen ailesinde geçirdiğini, ailevi yükümülüklerini, çamaşır, bulaşık, temizlik işlerini yerine getirmediğini, çocuklarını ihmal ettiğini, çocuklara bakmadığını, erkeğin ailesinin eve gelmelerini istemediğini, geldiklerinde onlara soğuk davrandığını, saygısız davrandığını, sesini yükselttiğini, 2016 yılı Eylül ayında kardeşinin düğünü için misafirler gelmek istediğinde onları kabul etmediğini, yatağını ayırdığını, asılsız şikayette bulunduğunu, uzaklaştırma kararı aldırdığını, savurgan davrandığını, kadının babasının çocuklara piç diye hitap ettiğini, haftanın birçok günü habersiz ailesine gittiğini, kayınbabasının erkeğin üzerine yürüdüğünü, hakaret ve tehdit ettiğini, çocukları göstermediğini, onları babaya karşı doldurduğunu, tüm bu nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, olmadığı taktirde ortak velâyet kararı alınmasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, sürekli tehdit ettiğini, sürekli şiddet uyguladığını, eş ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, hastalıklarıyla ilgilenmediğini, çocuğun ağlamasından rahatsızlık duyduğunu, onlarla vakit geçirmediğini, bakım ve sorumluluklarıyla ilgilenmediğini, ablasının aldığı harçlığı cüzdanından aldığını, eş ve çocuğun gece vakti bahçede vakit geçirmesine sebep olduğunu, yatağını ayırdığını, onu istemediğini dile getirdiğini, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sürekli evden kovduğunu, süreli telefonla ilgilendiğini, sürekli babaevinde vakit geçirmesini istediğini, kadın ve çocukları baba evine gönderdiğini, 2019 yılı Şubat ayında doğal gaz faturası az gelsin diye kadını baba evine gönderdiğini, sigara külünü yere atıp temizlemesini istediğini, evde gaz çıkardığını, sürekli "seni sevmiyorum nefret ediyorum, sen kadın mısın" gibi laflar ettiğini, boşanmak istediğini söylediğini, eşini ve çocukları istemediğini söylediğini, çocuklara hakaret ettiğini, erkeğin babasının "kızını al git lan, canımı sıkmayın, kafamı bozmayın evden çıksın" dediğini, tehdit ettiğini, kadının babasına lan diye hitap ettiğini ailesini tehdit ettiğini, babasına saygısız agresif davrandığını, evi terk edip gittiğini, eşinin çalışması konusunda baskı uyguladığını, sürekli psikolojik şiddet uyguladığını, birlikte olduğu kadar ...'nin hakaret ettiğini, tüm bu nedenlerle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların tedbiren ve kesin velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar yararına aylık 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; karşı dava dilekçesindeki olay ve vakıaları tekrarlayarak, erkeğin sadakatsiz davranışlarda bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddiyle karşı ve birleşen boşanma davalarının kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların tedbiren ve kesin velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar yararına aylık 600,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakalara faiz uygulanmasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşiyle ve çocuklarıyla yeterince ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu konuda kadının anne-baba ve kardeşlerinin kadına yardımcı olduğu, tarafların ortak çocukları ...'nin ağladığında erkeğin "Al götür, dayanamıyorum, dışarı çıkar, görmek istemiyorum..." gibi sözler söylediği, bu sebeple kadının çok kez sabaha karşı saatlerde dahi çocuğu sitenin bahçesinde gezdirmek durumunda kaldığı, ortak çocuklar hastalandığında hastaneye dahi kadının babasının götürdüğü, erkeğin "Sen yapamazsın, sen anlamazsın, sen bilmezsin, senin aklın ermez vb." sözlerle eşini aşağıladığı, "Gerizekalı" diyerek hakaret ettiği, kadının ev hanımı olduğu, erkeğin sürekli eşinin de çalışmasını, para kazanmasını söylediği, bu nedenle eşini özel güvenlik kursuna kendisinin yazdırdığı, sürekli telefonla ilgilendiği, kadını sık sık kök ailesinin evine gönderdiği, en son fiili ayrılık öncesi yarıyıl tatilinde de "Evde doğalgaz parası az gelsin, kafamı dinleyeceğim" diyerek eşini ve ortak çocukları kadının babasının evine gönderdiği, tarafların tartışmalarında erkeğin babasının, kadının babasına kızını götürmesi için "Emanetini al" diye söylediği, daha