"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2923 E., 2022/2560 K.
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dazkırı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/120 E., 2022/181 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın dahili davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, aile konutu şerhi talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
Kararın dahili davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı dahili davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı ...'ın 1981 yılında evlendiklerini, ... parsel sayılı taşınmazı 1986 yılında aldıklarını, ayrıldıkları bir dönem taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koyulduğunu ancak barıştıklarında davalının şerhi kaldırmasını istediğini, bunun üzerine davacının şerhi kaldırdığını, ancak davalının, davacının haberi olmaksızın dört ay öncesinde tanıştığı ... adlı kişiye karşılığında herhangi bir şey almadan taşınmazı devrettiğini, davacının bu durumu tesadüfen öğrendiğini, 4721 sayılı Türk medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca aile konutu olan taşınmaza dair tapunun iptali ile davalı eş adına tesciline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; eşiyle evli olduğu dönemde ...ile tanıştığını, kendisine "Ev verirsen gelirim" dediğini, o anlık duygularıyla tapuda adına kayıtlı olan ve eşiyle birlikte kaldığı evin yarısını tapuda karşılığında bir şey almadan devrettiğini, evi verdikten sonra da davalının gelmediğini beyan etmiştir.
2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamının aile konutu olarak kullanılmadığını, ...' ın müvekkiline devrettiği dairenin taşınmazın üst katı olduğunu, davalının devri kendi rızasıyla yaptığını, davalıların ortak bir çocukları olduğunu, müvekkilinin, tapu kaydına güvenerek aile konutu şerhi olmayan taşınmazı devraldığını, davacının taşınmaz üzerinde bulunan aile konutu şerhini kendi rızasıyla kaldırdığını, böylece taşınmazın üçüncü kişilere devrini dolaylı yoldan kabul ettiğini, aradan aylar geçtikten sonra davayı açmasının kötüniyet göstergesi olduğunu, davalının taşınmazı 120.000,00 TL'ye iyiniyetle satın aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.06.2020 tarih ve 2018/71 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın avlusu ortak kullanılan 2 katlı ev ve eklentileri olduğu, davacı ve davalı eşinin her iki katı ve eklentilerini taşınmazın edinim tarihinden itibaren ortak olarak kullandıkları, evliliklerinin devamında bu evde ikamet edildiği, çocuklarını bu evde büyüttükleri, taşınmazın tamamının aile birliğinin devam ediyor olması nedeniyle davacı ve davalı ile çocukları tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmazın tapudaki vasfının 2 katlı kargir ev olduğu, taşınmazda bağımsız bölüm bulunmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tesis ve tescil edilmediği, her ne kadar davalı ... vekili tarafından taşınmazın alt ve üst katlarının bağımsız olduğu ve taşınmazın aile konutu niteliği taşımadığı beyan edilmiş ise de; yapılan keşifte taşınmazın tamamının taraflarca ortak olarak kullanıldığı, davalı ...'ın diğer davalı ... ile evlilik dışı ilişkisi olması ve ortak çocukları olması karşısında taraf eşlerin arasının bozuk olduğu, bu kullanımın Mernis sonuçlarıyla 2007 yılından itibaren olduğu, taraf tanıklarının ortak beyanıyla taşınmazda 1986 yılından beri oturdukları ve alt ve üst katın her ikisinin de aile tarafından kullanıldığı, davacı tarafından aile konutu şerhi koyulması talebiyle tapu müdürlüğüne başvurulduğunda Dinar Kadastro Biriminin 12.02.2018 tarih 389980 sayılı yazısıyla aile konutu koyulması istenen parsel ile adresin aynı bina olduğunun zeminde yapılan inceleme ile anlaşıldığının bildirildiği, taşınmazın 1/2 payının devredilmiş olması karşısında paylı mülkiyette hak sahiplerinin taşınmazın tamamı üzerinden yarı oranda hak sahibi oldukları, alt ve üst kat olarak bölünmüş pay bulunmadığı, tapu kaydının her iki kat için ortak olduğu, davalı vekili tarafından şerhin kaldırılmış olmasının devir için açık rıza niteliği taşıdığı beyan edilmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/2-2056 Esas, 2015/1201 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetlerinin sınırlandırıldığı, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile konutun aile konutu özelliğini taşıyacağı, sınırlandırma emredici nitelikte olduğundan bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı ve açık rızanın ancak belirli olan bir işlem için verilebileceği, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2016/14638 Esas, 2018/3368 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere aile konutu şerhinin kurucu değil, açıklayıcı özellikte olduğu, 194 üncü madde ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlamanın aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmadığı dikkate alındığında davacının taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhini kaldırmış olmasının taşınmazın devrine açık rızası olduğu anlamını taşımayacağı, devir işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının alındığının ispatlanamadığı, davalı ...'nın taşınmazın devrinde iyiniyetli olmasının da önemi bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve davalı adına yeniden tesciline dair talebinin kabulüne, davaya konu taşınmazın dahili davalı ... adına kayıtlı olan 1/2 payının tapusunun iptali ile ... adına tesciline, dava