"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/454 E., 2022/2181 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/525 E., 2021/760 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap ile ıslah dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; erkeğin hırçın, agresif, tahammülsüz, küfürbaz, sabırsız, kıskanç bir yapıya sahip olduğunu, odasını ayırdığını, eş ve ortak çocuğa ilgisiz davrandığını, hakaret ve küfür ettiğini, silahını çıkarıp öldürmekle tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, akşamları eve geç geldiğini, evden uzaklaştığını, sürekli telefonu ile ilgilendiğini, intihara teşebbüs ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, güveni sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, bekar gibi yaşadığını, lüks yaşamayı sevdiğini, sürekli eşinin ailesinden borç para istediğini, vermeyince ailesine hakaret ettiğini, sürekli öldüreceğini ve intihar edeceğini söyleyerek manevî şiddet uyguladığını, aile mahremiyetini, yatak odası ilişkilerini başkalarıyla paylaştığını, eşinin ailesinin lojmana girmemesi için talimat verdiğini belirterek, tarafların davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizi ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve cevap dilekçelerini ıslah dilekçelerinde özetle; kadından kaynaklı cinsel birleşme sorunlarının yaşandığını, ailesinin eşine hakaret etmesine ses çıkarmadığını, suçlayıcı mesajlar gönderdiğini, intihara teşebbüs ettiğinde ziyaretine gelmediğini, tedavisinde bakım ve ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, küçük meselelerden tartışma çıkardığını, baskıcı ve kaba bir yapıya sahip olduğunu, hakaret ettiğini belirterek, ortak çocuğun velâyetinin anneye babaya tevdii ile kadının maddî taleplerinin reddine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin sürekli agresif davranışları olup olur olmaz şeylerden kavga çıkardığı, kadına ağır küfürler ettiği, evde bağırıp çağırıp evden gittiği, eş ve çocuğun ihtiyaçlarının karşılanmasına ailesinin yardımcı olduğu, en son davacıya darp uygulayıp evden gittiği, evi terk ettiği, tekrar eve geldiği, eve geldikten sonra otoparkta erkeğin aracının bagajında büyük bir çanta bulunduğu, çantada kadın objeleri ve kıyafetlerini kadının gördüğü ve bunları kime aldın diye erkeğe sorduğu, erkeğin de kızarak ve kadını iterek eline vurduğu, sen karışma gibi laflar söylediği, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, buradan karakola gidildiği, erkeğin zaten kadın benim peşimi bırakmıyordu diyerek yalvardığı ve intihar ediyorum diye mesaj attığı, sürekli olarak davacıya beni bırakırsan " yaşayamam, intihar ederim " diye söylediği, intihara teşebbüs ederek üç gün hastanede kaldığı, bu olaydan sonra tarafların bir araya gelmediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 650,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, maddî, manevî tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların kabulü ve miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine, erkeğin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan maddî tazminat talebinin dosyadan tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadın ve ortak çocuk ...'un kirada oturduğunu, paranın satım alma gücü ve hakkaniyet kurallarına göre nafaka miktarının makul olmadığını, erkeğin subay olduğunu, lojmanda kaldığını, aldığı maaşa göre nafaknın çok düşük kaldığını, çocuğun kreşe gittiğini, çocuğun beslenmesi, büyümesi, eğitim alması, sağlık masrafları için bu nafakanın yetmeyeceğini, maddî ve manevî tazminatın tarafların ekonomik sosyal durumları değerlendirilerek verilmesi gerektiğini, olayıların oluş şekline göre kadının daha çok mahcup olduğunu, aşağılanma duygusunu daha çok yaşadığını,esasen öğretmen olduğunu ancak eşinin görevi nedeniyle çalışamadığını, erkeğin intihar eğilimi olduğunu, sık sık agresif ve tutarsız davranışları olduğunu, öfke kontrolünün olmadığını, çocuğun şimdilik yaşı da gözönüne alınarak yatılı olarak babasına verilmesine karşı olduğunu belirterek ; tedbir/yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları ile çocukla kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili katılma yolu ile, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, tanık anlatımlarına göre kadının en son 25 Nisan 2019 tarihinde meydana gelen olaydan sonra erkeği affettiğinin beyan edildiğini, buna göre 25 Nisan 2019 tarihi ile davanın ikame edildiğini, 22 Temmuz 2019 tarihi arasında yaşanan olayların nazara alınması gerektiğini, davadan sonra oluşan vakıaların boşanma davasında hükme esas alınamayacağını, bu nedenle tanık anlatımlarının bir kısmına itibar edilmemesi gerektiğini, bir kısım tanık anlatımlarının ise duyuma dayalı olduğunu ve itibar edilemeyeceğini, affedilen vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, tanık Handan K. hakkında yalan beyanda bulunması sebebiyle şikayette bulunduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, tehdit ve hakaret ettiği için şikayette bulunulduğunu soruşturma dosyasının derdest olduğunu, kadının evlilik birliği içerisinde eşe karşı sürekli kıskanç bir tavır sergilediğini, yerli yersiz kavga çıkarttığını, eşe ve ailesine hakaret ettiğini, birlikte uyumak istemediğini, eşin ailesinin ortak evi ziyaret etmesine izin vermediğini, ortak çocuğu eşin ailesiyle görüştürmediğini, bu nedenle kadının ağır kusurlu olduğunu ve en azından tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle davacı tarafın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirktiğini, kadın yararına hükmolunantazminatların miktarlarının fazla olduğunu, kusur durumuna göre erkeğin tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kendi isteğiyle işinden ayrılan davacı lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, babanın ortak çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katıldığını, halen de katkıda bulunmaya devam ettiğini, ayrınca tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığını, nafaka miktarlarının temyiz sınırının altında kaldığını belirterek; kusur belirlemesi, erkeğin tefrik edilen maddî ve reddedilen manevî tazminat talebi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı,kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve erkeğin reddedilen manevî tazminat taleplerinin verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin maddî tazminat talebinin tefriki ile kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50, 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ... Atlas yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3. Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ramazan'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Duygu'ya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.