sonra da telefon edip "Sizi yakarım" şeklinde tehdit ettiği, tarafların fiili ayrılığında erkeğin, kadının babasına "Kızını al git" dediği, daha sonra erkeğin evi terk ettiği, terk ettikten sonra da dosyaya kadın tarafından sunulan whatsapp mesaj içeriklerinden anlaşıldığı üzere kadının evden çıkıp gitmesini istediği, eşine gönderdiği mesajlarda "Benim piçlerimi de bırak" diyerek ortak çocuklarından "Piç" diye bahsettiği, yine başka bir zaman da gece yarısından sonra saat 02.30 gibi konuşmaların da kadına evi terk etmesini söylediği, birleşen dosyaya konu iddia yönünden ise erkeğin ... isimli bir kadınla ilişkisinin olduğu, ortak çocukları da kişisel ilişki zamanında bu kadının yanına götürdüğü ve ... isimli kadın için "O kadın benim başımın tacı" dediği; kadının ise, erkeğin ailesi ile ilgilenmediği, onların yanlarında oturmadığı, kadının babasının "Benim kızım 24 saat telefonda konuşabilir, kimse karışamaz, ne eşi ne de sen karışabilirsin, fatura ödemek zor geliyorsa ben öderim" diyerek müdahalede bulunduğu, gerekçesiyle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl, karşı ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının velâyetlerinin anneye bırakılmasının ortak çocukların menfaatine olacağı gerekçesiyle velâyetlerin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 500,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuk ... yararına aylık 400,00 TL, ... yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen karşı ve birleşen davası, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurlardan erkeğin babasının, kadının babasına "emanetini al" diye söylediği ve daha sonra da telefon edip "sizi yakarım kızını al git" dediği hususuna ilişkin olayda olay yerinde erkeğin olup olmadığının belli olmadığı ve erkeğin bilgisi dahilinde olup olmadığının belli olmadığı, bu hususta erkeğe kusur verilmesi hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların doğru olduğu, öte yandan erkeğin kadına şiddet uyguladığının tanık beyanlarıyla sabit olduğu halde bu hususta erkeğe kusur yüklenmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına yüklenilen kusurlardan ise babasının "benim kızım 24 saat telefonda konuşabilir, kimse karışamaz ne eşi nede sen karışabilirsin fatura ödemek zor geliyorsa, ben öderim" diye müdahalede bulunduğu yönünde kusur verilmesinin hatalı olduğu, zira kadının olay yerinde olup olmadığının belli olmadığı, kadına verilen diğer kusurların sabit olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurularının kabulüyle kusur gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine, yine de erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğuna, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, günün ekonomik şartları ve kadın ile ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarının az olduğu, kadın tarafından faiz talep edildiği halde faize hükmedilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına mauccel olduğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ... yararına aylık 600,00 TL, ... yararına ise aylık 500,00 TL iştirak nafakasının muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların diğer istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının evlilik içindeki her hususu ailesine aktardığını, ailesinin evliliğe müdahalesine engel olmadığını, ailesi ile sürekli telefonda görüştüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, yatakları ayırdığını, ortak çocukların babaları ile görüşmesini engellediğini, kadının çocuklara layıkıyla bakamadığını, evi sık sık terk ettiğini, kadının iddialarının mesnetsiz olduğunu, erkeğin sadakatsiz davrandığı yönündeki iddiaların gerçek olmadığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fazla olduğunu ileri sürerek kararın kadının kabul edilen karşı ve birleşen davası, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının karşı ve birleşen davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile gerçekleşmiş ise bunların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocukların üstün menfaatlerine uygun olup olmadığı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...