konusu taşınmaz davalı erkek adına kayıtlı olmayıp üçüncü kişi olan dahili davalı adına kayıtlı olduğundan davacının tapu müdürlüğüne giderek aile konutu şerhi koydurması hukuken ve fiilen mümkün olmayıp aile konutu şerhinin koyulmasını istemekte hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle ... adına tesciline karar verilen 1/2 payı üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı ... vekili davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 02.02.2022 tarih ve 2021/1253 Esas, 2022/180 Karar sayılı kararıyla; davacının, aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesi gerektiği, aksi takdirde aile konutu şerhi konulması davasının incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı, o halde aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın, tapu iptali ve tescil davasından tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmesi, tapu iptali ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın avlusu ortak kullanılan 2 katlı ev ve eklentileri olduğu, davacı ve davalı eşinin her iki katı ve eklentilerini taşınmazın edinim tarihinden itibaren ortak olarak kullandıkları, evliliklerinin devamında bu evde ikamet edildiği, çocuklarını bu evde büyüttükleri, taşınmazın tamamının aile birliğinin devam ediyor olması nedeniyle davacı ve davalı ile çocukları tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, dava konusu taşınmazın tapudaki vasfının 2 katlı kargir ev olduğu, taşınmazda bağımsız bölüm bulunmadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde herhangi bir kat irtifakı ya da kat mülkiyeti tesis ve tescil edilmediği, her ne kadar davalı ... vekili tarafından taşınmazın alt ve üst katlarının bağımsız olduğu ve taşınmazın aile konutu niteliği taşımadığı beyan edilmiş ise de; yapılan keşifte taşınmazın tamamının taraflarca ortak olarak kullanıldığı, davalı ...'ın diğer davalı ... ile evlilik dışı ilişkisi olması ve ortak çocukları olması karşısında taraf eşlerin arasının bozuk olduğu, bu kullanımın Mernis sonuçlarıyla 2007 yılından itibaren olduğu, taraf tanıklarının ortak beyanıyla taşınmazda 1986 yılından beri oturdukları ve alt ve üst katın her ikisinin de aile tarafından kullanıldığı, davacı tarafından aile konutu şerhi koyulması talebiyle tapu müdürlüğüne başvurulduğunda Dinar Kadastro Biriminin 12.02.2018 tarih 389980 sayılı yazısıyla aile konutu koyulması istenen parsel ile adresin aynı bina olduğunun zeminde yapılan inceleme ile anlaşıldığının bildirildiği, taşınmazın 1/2 payının devredilmiş olması karşısında paylı mülkiyette hak sahiplerinin taşınmazın tamamı üzerinden yarı oranda hak sahibi oldukları, alt ve üst kat olarak bölünmüş pay bulunmadığı, tapu kaydının her iki kat için ortak olduğu, davalı vekili tarafından şerhin kaldırılmış olmasının devir için açık rıza niteliği taşıdığı beyan edilmiş ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/2-2056 Esas, 2015/1201 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetlerinin sınırlandırıldığı, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile konutun aile konutu özelliğini taşıyacağı, sınırlandırma emredici nitelikte olduğundan bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı ve açık rızanın ancak belirli olan bir işlem için verilebileceği, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2016/14638 Esas, 2018/3368 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere aile konutu şerhinin kurucu değil, açıklayıcı özellikte olduğu, 194 üncü madde ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlamanın aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmadığı dikkate alındığında davacının taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhini kaldırmış olmasının taşınmazın devrine açık rızası olduğu anlamını taşımayacağı, devir işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının alındığının ispatlanamadığı, davalı ...'nın taşınmazın devrinde iyiniyetli olmasının da önemi bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve davalı adına yeniden tesciline dair talebinin kabulüne, davaya konu taşınmazın dahili davalı ... adına kayıtlı olan 1/2 payının tapusunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmiştir.
2.Aile konutu şerhi konulması talebi dosyadan tefrik edilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Dahili davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu, her iki katın birlikte kullanıldığı, bu hususun dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve keşif sırasındaki tespit ile sabit olduğu, taşınmazda kat mülkiyetinin bulunmadığı, aile konutu olan taşınmazın, tapu maliki olan eş tarafından üçüncü kişiye devrinin, diğer eşin açık rızasına bağlı olduğu, davacının açık rızasının alınmadığı, bu nedenle davalılar arasında gerçekleşen taşınmazın 1/2 hissesine yönelik yapılan satışın geçersiz, tescilin de yolsuz olduğu, davanın kabulü ile tapu iptal ve tescil kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; devir işleminin davacının bilgisi ve rızası dahilinde yapıldığını, daha önce konulan aile konutu şerhini davacının kaldırmasının bu taşınmazın satışına açık rıza anlamına geldiğini, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; aile konutu niteliğindeki taşınmaza ilişkin tapu iptali ve tescil davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 2 nci ve 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dahili davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...