Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2174 E. 2023/6173 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, affın varlığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz eden vekilin ileri sürdüğü nedenler bozma için yeterli görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1174 E., 2022/2035 K.

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/1018 E., 2020/93 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesi ve dilekçeler aşamasında özetle; erkeğin sürekli öfke nöbetleri yaşadığını, evliliğin başından itibaren kadına ait arabanın aralarında tartışma konusu olduğunu, öfke nöbetlerinde kendini yumruklayarak darp ederek kendisine zarar verdiğini, sürekli olarak müvekkilinde hata aradığını ve olmadık şeylerden bahane yaratarak hakaret, tehdit ve küfür ettiğini, müvekkilini evden kovduğunu, darp ettiğini, davalı- karşı davacının gün içerisinde herhangi biriyle yaşanan bir olaya ya da geçmişten aklına gelen herhangi olumsuzluğa bağlı olarak ya da ortada hiçbir şey yokken aşırı derecede sinirlendiğini, öfke patlamaları yaşadığını, parmaklarını ısırarak evde hiç oturmadan koşar adım yürüdüğünü, geceleri zaman zaman yataktan kalkıp yine parmaklarını ısırarak ve küfür ederek dolaştığını, müvekkilini tehdit ettiğini, takıntılı derecede titiz olduğunu, 03.09.2018 tarihinde müvekkilini darp ettiğini, olaya ilişkin darp raporu olduğunu, müvekkiline yönelik olarak "S...git bu evden, arabanı alıp getirelim gitmek istersen ama arabasız gidemezsin, arabayla daha rahat gidersin, gerçi bir şekilde kaçsan bile ben seni bulurum pompalıyla tararım" şeklinde tehditler savurunca müvekkilinin korkuya kapıldığını, davalı- karşı davacının darp başta olmak üzere defalarca tehdit, maddî ve manevî şiddetine maruz kalan müvekkilinin ... havliyle Ankara'da ikamet eden ailesinin yanına gittiğini, davalı- karşı davacının psikolojik ve ekonomik şiddetine de maruz kaldığını, birlik görevlerini yapmadığını, müstehcen siteleri telefonuna indirdiğini ve bu tür filmler seyrettiğini, aykırı ilişki teklifinde bulunduğunu, 03.09.2018 tarihindeki şiddet olayı üzerine müvekkilinin ailesi ile birlikte Ankara'ya geldiğini, karşı tarafın da müvekkilinin peşinden Ankara'ya gelerek müvekkiline, psikiyatriste ve aile terapistine gitmek istediğini, evliliğini kurtarmak istediğini söyleyerek ailesiyle birlikte müvekkilinden özür dileyip müvekkilini Tekirdağ'a götürdüklerini, müvekkilinin de karşı tarafa bir şans vererek Tekirdağ'a döndüğünü, Tekirdağ'a dönmesi ile birlikte karşı tarafın hakaret, öfke ve psikolojik şiddetine maruz kaldığını, psikiyatriste ve aile terapistine gitmeyi "borcum var gidemem" diyerek reddettiğini, karşı tarafın davranışları ve sözlerinin dayanılmaz boyuta geldiğinde evliliğin bu şekilde devam edemeyeceğini, yardım isteğini karşı tarafın annesine söylediğini, davalı karşı davacının annesinin, müvekkiline "sabret ben geleyim, birlikte hastaneye götürelim" dediğini, ancak öngörülemez şekilde çığırından çıkan olaylar nedeniyle canına kast etmesi nedeniyle müvekkilinin Ankara'ya geldiğini, kişisel eşyalarının müşterek evde kaldığını davalının göndermediğini, belirterek tarafların boşanmalarına, yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının olduğu hesaba ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dilekçesi ve dilekçeler aşamasında özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın yegane konusunun kadına ait olan araç olduğu, bu yüzden eşlerin boşanma noktasına geldiğinin anlatılmaya çalışıldığını, kadının habersizce evden ayrıldığını, 03.09.2018 tarihli olayda kadının erkeğe saldırdığını erkeğin kadını darp etmediğini, bu olaydan sonra tarafların müşterek hanede yaşamaya devam ettiklerini, kadının ailesi ile arasının açılmasına neden olan davranışları olduğunu, "Emir sizden nefret ediyor" dediğini, evi terk etmeyi önceden planladığını, ev işlerinden sürekli şikayetçi olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, davacı karşı davalının "ona çocuk filan yok ve hiçbir zaman çocuk göremez, çocuğum olmaması için elimden geleni yapıyorum" şeklinde sözler söylediğini, komşularıyla kavga eden bir yapıda olduğunu, ablasının tarafların evlerine karıştığını, müvekkilinin evlilik öncesi ve sonrası birçok masraf yaptığını, bu nedenle 23.000,00 TL maddî tazminatın davalı- karşı davacı taraftan alınarak müvekkiline verilmesini talep ettiklerini, yine eşinin evi terk etmesi nedeniyle müvekkilinin rencide olduğunu, bu nedenle 20.000,00 TL manevî tazminat talep ettiklerini belirterek, davacı karşı davalının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkilinin evliliğin devam edeceği düşüncesiyle yapmış olduğu tanışma, nişan ve kuaför, yol ve yemek masrafı, gelinik, bindallı ile düğünden sonra ortak kullanılan aracın tamir, akaryakıt ve vergi gibi masraflar ile eşine almış olduğu telefonların bedelleri nedeniyle 23.000,00 TL maddî, evlilik birliği sona erdiğinden müvekkili lehine 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı karşı davacı erkeğin asabi ve agresif bir yapıda olduğu, sert bir mizacının olduğunu, çabuk sinirlendiği, eşine bağırarak hitap ettiği, küçük şeyleri kafaya taktığı ve bu küçük şeylerden kavga çıkardığı, evde sürekli kavga çıkarmak suretiyle gerginlik yarattığı, eşini ölümle tehdit ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, tüm bu nedenlerle taraflar arasında geçimsizlik ve anlaşmazlık olduğu, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalı karşı davacının bu şekildeki kusurlu davranışları nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin onarılmayacak derecede temelinden sarsıldığı, toplanan delillerle davacı karşı davalı kadına atfı kabil bir kusur bulunmadığı, kadının düzenli işi ve geliri bulunduğu, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan talepleri hakkında dava boşanma davası olup taraflar arasında geçerli bir nikah akdi olduğu, yani evliliğin resmen ve fiilen gerçekleştiği, bu nedenle düğün öncesinde yapılan masraflar ile düğün sonrasında yapılan masrafların karşı taraftan istenemeyeceği, zira bu masrafların gerçekleşen bir nikah ve düğün nedeniyle hayatın olağan akışı içerisinde yerel örf ve adete göre yapılan masraflar olduğu ve istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının çalışıyor olması sebebiyle tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, karşı davanın reddine, erkeğin boşanmanın fer'î niteliğinde olan manevî tazminat taleplerinin reddine, boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- karşı davacı erkek (asil) ve vekili ayrı ayrı sunulan dilekçeleri ile özetle; boşanma kararının kesinleşmesini talep ederek, kusur belirlemesi, davacı- karşı davalının barışma görüşmeleri esas alınmadan karar verilmesi, psikolojik sorunları olmasına rağmen kadının panik atak ve kadın doğum ile ilgili tedavi evraklarının, raporların celp edilmeden delillerin eksik toplanması, kendi davasının reddi ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş, mahkeme kararının boşanma yönünden kabulüne ve kesinleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma yönünden kararın kesinleştirilmesini talep ederek, hem kendisinin hem vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması nedeniyle, asilin yapmış olduğu başvurunun geçersiz sayılması gerektiği, kusur belielemesi, tazminat miktarının az olması, nafaka taleplerinin kabulü ile müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- karşı davacı asilin vekilinden ayrı olarak istinaf dilekçesi vermesinde usul ve kanuna aykırı yön bulunmadığı, eksik delil iddiası hakkında evrakların erkek tarafından ibraz edilmiş olması ve kayıtlardan, kadının hukuki ehliyeti yönünden araştırma yapılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığı, tarafların barışma görüşmelerinde barıştıklarının ispat edilemediği, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin yerinde olmadığı, dosyada mevcut mesaj dökümleri ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak, erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen vakıalardan sonra tarafların bir araya geldikleri, tarafların evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmakla, kadının bu olayları affetmiş sayılacağı, en azından hoşgörü ile karşılayacağı kanaatine varıldığından bu vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının evden ayrılma tarihi olan 16.12.2018 gününe yakın tarihlerde tarafların birbirlerine sevgi içeren sözler söyledikleri ve bu tarihte kadının, erkeğe sarılarak ayrıldığı, tarafların bu tarihe kadar olan olayları da affetmiş sayılacağı, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, 16.12.2018 tarihinde ise, kadının, evden ayrılmak suretiyle birlikte yaşamaktan kaçındığı, kadının evden ayrıldığı tarih olan 16.12.2018 tarihi ile dava tarihi arasında dilekçelerinde erkeğe isnat ettiği kusurlu davranışları ispat edemediği, gerçekleşen bu durum karşısında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanmanın fer'îsi olmayan maddî tazminat davasına yönelik tanıklara soru sorulmadığı, davanın esasına etki eden delilleri toplanılmadığından erkeğin boşanmanın fer'îsi olmayan maddî tazminat davasına ilişkin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile belirtilen eksikliğin giderilerek erkeğin bu dava yönünden delilleri toplanarak görev hususları da gözetilerek yeniden hüküm kurulması amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesinin uygun olacağı, kadın boşanmada tam kusurlu olmakla birlikte dosya kapsamı itibariyle erkeğin kişilik haklarına yönelik saldırıda bulunduğu ispatlanamadığından manevî tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı gerekçeleri ile; erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin kabulü ile erkeğin kusursuz, kadının tam kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin kendi açtığı davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak yerine erkeğin açtığı boşanma davasının konusu kalmadığından boşanmayla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı erkek lehine yargılma giderleri ve vekâlet ücreti hakkında hüküm kurulmasına, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmakla kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bendin kaldırılarak yerine kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin, boşanmanın fer'îsi olmayan maddî tazminat davasına ilişkin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak belirtilen eksikliğin giderilerek erkeğin bu dava yönünden delilleri toplanarak görev hususları da gözetilerek yeniden hüküm kurulması amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, delilerinin neden değerlendirilmediğinin anlaşılamadığını, erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, kadının asla erkeği affetmediğini, boşanma ile alınan kararın bir süreç olduğunu, kadının Tekirdağ'a döndükten hemen sonra erkeğin yeniden psikolojik fiziksel şiddetine maruz kaldığını belirterek kararın kusur belirlemesi yargılama giderleri vekâlet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, affın varlığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...