"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1953 E., 2022/2227 K.
DAVA TARİHİ : 27.11.2014 - 29.12.2014
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2014/851 E., 2019/181 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı katılma alacağı, ziynet alacağı, ev eşyası alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince her iki dava yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusunun reddedilmesi halinde başvurusu reddedilen tarafın ve kararın kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş, davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmamış ve Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinafa başvurmayan davalı-karşı davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını bu yönden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tümü ile reddine karar vermek gerekir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre karşı davada kadın aleyhine hükmedilen miktarı 25.250,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-karşı davalı vekilinin reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava ve cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 15.02.2003 tarihinde evlendiğini ve İzmir 13. Aile Mahkemesinin 2014/38 Esas, 2014/562 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, davacı-karşı davalı kadının evlendiği tarihten bu yana çalıştığını, yüksek gelire sahip olduğunu, davalı-karşı davacı erkeğin ise kuyumcu olduğu, düğünde kadına takılan ziynet eşyaları ve paraların davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının rızası olmadan alındığını ve iade edilmediğini, iş yeri açabilmek için sermaye olarak kullanıldığını, taraflar arasında fiili ayrılık başlamadan önce 17.02.2011 tarihinde İzmir İli Konak İlçesi 2. Karantina Mahallesi 6779 ada 28 parsel ikinci kat 4 numaralı bağımsız bölümün satın alındığını ve davalı-karşı davacı erkek adına tescil edildiğini, yine evlilik birliği içerisinde 35 AZH 15 plaka sayılı araba ve "Azizim" isimli teknenin satın alındığını, bu malların da davalı-karşı davacı erkek adına tescil edildiğini, belirtilen bu mallar üzerinden kadının mal rejiminden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davalı-karşı davacının kendisine ait olan evini 2009 yılında sattığını ve bu evin satım bedelinin iş yeri için sermaya olarak kullanıldığını, karşı dava konusu olan aracın davacı-karşı davalı kadına ait olduğunu, yine karşı davanın konusunu oluşturan ev eşyalarının bir kısmının davacı-karşı davalı kadının çeyiz eşyası olduğunu, bir kısmının ise tarafların evlilik birliği içerisinde satın alındığını, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, davalı-karşı davacı erkeğe ait olan evin satımı ile bu davanın konusunu oluşturan evin alımı arasında bir buçuk sene olduğunu, satmış olduğu evin parasını iş yerine sermaye olarak kullandığını, toptan altın satın aldığını, dava konusu taşınmazın alımı ile bir ilgisinin olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 33.235,00 TL ziynet alacağı bedelinin yasal faizi ile birlikte yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava konusu edilen mallar yönünden şimdilik 152.500,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesini, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından sunulan 18.12.2018 tarihli dilekçede özetle; katılma alacağı yönünden taleplerini toplam 204.485,00 TL olarak ıslah ettiklerini ve bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmazın, davalı-karşı davacı erkek tarafından evlenmeden önce satın aldığı İzmir İli Konak İlçesi 2. Karantina Mahallesi 1751 ada 8 numaralı parsel üç numaralı bağımsız bölümün satılması ve erkeğin ailesinin katkıları ile satın alındığını, davalı-karşı davacı erkeğin kişisel mal olduğunu, kadının katılma alacağı hakkı bulunmadığını, yine araç ve teknenin de kişisel mal olduğunu ve kadının herhangi bir alacak