Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1967 E. 2023/1068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mehir alacağı davasında verilen kararın, ziynet eşyalarının ve diğer mehir mallarının miktar ve değerlerinin belirlenmesi, tarafların usuli kazanılmış hakları ve yargılama giderleri yönünden hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, iadesine karar verdiği ziynet eşyaları ile diğer mehir mallarının miktar ve bedellerini ayrı ayrı belirtmemesi, ayrıca tarafların usuli kazanılmış hakları gözetilerek vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasındaki mehir alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine, konusuz kalan talepler hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Taraflarca, Dairece verilen bozma kararının düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı taraf 27.07.2009 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalılardan ...'ın eşi, ...'nın ise kaynı olduğunu, davalı ile 2008 yılında evlendiklerini, evliliklerinin eşinin kusuru sebebiyle çekilmez bir hal aldığını ve davalı ... ile ayrı yaşamaya başladıklarını, evlenirken mehir senedi tanzim edildiğini, bu senette yazılı on beş kalem eşya ile mehr-i müeccelin tarafına teslim edildiğini, ancak davalı ile ayrı yaşadıklarından bu talep edilen eşyaların davalının evinde kaldığını, bu eşyaların kaybolmasından ya da ortadan kaldırılmasından endişe ettiğini beyanla talep edilen bu eşyaların tespit edilerek alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı taraf 24.06.2010 havale tarihli ek dava dilekçesinde özetle; davalıya iki inek bedeli 12.000,00 TL ve elde ettiği 2.000,00 TL süt ürünlerinden toplam 14.000,00 TL'nin davalı ...'tan alınarak tarafına ödenmesini, davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz mallarının üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tapu kütüğüne tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.

3. Davacı taraf 13.03.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, mehir senedinde yazılı ziynet ve eşyaların aynen iadesini, olmadığı takdirde ise bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemiş, ancak davalı ... P. açık duruşmada alınan beyanında; tespite konu eşyaların tamamını davacı tarafa verdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18.09.2012 tarihli ilk kararı ile, davacın mehir senedinde belirtilen eşyaların kendisine teslim edilmesini istediği, yapılan keşif neticesinde bir kısım eşyaların davacıya iade edildiği, bu nedenle davanın senette belirtilen diğer eşyalar açısından sürdürüldüğü, toplanan delillerden mehir senedinde geçen 200 gr altın, bileklik, fırın, buzdolabı, ütü ve çamaşır makinesinin davacıya verilmediğinin kanıtlandığı, ayrıca mehir senedinde belirtilen mehri müeccelin de davacıya ödenmediğinin anlaşıldığı, bu eşyaların aynen, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerektiği, mehir senedinde yer alan ve keşifte davacıya verilen eşyalar için eşyalar hali hazırda davacının yedinde olduğu gerekçesiyle red kararı verilmesi gerektiği, yine davacı dava dilekçesindeki talebine ek olarak iki adet ineğin bedelini de davalılardan istenmiş ise de bu iddiasını ispatlayamadığından buna ilişkin davasının da reddi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dosya arasında 29.07.2009 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 200 gram altın, 1 adet bileklik, 1 adet fırın, 1 adet buzdolabı, 1 adet ütü ve 1 adet çamaşır makinesinin aynen, aynen olmadığı takdirde bilirkişi raporunda gösterilen bedeller ölçüsünde davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının mehir senedinde bulunan 3.001,00 TL mehir alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine, davacının yedinde bulunduğu anlaşılan yüzük, küpe, saat ve tespit esnasında davacıya teslim edilen ve bilirkişi raporunun 1 ile 10 sayıları arasında yer alan eşyalara ilişkin talebinin reddine, davacının, mehir senedinde yer almayan iki adet ineğin aynen veya bedelinin tahsiline yönelik açtığı davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.09.2012 tarihli ilk kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 06.03.2014 tarihli, 2013/18869 Esas, 2014/3451 Karar sayılı kararıyla, kişisel malların iadesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 226 ncı maddesinde düzenlenmiş olup, davanın bu madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, bu nedenle bağımsız Aile Mahkemesi bulunan yerlerde bağımsız Aile Mahkemesinde, bağımsız Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Hakim ve Savcılar Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerektiğini, Mahkemelerin görevinin kamu düzenini ilgilendiren kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re'sen gözetilmesi gerektiğinden, davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı karar düzeltme talebinin de bulunulmamıştır.