"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1722 E., 2022/1549 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/371 E., 2021/430 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün tamamının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının sürekli evi terk ettiğini, terk ederken evdeki para ve ziynet eşyalarını da götürdüğünü, davalı kadının oğlunun ve gelininin ortak konutta yaşadığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddiaların asılsız olduğunu, müvekkiline ilgi göstermediğini, hakaret ettiğini, köle gibi davrandığını, müvekkili hastalanınca hastaneye götürmediğini, koşulları uygun olmayan evde yaşamak zorunda bıraktığını belirterek davanın reddine, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde faizi ile 5.500,00 TL bedeline, müvekkiline ait elektrikli bisikletin aynen iadesine veya şimdilik 500,00 TL bedeline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının, davacı erkekle kendisine taşınmaz devredilmesi şartıyla evlendiği, taşınmazın erkek tarafından kadına devredildiği, erkeğin kadına çalışmayacağı vaadini verdiği, sonrasında tarafların bahçe işleriyle birlikte uğraştıkları, kadının bahçeden elde edilen ürünleri sattığı, kazandığı parayla evin giderlerini karşıladığı, ziynet edindiği, kadının birden fazla kez evi terk ettiği, evi terk ettiği zamanlarda erkekten para aldığı, daha sonra ortak konuta dönerek birlikte yaşamaya devam ettikleri, davalı kadının oğlu ve gelininin ortak konuta yerleştiği, bu zamandan sonra taraflar arasında geçimsizliğin başladığı, erkeğin, kadının küçük oğluna elini öptürmemesi nedeniyle kadının evi terk ettiği, yanında yüklü miktarda para ve ziynet eşyası götürdüğü, tarafların bu şekilde ayrıldıktan sonra tekrar bir araya gelmedikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların kusur durumlarına göre erkek yararına yasal faiziyle 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine, kadının ziynet eşyası, şahsi eşya ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ilgi göstermediğini, müvekkilini gelir kaynağı olarak gördüğünü, davalının yaşlı bir kadına baktığı için aylık 1.500,00 TL gelirinin olduğunu, bu nedenle tazminat miktarlarının artırılması ve tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkilini bütün işlerde çalıştırdığını, iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilinin boşanmak istemediğini, delillerin dikkate alınmadığını, davacının birçok taşınmazının olduğunu, davacının tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, diğer talepleri için gerekli harcı ve gider avansını yatırdıkları halde bu talepleri hakkında verilen kararın ve erkek lehine tazminat takdirinin de doğru olmadığını ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar yanında davacı erkeğin de davalı kadını zorla çalıştırdığı, hakaret ettiği, bahçedeki evde yaşamaya zorladığı, hastalığında yeterince ilgilenmediği, davalı kadının tanık beyanlarında yer alan sair vakıalara davalı kadın tarafından dayanılmadığı gibi bazı beyanlarda net bir tarihin de bulunmadığı, gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin, davalı kadına nazaran daha fazla kusurlu olduğu, davacı erkek boşanmaya neden olan olaylarda daha kusurlu ise de, kadın da kusurlu olup kadına yüklenen ve gerçekleşen kusurlar değerlendirildiğinde davalı kadının, boşanma davasına itirazının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından korunmaya değer yarar kalmadığı gerekçesiyle davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin sonucu itibariyle isabetli olduğu gerekçesiyle hatalı kusur belirlemesinin düzeltilmesine, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi isabetli olmakla birlikte tarafların ekonomik ve sosyal durumları, tedbir nafakasının niteliği de dikkate alındığında hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğuna, kadının tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf isteminin kabulü ile davalı kadın lehine Dairenin karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının az kusurlu olduğu, kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte düzenli bir işi ve gelirinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle kadın lehine 30.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu olduğundan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davalı kadın cevap dilekçesiyle ziynet ve eşya, tahkikat aşamasında ise mal rejiminin tasfiyesi taleplerinde bulunmuş olup bu taleplere yönelik usulüne uygun şekilde açılan bir karşı ya da birleşen davası bulunmadığından ve sonradan yatırılan harçlar bu talepleri karşı dava haline getirmeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince davalının bu talepleri hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının isabetli bulunduğuna, diğer istinaf itirazları yönünden de İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında davalı kadının tam ve tek kusurlu olduğunu, kadın yararına nafakalara ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve manevî tazminat, kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların ve manevî tazminatın miktarının dosya ve hakkaniyete kapsamına uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.