hakkı bulunmadığını, ziynet eşyalarının ise ortak konutta kadına ait olan kasanın içerinde bulunduğunu, erkek tarafından alınmadığını, ortak konutta bulunan eşyaların hepsinin davalı-karşı davacı erkek tarafından satın alındığını, tamamı erkeğe ait olan ev eşyalarının kadın tarafından alındığını ve iade edilmediğini, yine Hundai Accent marka araç üzerinde erkeğin katılma alacağı hakkı bulunduğunu iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile araç yönünden şimdilik 40.000,00 TL, ev eşyaları yönünden ise 44.800,00 TL'nin davacı-karşı davalı kadından alınarak davalı-karşı davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden yapılan incelemede; dava konusu İzmir İli Konak İlçesi İkinci Karantina Mahallesi 6779 ada 28 parsel iki numaralı bağımsız bölümün, 17.02.2011 tarihinde satış hukuki sebebiyle erkek adına tescil edildiği ve taşınmazın edinilmiş mal olduğu, dava konusu taşınmazın, davalı-karşı davacı erkek tarafından tarafların evlilik tarihinden önce 18.08.2000 tarihinde satın alınan İzmir İli Konak İlçesi İkinci Karantina Mahallesi 1751 ada 8 parsel üç numaralı bağımsız bölümün 22.10.2009 tarihinde 90.000,00 TL bedelle satılması suretiyle alındığı, alınan bilirkişi raporu uyarınca dava konusu taşınmazın sürüm değerinin 280.000,00 TL olduğu, davalı-karşı davacı erkeğin kişisel malı ile dava konusu taşınmazın alımına katkısının %50,72 TL olduğu, 280.000,00 TL * %50,72 =142.016,00 TL olup edinilmiş malın yarısı olan 71.008 TL davacı-karşı davalı kadının katılma alacağı hakkı olduğu, davalı-karşı davacı erkek adına 15.07.2011 tarihinde tescil edilen 35 AZH 15 plaka sayılı araç yönünden yapılan değerlendirmede ise bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sürüm değerinin 27.500,00 TL olduğu, bu değerin yarısı olan 13.750,00 TL üzerinden davacı-karşı davalı kadının katılma alacağı hakkı olduğu, "Azizim" isimli 1561053 gemi numarası ile davalı-karşı davacı erkek adına kayıtlı tekne yönünden yapılan incelemede, teknenin sürüm değerinin 35.000,00 TL olduğu, yarısı olan 17.500,00 TL üzerinde davacı-karşı davalı kadının katılma alacağı hakkı olduğu, asıl davada ziynet alacağı talebi yönünden yapılan incelemede; davacı-karşı davalı kadına, 14 adet 22 ayar takı bileziği (11.900,00 TL), 1 adet 14 ayar set takım (2.505,00 TL), 1 adet yarım altın (286,00 TL), 21 adet çeyrek altın (3.003,00 TL), nakit takı para (105,00 TL), 1 adet inci gerdanlık (650,00 TL) takıldığı, damada ise 2 adet yarım altın (572,00 TL), 11 adet çeyrek altın (1.573,00 TL), 40 Amerikan Doları (88,40 TL), 50 İngiliz Sterlini (174,00TL), 145,00 TL nakit para takıldığı, bu ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı erkek tarafından iş yerinde bulunan kasada saklandığı, sonrasında sermaye yapmak üzere bozdurulduğu ve davacı-karşı davalı kadına iade edilmediği ve kadının ziynet alacağı davasını açmakta haklı olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile dava konusu İzmir İli Konak İlçesi İkinci Karantina Mahallesi 6779 ada 28 parsel 24/144 arsa paylı 2 nci kat, 4 numaralı bağımsız bölüm dolayı davacı-karşı davalı kadının 71.008.00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle erkekten alınıp kadına verilmesine, fazla talebin reddine, dava konusu 35 AZH 15 plakalı Renault Symbol marka araç yönünden davacı-karşı davalı kadının 13.750,00 TL olan katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle erkekten alınıp kadına verilmesine, dava konusu olan 1561053 gemi numaralı Azizim isimli tekneden dolayı 17.500,00 TL katılma katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle erkekten alınıp kadına verilmesine, karşı dava yönünden yapılan incelemede ise karşı dava konusu 35 ENM 555 plaka sayılı aracın 03.01.2012 tarihinde kadın adına tescil edildiği, edinilmiş mal olduğu, sürüm değerinin ise 28.000,00 TL olduğu ve yarısı olan 14.000,00 TL üzerinde