"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2334 E., 2022/2305 K.
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/113 E., 2022/64 K.
Taraflar arasındaki boşanma protokolünden kaynaklı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ...'nın davalı ...'un eski eşi olduğunu, tarafların 16.04.1972 yılında evlendiklerini, davalının arkasında 5 tane çocuğunu bırakarak başka bir kadınla Rusya'ya yerleştiğini ve tarafların 1997 yılında anlaşmalı boşandıklarını, davalı ...'un bahsi geçen boşanma davasında anlaşma senedi isimli protokol ile 1997 yılındaki değeri ile 35.000.000,00 şimdiki değer ile karşılığı 35,00 TL olan nafakayı ve o dönem henüz tapuları olmayan taşınmaz ve eklentileri davacı (eski eşi) ...'ya vereceğini taahhüt ettiğini, davalının bugüne kadar bu anlaşmaya ve mahkeme kararına dahi uymadığını, nafaka ödemelerini yapmadığını, anlaşma senedinde yer alan taşınmaz ve eklentilerini davacıya devretmediğini, birikmiş nafaka alacakları sebebiyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ama davalının aciz durumu nedeniyle hakkındaki icra takibi de derdest olmasına rağmen sonuçsuz kaldığını, davalı ...'un bu taşınmazı satım sözleşmesine konu ederek diğer davalı ...'a devrettiğini, söz konusu taşınmazın davacı ...'ya ait olduğu, üzerindeki evde yaz ayları ikamet ettiği, çocuklarıyla birlikte gidip geldikleri, kısacası fiili kullanımının davacıda olduğunun herkes tarafından bilindiğini, dava konusu tarla ve eklentilerin (bahçe ve küçük bir derme çatma ev) 1997 yılında tapuda kayıtlı olmadığını, 2012 veya 2013 yılları arasında kadastro çalışmaları sebebiyle kayıt altına alınıp alınmadığı, alındıysa kimin adına tescil edildiğinin taraflarınca bilinmediğini, davalı ...'un bu konuda taraflarına yıllardır bilgi vermediğini, tapu müdürlüğünün ise gizlilik iddiasıyla ve bir mahkeme kararı olmadan söz konusu taşınmazla alakalı bilgi ve işlem tesis etmediğini, muhtemel zararlara sebep olmamak adına taşınmazın iyiniyetli üçüncü kişilere devrinin tedbir yoluyla engellenmesini, davacı ...'un tasarruf yetkisi yokluğu sebebiyle geçersiz olan satış sözleşmesi yoluyla davalı ... lehine tescil olan taşınmazın iptali ile davacı ... adına tescilini veya taşınmazın halen tapusuz olması olasılığıyla davalılar tarafından hukuka aykırı olarak gasp edilen zilyetliğin davacı ...'ya iadesi ile davalılar tarafından yıkım sebebiyle aleyhlerine ortaya çıkan 15.000,00 TL'lik zararın davalılarca müteselsilen taraflarına ödenerek giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hayvancılıkla uğraştığını, geçimini bu şekilde sağladığını, 26.09.2017 tarihinde ailesinin geçimini sağlamak ve çocuklarının daha iyi bir geleceğe sahip olması amacıyla davaya konu olan taşınmazı iyi niyetli olarak satın aldığını, söz konusu taşınmaza 50.000,00 TL ödeme yaptığını ve yine aynı taşınmaz için 2.000,00 TL civarında tapu harcı ödediğini, davacının satın almış olduğu taşınmazın cins değişikliği için de 10.000,00 TL harç ve masraf harcaması yaptığını, satın almış olduğu taşınmazın üzerine ahır kurduğunu, ahır ile ilgili yapmış olduğu harcamanın ise 400.000,00 TL civarında olduğunu, söz konusu ahırda şu anda yüz civarında büyükbaş hayvan ve yavrusunun bulunduğunu, elindeki tüm birikimini harcayıp tapusunu aldığı taşınmaz üzerine başkaca yatırımlar da yaptığını, söz konusu taşınmaz ile ilgili halen de harcamalar yaptığını, davacının hali hazırda aktif olarak iş yeri amaçlı olarak davaya konusu taşınmazı kullandığını, herhangi bir satış devri yapmasının da söz konusu olmadığını, davacının Mahkemeye sunduğu boşanma protokolünün ifasının mümkün olmayan bir butlan sözleşme olduğunu, boşanma sözleşmesinin taraflarının kendilerine ait olmayan bir mal ile ilgili tasarruf sahibi olamayacaklarını, ifası mümkün olmayan bir sözleşme ile tarafların henüz kendilerine ait olmayan taşınmazlarla ilgili tasarruf yapabilme hakkına sahip olmadıklarını, davalı ... ile söz konusu boşanma protokolü ile ilgili görüştüklerinde kendisinin boşanma davasının karar duruşmasına katılmadığını, o tarihlerde Rusya'da olduğunu beyan ettiğini, dolayısıyla davalı ... 'un 09.04.2019 tarihindeki duruşmada "Bana gösterilen anlaşma senedindeki imza bana aittir ancak ben boş kağıda imza atmıştım, yazıyı bu şekilde doldurmuşlar" şeklindeki beyanlarının da incelenmesi ve söz konusu boşanma protokolünün ve boşanma davasının tarafların ilgili mahkemenin duruşmalarına katılıp katılmadığı, kendilerini temsil eden avukat olup olmadığının da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; keşif mahallinde dinlenilen tanıkların beyanlarından tarafların 1997 yılında boşandıkları, davalı ...'un ortak evin kendisine verilmesi karşılığında kalan tüm taşınmazları davacıya vermeyi kabul ettiği, taşınmazların tapuları olmadığı için tarafların aralarında bir anlaşma senedi düzenledikleri ve boşandıkları, davalı ...'un boşandıktan sonra 7-8 yıl boyunca köye hiç gelmediği, köydeki arazi ile davalı ...'un annesi ile davalı ... ve ortak çocukların ilgilendiği, davalı ...'