"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1104 E., 2022/1831 K.
DAVACI- DAVALI : Beril Ayden vekili Av. ...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/105 E., 2022/277 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, zina yaptığını, aşırı alkol aldığını, sürekli antidepresan ilaç kullandığını, "ilaçları seninle birlikte olabilmek için alıyorum" diyerek kadını aşağıladığını, yatağını ayırdığını, çocuk sahibi olmak istemediğini, 05.10.2019 tarihinde sevgilisi ile otele girerken görüldüğünü, 14.09.2019 da Bodrum'a tatile gittiklerini ve aynı otelde kaldıklarını da öğrendiğini, müvekkiline psikolojik şiddet uygulayarak evden ayrılmaya zorladığını iddia ederek tarafların öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ... maddesi gereğince, aksi halde aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, kazancını eve harcamadığını, sosyal bir kişiliğinin olmadığını, evde misafir ağırlamak istemediğini, davacı-karşı davalı kadının tansiyon hastası olduğu için çocuk sahibi olmak istemediğini, farklı zamanlarda psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili lehine 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin P.R. isimli kadınla birlikte Tryp By W. isimli otelde 05.10.2019 tarihinde birlikte kaldıkları, evli erkeğin başka bir kadınla otelde birlikte konaklamasının zinanın kabulünü gerektiren bir durum olduğu, bu hale göre davalı-karşı davacı erkeğin zinasının sabit olduğu, erkeğin aşırı alkol kullandığı, kullandığı antidepresan ilaçların dozunu kontrolsüzce artırıp azalttığı, zina eylemi gerçekleştirdiği, çevresine de bu kadını birlikte olduğu kadın olarak tanıttığı, eşi ile yataklarını ayırdığı, kadının ise 2019 yılının Ağustos ayında eşine "kedileri niye besliyorsun, nefret ediyorum, senden boşanacağım, sana boşanma davası açacağım" gibi sözler söylediği, evde yemek yapmamak, ev işi yapmamak suretiyle birlik görevlerini yerine getirmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının zina sebebine dayalı, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 ... ve 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, erkeğin şartları oluşmayan maddî manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tanık beyanlarının çelişkili olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların ... olmadığının kadının tanık beyanları ile ispatlandığını, erkeğin bir kısım tanıkları ile müvekkilinin hiçbir şekilde görüşmediğini, erkeğin maaş dışında ikramiye ve teşvik aldığını, ayrıca müvekkili lehine yoksulluk nafakası koşullarının da oluştuğunu belirterek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi ve tazminatların miktarları yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin otelde tek kaldığını, müvekkilinin MİT çalışanı olduğu, bu nedenle alkol ve ilaç kullandığına yönelik iddiaların ... olmadığını, kaldı ki alkol ve ilaç kullanmanın boşanma sebebi olmadığını, delillerin tam olarak toplanmadığını, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bir kısım tanık beyanlarında yer alan bazı vakıalara yönelik ifadelerin soyut ve duyuma dayalı olduğu, sebep ve saikinin bulunmadığı, bu vakıalar sebebiyle erkeğe kusur yüklenmemesinde isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadına yüklenen "kedileri niye besliyorsun, nefret ediyorum, senden boşanacağım, sana boşanma davası açacağım" vakıasına davalı-karşı davacı erkek tarafından dayanılmadığı gibi bu vakıadan sonra evlilik birliği devam ettiğinden bu vakıanın gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı- karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı kadının tanık beyanlarında yer alan sair vakıalardan sonra evlilik birliği devam ettiğinden bu vakıalar yönünden davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacıyı affettiği, en azından yaşanılanları hoşgörü ile karşıladığı anlaşıldığından kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, davalı-karşı davacı erkeğin zina olgusunun ispatlandığı, kadının zina hukuki sebebine dayalı davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, asıl davada asli talebin kabulü ile tarafların zina hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına ilişkin verilen kararın isabetli olduğu ancak kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile; davacı-karşı davalı kadının kusur belirlemesi ve tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kusurun yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, ilgili bendin hüküm fıkrasından kaldırılmasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, davacı-karşı davalının sair, davalı- karşı davacının tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; karşı davanın kabulünün hatalı olduğu kadının kusurunun ispatlanamadığını, erkeğin çocuk sahibi olmak istemediğinin de ispatlandığı, erkeğin kazancı ile karşılaştırıldığında yararına yoksulluk nafakası takdiri gerektiğini belirterek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, yararına hükmolunan tazminat miktarları yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararında kadına yüklenen bir kısım kusurların çıkarılmasının ... olmadığını, bunların ispat edildiğini, zina olgusunun ispat edilemediğini, otelden elde edilen delillerin usulsüz elde edildiğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmolunmasının hatalı olduğunu, en kötü ihtimalle eşit kusurlu olduklarının tespiti ile boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, zina olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının zina hukuki nedenine dayalı davasının ve erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni dayalı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî manevî tazminata hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 161 ... maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu 370 ... ve 371 ... maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.