davalı-karşı davacı erkeğin katılma alacağı hakkı olduğu, Silverline Ankastre 3 set (1.750,00 TL), Arçelik iki kapılı buzdolabı (1.500,00 TL) Bosh bulaşık makinesi (1.000,00 TL), muhtelif marka mutfak eşyaları (1.000,00 TL), Simbo marka 2.000 wat, Arçelik marka elektrik süpürgesi (300,00 TL), 82 ekran CLC marka TV (750,00 TL), salon takımı iki berjer, bir ikili bir üçlü krem renkli (3.500,00 TL), 24 butt Vestel marka klima (1.500,00 TL) Sony marka müzik ve sinema sistemi (1.500,00 TL), evin perdeleri, salon mutfak ve oturma odası (1.500,00 TL), Bosch Logix marka çamaşır makinesi (1.500,00 TL), Tronic 9 butt klima (750,00 TL), Carter marka 9 but klima (750,00 TL), siyah beyaz renkli yatak odası takımı, gardırop, şifonyer (3.500,00 TL), 70 ekran tüplü TV (200,00TL), Toshiba marka 24 butt duvar tipi klima (1.500,00 TL) olmak üzere toplam 22.500,00 TL değerindeki ev eşyalarının mevcut olduğu, söz konusu ev eşyalarının eşlerden hangisine ait olduğunun ispat edilemediği ve bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği, ev eşyalarının yarı değeri olan 11.250,00 TL erkeğin katılma alacağı olduğu gerekçesiyle karşı davanın da kısmen kabulü ile ... plakalı Hyundai Akcent Blue marka araçtan dolayı 14.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle kadından alınarak davalı- karşı davacı ...'a verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasında hesaplamanın hatalı yapıldığı, dava tarihi itibariyle hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, güncel değerinin hesaplanması gerektiği, davacı-karşı davalı kadına takılan ziynet eşyalarının daha fazla olduğu, katılma alacağının eksik hesaplandığı, dava konusu taşınmazda davalı-karşı davacı erkeğin kişisel malı ile yaptığı bir katkının olmadığı, karşı davanın kabulü yönünden kurulan hükmün hatalı olduğu, reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; katılma alacağı davası yönünden değer tespiti, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ve karşı davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Ziynet ve takı parası yönünden bedellere dava tarihinden itibaren değil güncel ve günün ekonomik şartlarına uygun olarak altındaki değer artışı da hesaplanarak hüküm kurulması ve takıların daha fazla olduğuna ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde; başlangıçta ziynetlerin bedelinin dava tarihindeki bedel üzerinden istendiği hatta ıslah dilekçesinde de bu hususun aynı şekilde belirtildiği, ziynetlerin fiili ödeme, teslimi gibi tarihlere göre bedeline ilişkin infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulamayacağı gibi 6100 sayılı Kanunu'nun 26 ncı maddesi sebebiyle taleple bağlılık ilkesi de dikkate alındığında ve ayrıca sunulan CD ve fotoğraflara göre bilirkişi tarafından mevcudiyetleri ispatlanan eşyalara karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, başkaca ziynetlerin mevcudiyetlerinin ve akibetlerinin ispatlanamadığı, bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davaya konu taşınmazın tamamının edinilmiş mal sayılması, diğer tarafa ait önceki taşınmaz bedelinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kişisel malı olarak hesaba katılmaması gerektiği zira önceki taşınmazın satımı ile davaya konu taşınmazın edinilmesi arasında uzun süre geçtiğine ilişkin istinaf sebebinin incelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) "kişisel malları" düzenleyen 220 inci maddesinin ikinci bendine göre mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan mal varlığı değerlerinin kişisel mal olarak kabul edildiği, aynı maddenin dördüncü bendine göre de kişisel mallar yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı ve kişisel maldan tasfiyeye konu mala yapılan katkının miktarı hesaplanması gerektiği, kalan kısmın ise aksi kanıtlanamadığından edinilmiş mal kabul edilerek hüküm tesis edilmesi gerektiği, somut olayda; her