ın taşınmazın davalıya ait olduğunu bilerek ...'dan satın aldığının beyan edildiği, davalı ...'a sorulduğunda 50 milyara aldığını söylediği, farkının da verilerek davalı ve ortak çocuklar tarafından satın alınmak istenildiği ancak davalı ...'ın buna yanaşmadığı, davalı ...'ın satın alacak ekonomik gücü olduğu, hayvancılık yaparak geçimini sağladığı, 2,5 sene kadar önce satın alıp mandıra yaptığı, davalı ...'un arazileri kendisinin hiç kullanmadığı, davacı ve ortak çocukların davalı ...'un annesi vefat edinceye kadar ... köyünde yaşadıkları, vefat ettikten sonra yazları gelip gitmeye başladıkları, senette yer alan taşınmazlara ait bilgiler ile taşınmazların mevki ve hudutları konusunda bilgi alındığı ve dava konusu edilen taşınmazlara uyduğu ve bu hususta taraflar arasında bir çekişme olmadığı, davaya konu taşınmazların davacıya harici senet ile devrolunduğu ve kadastro tespitine kadar nizasız ve fasılasız zilyetlik şartının sağlandığı gerekçesiyle davalı ...'a karşı açılan davanın kabulüne, ... ada 22 parsel sayılı taşınmazın 3/16 hissesinin, ... ada 17 parsel sayılı taşınmazın 3/16 hissesinin, ... ada 11 parsel sayılı taşınmazın 3/16 hissesinin ve ... ada 22 parsel sayılı taşınmazın 3/8 hissesinin davalı ... adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan miktarın-payın davalı üzerinde bırakılmasına, ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ...'a karşı açılan davanın ise davalı ...'ın satın aldığı tarihten itibaren taşınmazı iyileştirerek ekonomik amaca uygun şekilde kullandığı, davalılar arasındaki satış işleminin gerçek satış olduğu kanaat ve sonucuna ulaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'ın satın aldığı taşınmazın davacıya ait olduğunu bildiğini ve kötüniyetli olduğunu, diğer davalı ...'un ekonomik sıkıntıya düştüğünü tespit ederek rayicinin çok altında satın alma iradesinde olduğunu,
davalı ...'a karşı davanın 21 parsel yönünden reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek; davanın reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, boş kağıda imza attığını, üstünü kendisinin doldurmadığını ileri sürerek; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından tüm delillerin toplandığı, usul hükümlerinin doğru olarak uygulandığı, delillerin taktirinde ve maddî hukukun uygulanmasında hata edilmediği, davalı ...'un babası ...'in 25.03.1986 yılında öldüğü, ...'in ölümü ile sağ kalan eş ...'ye 2/8, davalı ...'a 3/8 ve ...'ye 3/8 hissenin kaldığı, davalı ...'un annesi ... 'nin 19.12.2012 tarihinde vefat ettiği, davalı ...'un 1997 yılında anlaşmalı boşanma sırasında mirasen kendisine intikal eden taşınmaz hissesi oranında tasarruf hakkına sahip olduğundan 112 ada, 22 parselde 3/16 hisse, 115 ada 17 parselde 3/16 hisse, ile 117 ada 22 parselde 3/8 hisse'nin protokole konu taşınmaz ve hisse miktarları olarak doğru belirlendiği, davalı ...'un iptal edilmeyen hisse oranlarının 2012 yılında annesinin ölümüyle davalıya intikal nedeniyle bu kısımların iptal edilmemesinde bir hata bulunmadığı, ... muristen kalma ev ve müştemilatın davalı ... tarafından diğer mirasçıların hissesi ile birlikte tapuda satın alınarak birleştirilip tam hisse ile davalı ... adına tapuya tescil edildiği, bu taşınmazdaki hissenin artık iptali ile davacı adına tescilinin mümkün olmadığı, tapuya güven ilkesi gereğince davalı ...'ın kazanımının korunması gerekliliği nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine, kadastro sonucunda davalı ... adına tespit ve tescil yapılmış ise de davacı ile davalı ... arasında boşanma sırasında düzenlenen protokol hükümlerine göre davacı tarafından bu hissenin iptali ile adına tescili isteme hakkı bulunduğu, davalı ... tarafından ileri sürülen bir ilk itiraz da bulunmadığı, kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık süre geçmeden de dava açıldığı, davalı ...'un imzasını da inkar etmediği ancak boş kağıdın üzerinin doldurulduğunu iddia etmiş ise de bu savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle davalı ...'un istinaf başvurularının da esastan reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; davanın reddedilen kısmı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; davanın boşanma protokolünden kaynaklı olmadığını, kadastro çalışmaları ve tespiti öncesi sebep ve işlemlere dayalı tapu ptli ve tescili davası açması gerektiğini, görevli mahkemenin aile mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil davasının anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalı ... yönünden davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı ... adına kayıtlı 21 parsel yönünden davanın reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, davanın görevli mahkemede görülüp görülmediği noktasında noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri;
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...