"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1656 E., 2023/70 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekilleri Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...,...
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/729 E., 2022/165 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma ve ziynet alacağı davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davası ve ferileri yönünden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın vekilinin ziynet alacağı davası ilgili istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, kadın tanıklarının usulüne uygun beyanlarının alınması ve yemin deliline dayandığı da gözetilerek bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararları kesin olup, temyiz edilemez.
Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince, kadının ziynet alacağı davası yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi kararına karşı, davacı davalı erkek vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuşsa da, bu karara karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı davalı erkek vekilinin temyiz isteminin ziynet alacağı davası yönünden reddine karar vermek gerekir.
Davalı davacı kadın vekilinin tüm, davacı davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilini ailesinin ve arkadaşlarının yanında küçük düşürdüğünü, aile büyükleriyle arasını bozduğunu, sadakatsiz olduğunu, çocukları evdeyken başka bir erkeği alıp cinsel ilişkiye girdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, aldatma olayının yaşanmadığını, tarafların evliliğinde yaşanan hırsızlık olayından sonra davacı- davalı erkeğin kendi uydurduğu bir senaryo olduğunu, evlerinde yaşanan hırsızlık olayı sırasında erkeğin elindeki tabanca ve keserin sapı ile kadını feci şekilde darp edip çocuklarla birlikte otogara götürerek Çaycuma'ya gönderdiğini, erkeğin müvekkiline "hırsızı sen mi eve aldın, beni aldatıyor musun" gibi ithamlarda bulunmaya başladığını, erkeğin devamlı telefon ile ağır hakaretler, küfürler ettiğini, çocukları alacağını söylediğini, velâyeti almak için kadını iffetsizlikle suçlayacağını söylediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, düğünde takılan 8 adet 22 ayar 22 gram burma bilezik, 4 adet 22 ayar düz bilezik, 2 adet gerdanlık set, 12 adet küçük altın, 2 adet 14 ayar 25 gram zincir bedelinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20,00 TL'nin davalı erkekten alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları kapsamında kadının ... isimli kişiyle ilişkisinin olduğu, bu beyanların dosyadaki mesaj kayıtları ve olay günü ...'ın alınan ifadesiyle birbirini desteklediği, boşanmaya sebep olan olaylar açısından kadının tam kusurlu olduğu, kadın tanıklarının görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı darp olayına ilişkin olarak sadece annesinin beyanının olduğu, bu beyanı destekleyecek dosyada başkaca tanık beyanının bulunmadığı, söz konusu beyanın yanlı olarak verildiği, kadının iddia ettiği olaylara bizzat şahit olmadıkları, erkeğin kusurlu olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle kadının davasının reddine karar verildiği, sosyal inceleme raporları ve dosya kapsamı uyarınca ortak çocukların velâyetin babaya verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak ortak çocuklar lehine bir miktar nafakaya hükmedildiği, erkeğin boşanma sonucu eşinin maddî desteğini yitireceği kanaatine varılmakla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına kısmen maddî tazminata hükmedildiği, kadının sadakatsiz tutum ve davranışları, erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne yanında kalan ortak çocuklar yararına aylık 300,00'er TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, erkek yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ara karar ile kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının ziynet alacağı davasının reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, reddedilen boşanma davası ve ferileri, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, velâyet düzenlemesi, ziynet alacağı davasının reddi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, kadına yüklenen aldatma kusurunun dosya kapsamındaki tanık beyanları, ceza dosyası, kadına ait GSM kayıtları ile de sabit olduğu, Mahkemece erkeğe kusur yüklenmemiş ise de, kadına ait darp raporu, memlekete gittiğinde annesinin kadında gördüğü morluklar, yine ceza dosyasındaki beyanlar dikkate alındığında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı iddiasını doğruladığı, olayın gelişimi, eve bir erkeğin girmesinden sonra meydana geldiği dikkate alındığında erkeğin eyleminin tepki niteliğinde olduğu, bu hali ile erkeğin hafif kusurlu, kadının ağır kusurlu olduğu, kadının kusura yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile erkeğin hafif kusurlu, kadının ağır kusurlu sayılmalarına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince hatalı kusur belirlenmesi neticesinde kadının birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de kadının reddedilen davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükmün kaldırılarak kadının boşanma davasının kabulüne; kadının asıl davaya cevap dilekçesi ve birleşen dava dilekçesinde yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talep ettiği, bu talepleri konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmediği, kusur durumu dikkate alındığında ağır kusurlu kadın lehine yasal koşulları oluşmayacağından yoksulluk nafakası talebinin, yine maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerekirken bu talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru görülmediği, bu haliyle kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinin reddine; dosya kapsamında kusur durumu, erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmaması, boşanmakla evlilikte mevcut ve beklenen maddî menfaatlerinin zarar göreceği ve kadının kusurlu eyleminin erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alındığında, yasal koşulları oluşmakla erkeğe maddî ve manevî tazminat verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu ancak tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, hakkaniyet gereğince tazminat miktarlarının çok olduğu, kadının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükmün kaldırılarak erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, tarafların anne yanında kalan ortak küçük çocukları için Mahkemece belirlenen tedbir nafakası miktarları, kadın için belirlenen tedbir nafakası miktarının tarafların ekonomik sosyal durumu, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyete uygun olduğu, alınan uzman raporları, çocukların yaşı, anne bakım ve sevgisine olan ihtiyaçları, yine uzmandaki beyanları dikkate alındığında çocukların velâyetlerinin babaya verilmesinin doğru olmadığı, kadının velâyete, iştirak nafakalarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak tarafların ortak çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, psikolojik ve sosyal gelişimleri açısından baba ile çocuklar arasında düzenli kişisel ilişki kurulmasına, çocukların yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyet gözetilerek boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ... için aylık 500,00 TL, ... için aylık 500,00 TL iştirak nafakasının çocuklara harcanmak üzere erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ziynet alacağı davasına ilişkin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulüne, usulüne uygun olarak kadın tanıkları ziynet yönünden dinlenmek suretiyle, gerekli araştırma ve yargılama yapılarak gerektiğinde kadının yemin deliline dayandığı da dikkate alınarak karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarı, ziynet alacağı davasına ilişkin gönderme kararı verilmesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü koşullarını oluşup oluşmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasına ilişkin verilen gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı davacı kadın vekilinin tüm, davacı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...