ne kadar erkeğin 2000 yılında evlilik ve 4721 sayılı Kanun öncesi edindiği taşınmazın satışı ile evlilik birliği içerisinde ve 4721 sayılı Kanun sonrası dava konusu taşınmazın alımı arasında 16 aya yakın süre geçmiş ise de davalı-karşı davacı erkeğin kuyumcu olarak çalıştığı, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkek adına ilk taşınmazın satış bedeli ile toplu altın aldığı ve o bedelin bu şekilde kullanıldığının iddia edildiği, iddia yerinde görülse dahi neticeten davalı-karşı davacı erkeğin kişisel mal niteliğindeki ilk taşınmazını satarak mesleği sebebiyle altın aldığı ve bu altınların ticareti ilerde edinilmiş mal olan dava konusu taşınmaz satın alınmış böylece edinilmiş malın edinilmesinde kişisel malından yukarıda açıklanan ikame kuralı kapsamında katkı yaptığı, avacı-karşı davalı kadının davaya konu taşınmazın alımında başkaca bir katkısını da ispatlayamadığı, bu sebeple İlk Derece Mahkemesince bilirkişi raporundaki "...dava konusu taşınmaza erkeğin kişisel malı niteliğinde bulunan taşınmazın satımı ile katkıda bulunularak edinildiği kabul edilirse..." şeklindeki hesaplama ve yapılan ilk olasılığa göre karar verilmesinin yerinde olduğu, davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı, davaya konu taşınmazın bedel tespiti ile karar tarihi arasında uzun zaman geçtiği, bedelin karar tarihine yakın tespit edilmesi gerektiğine yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacı-karşı davalı kadın vekilinin ıslah talebini tespit edilen bedele göre yaptığı ve ıslah tarihi ile karar tarihi arasında uzun zaman geçmediği, bu istinaf talebinin yerinde olmadığı, karşı davada davalı-karşı davacı erkeğin ev eşyalarını başlangıçta kişisel mal olarak talep etmiş iken katılma alacağına hükmedildiği, bir kısmını davacı-karşı davalı kadının çeyiz eşyası olarak getirdiğinin ispatlandığı, talep edilenlerin tamamının edinilmiş mal sayılmasının doğru olmadığı, talep edilen eşyalar ile keşifte belirlenen eşyaların bir kısmının örtüşmediği şeklindeki istinaf sebeplerinin incelenmesinde ise davalı-karşı davacı erkek vekilinin 06.12.2018 tarihli dilekçesinde ev eşyaları ile ilgili talebini edinilmiş mallar kapsamında katılma alacağı olarak açıkladığı ve ıslah niteliğindeki açıklamasının da keşfen belirlenen eşyalar yönünden gerçekleştirdiği, tanıklar Günselin, Gülten ve Tuğba'nın beyanlarına göre de tarafların erkek adına olan ilk ev satıldıktan sonra bir süre kirada oturduğu, 6-7 ay kadar ayrı yaşadıkları, tekrar bir araya geldiklerinde tüm eşyaları yeniledikleri, bu nedenle davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesine göre kararda belirtilen eşyaların edinilmiş mal sayılması ve bu kapsamda yapılan bilirkişi hesaplaması doğrultusunda karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle her iki dava yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğu, delillerin toplanmadan karar verildiği, karşı davanın tümü ile karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, asıl davanın ise reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; her iki dava yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Asıl dava, ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ile katılma alacağı istemine ilişkin olup uyuşmazlık; istinaf incelemesinin duruşmalı yapılıp yapılmayacağı, kişisel mal savunması, ispatı, değer tespitinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılamadığı, dava konusu malların değerlerinin güncelliğini yitirip yitirmediği, ziynet alacağı değerinin belinlenmesinde hangi tarihin esas alınacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 353 üncü maddesi, 356 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu'nun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2.Davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
3.Davacı-karşı davalı vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.