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemenin 19.02.2015 tarihli ikinci kararı ile, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına, davacın mehir senedinde belirtilen eşyaların kendisine teslim edilmesini istediği, yapılan keşif neticesinde bir kısım eşyaların davacıya iade edildiği, bu nedenle davanın senette belirtilen diğer eşyalar açısından sürdürüldüğü, toplanan delillerden mehir senedinde geçen 200 gr altın, bileklik, fırın, buzdolabı, ütü ve çamaşır makinesinin davacıya verilmediğinin kanıtlandığı, ayrıca mehir senedinde belirtilen mihri müeccelin de davacıya ödenmediğinin anlaşıldığı, bu eşyaların aynen, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerektiği, mehir senedinde yer alan ve keşifte davacıya verilen eşyalar için eşyalar hali hazırda davacının yedinde olduğu gerekçesiyle red kararı verilmesi gerektiği, yine davacı dava dilekçesindeki talebine ek olarak iki adet ineğin bedelini de davalılardan istenmiş ise de bu iddiasını ispatlayamadığından buna ilişkin davasının da reddi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile dosya arasında 29.07.2009 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 200 gram altın, 1 adet bileklik, 1 adet fırın,1 adet buzdolabı, 1 adet ütü ve 1 adet çamaşır makinesinin aynen, aynen olmadığı takdirde bilirkişi raporunda gösterilen bedeller ölçüsünde davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının mehir senedinde bulunan 3.001,00 TL mehir alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine, davacının yedinde bulunduğu anlaşılan yüzük, küpe, saat ve tespit esnasında davacıya teslim edilen ve bilirkişi raporunun 1 ile 10 sayıları arasında yer alan eşyalara ilişkin talebinin reddine, davacının, mehir senedinde yer almayan iki adet ineğin aynen veya bedelinin tahsiline yönelik açtığı davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 14.11.2016 tarihli, 2016/14801 Esas, 2016/12762 Karar sayılı kararıyla, somut olayda, yargılama sürer iken, davalıların davacıya karşı bağıştan rücu davası açtıklarını ve bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, zira her iki davanın aynı eşyalar ile ilgili olduğunu beyan ettikleri, anılan bu davanın 24.11.2014 tarihinde davalılar tarafından davacıya karşı aynı eşyalar için açıldığı, derdest olduğu, eldeki ziynet davasının kesinleşmesini beklediğinin anlaşıldığı, kural olarak; bir davada hüküm verilmesinin, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak bir hukuki durumun mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkemenin, o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebileceği, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantının var sayıldığı, birinin diğeri için bekletici mesele yapılacağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun)165 inci maddesinde yeralan düzenlemenin bu şekilde olduğu, anılan bağıştan rücu davasında verilecek kararın eldeki ziynet eşyası davasının sonucunu etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerektiği, Mahkemece bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı davacı vekilinin karar düzeltme talebinin ise reddine karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen son kararı ile, bozma ilamına uyularak bekletici mesele yapılmasına karar verilen Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/298 Esas, 2017/147 Karar sayılı dosyasının yapılan incelenmesinde; davacısının ... ve ... olduğu, davalısının ... olduğu, davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 296 ncı ve devamı maddelerinde düzenlenen bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılan alacak davası olduğu, Mahkemece 19.07.2017 tarihinde, 6098 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde "Bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir" hükmü gereğince rücu sebebinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede davanın açılması gerektiğinin düzenlendiği, somut olayda, davacının, davalı eşine karşı boşanma davasını sadakatsizlik iddiasıyla açtığına göre, en geç boşanma davasını açtığı tarihte kadının sadakatsizliğini, başka bir deyişle bağıştan rücu sebebini öğrendiğinin sabit olduğu, bu durumda, davacı ... tarafından Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/68 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasının açıldığı 17.04.2012 tarihi ile eldeki davanın açıldığı 24.11.2014 tarihi arasında 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşıldığı, rücu sebebinin öğrenilmesi olarak boşanma kararının kesinleştiği 24.01.2013 tarih esas alınsa dahi yine de iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verildiği, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2020/1067 Esas, 2021/393 Karar sayılı ilamı ile davacıların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek kararın 28.06.2021 tarihinde kesinleştiği, hal böyle iken Mahkemece bekletici mesele yapılmasına karar verilen Kadınhanı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/298 Esas, 2017/147 Karar sayılı dosyasında bağışlamadan rücu talebinin hak düşürücü süre yönünden reddedildiği ve kararın kesinleştiği, bu yönüyle bağışlamanın hala geçerli olduğu, davacının mehir senedinde belirtilen eşyaların kendisine teslim edilmesi talepli açtığı davada dava tarihinden sonra, yapılan keşif neticesinde bir kısım eşyaların davacıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, bu eşyalar yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, senette belirtilen diğer eşyalar açısından ise toplanan delillerden mehir senedinde geçen 200 gr altın, bileklik, fırın, buzdolabı, ütü ve çamaşır makinesinin davalılar tarafından davacıya verilmediğinin kanıtlandığı, ayrıca mehir senedinde belirtilen mehri müeccelin de davacıya ödenmediği anlaşıldığından bu eşyaların aynen, olmadığı takdirde bilirkişi raporu ile hesaplanan karşılığı bedelinin ve mehri müeccel bedelinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerektiği, buna karşılık davacının iki adet ineğin bedelinin tahsiline ilişkin talebinin ise bu iddiasını ispata yarar dosya kapsamında bilgi ve belge olmadığından kanıtlanamadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 29.07.2009 tarihli dosya arasında bulunan bilirkişi raporunda belirtilen 200 gram altın, 1 adet bileklik, 1 adet fırın,1 adet buzdolabı, 1 adet ütü ve 1 adet çamaşır makinesinin aynen, aynen olmadığı taktirde bilirkişi raporunda gösterilen bedeller ölçüsünde davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının mehir senedinde bulunan 3.001,00 TL mehir alacağı talebinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının yedinde bulunduğu anlaşılan yüzük, küpe, saat ve tespit esnasında davacıya teslim edilen ve bilirkişi raporunun 1 ile 10 sayıları arasında yer alan eşyalara ilişkin talep konusuz kaldığından bu eşyalar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının mehir senedinde yer almayan iki adet ineğin aynen veya bedelinin tahsili talepli açtığı davanın ispatlanamadığından reddine, davacının faiz talebinin reddine, kabul edilen kısım yönünden davacı yararına 5.100,00 TL, reddedilen kısım yönünden ise davalılar lehine 1.000,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece hüküm kurulurken ıslah dilekçelerinin dikkate alınmamasının, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talepleri hakkında gerekçesiz bir şekilde ret kararı verilmesinin, kabul edilen kısımlar yönünden bedele hükmedilirken bu bedellere en azından tespit tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin, mehri müeccel bedelinin de tarafların boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline hükmedilmemesinin, yine 2 adet inek bedeli talepleri hakkında, bu konuda yemin deliline dayandıkları halde taraflarına yemin teklif etme haklarının hatırlatılmamasının doğru olmadığını beyanla davanın reddedilen kısmı yönünden temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2.Davalılar vekili tarafından temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın mehir senedinde yazılı olan tüm malları aldığına dair açık kabulüne rağmen Mahkemece kefil sıfatı bulunan davalı ... yönünden bir ayrım yapmadan aleyhine karar verilmesinin davalıyı mükerrer ödeme yükümlülüğü altına soktuğunu, keşifte teslim edilen eşyalar hakkında ret kararı verilecek yerde karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafça usule uygun delillerle ispatlanamadığı halde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, davacının reddedilen inek alacağı talebi yönünden lehlerine eksik vekâlet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığını beyanla davanın kabul edilen kısmı ve vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuşlardır.

C. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ancak kabul edilen ziynetlerin ayarlarının açıkça gösterilmediği, iadesine karar verilen eşyaların bedellerinin ise ayrı ayrı yazılmadığı, dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamayacağı bu nedenle, ziynet eşyalarının ayarlarının, eşyaların ise miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi, taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken iadesine karar verilen ziynetler ile eşyalar yönünden bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulması doğru görülmediği, yine davacı kadının davasının kısmen kabulüne karar verildiğine göre tarafların usuli kazanılmış hakları da gözetilerek, kendilerini vekille temsil ettiren taraflar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12 nci maddesi uyarınca kabul ve ret oranına göre vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin de usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı kararına karşı süresi içerisinde her iki taraf vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; Mahkemece hüküm kurulurken ıslah dilekçelerinin dikkate alınmamasının, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talepleri hakkında gerekçesiz bir şekilde ret kararı verilmesinin, kabul edilen kısımlar yönünden bedele hükmedilirken bu bedellere en azından tespit tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin, mehri müeccel bedelinin de tarafların boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline hükmedilmemesinin, yine iki adet inek bedeli talepleri hakkında, bu konuda yemin deliline dayandıkları halde taraflarına yemin teklif etme haklarının hatırlatılmamasının doğru olmadığını beyanla Dairenin 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı kararının düzeltilerek Mahkeme kararının müvekkil lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar vekili katılma yoluyla sundukları karar düzeltme dilekçesinde özetle; temyiz dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı tarafın mehir senedinde yazılı olan tüm malları aldığına dair açık kabulüne rağmen Mahkemece kefil sıfatı bulunan davalı ... yönünden bir ayrım yapmadan aleyhine karar verilmesinin davalıyı mükerrer ödeme yükümlülüğü altına soktuğunu, keşifte teslim edilen eşyalar hakkında ret kararı verilecek yerde karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin doğru olmadığını, davacı tarafça usule uygun delillerle ispatlanamadığı halde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini beyanla Dairenin 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı kararının düzeltilerek Mahkeme kararının müvekkiller lehine bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eşler arasında düzenlenen mehir senedinden kaynaklı ziynet ve eşya alacağının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedeli ile mehri müeccel bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen kararın yerinde olup olmadığı, yargılamada usuli bir eksiklik bulunup bulunmadığı, tarafların usuli kazanılmış haklarının gözetilip gözetilmediği, Dairenin 02.11.2022 tarih ve 2022/8994 Esas, 2022/8753 Karar sayılı ilamında düzeltilmesi gereken bir yanlışlığın bulunup bulunmadığı, bu bağlamda taraf vekillerinin düzeltme talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 226 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 190 ıncı, 191 inci, 200 üncü, 201 inci, 203 üncü maddeleri. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1,470,00'er TL para cezası ile 375,10'ar TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenlerden tahsiline,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.