Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2184 E. 2024/523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı ve miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin haklı olduğu ve miktarının uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadına maddi ve manevi tazminata hükmettiği kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/210 E., 2022/1401 K.

DAVA TARİHİ : 29.04.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/165 E., 2021/526 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle ;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli yalan söylediğini, intihara teşebbüs ettiğini, müvekkilinin annesine ve yengesine fiziksel saldırıda bulunduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721sayılıKanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçek dışı olduğunu, erkeğin müvekkilini ve kızkardeşini darp ettiğini, interneti kısıtladığını, ev ihtiyaçlarını karşılamadığını, ablası ile kalmaya zorladığını, odaya kendilerini kilitleyince davacının kapıyı kırdığını müvekkilinin çok korktuğunu, davacının annesinin ve ablasının müvekkilini darp ettiğini, erkeğin zorla altınlarını aldığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, başka kadınlarla görüşerek sadakatsizlik yaptığını, Van'a getirerek müvekkilini terkettiğini iddia ederek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, boşanma kararı verilmesi durumunda müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların düğünden sonra davacı erkeğin işi dolayısıyla Ankara ilinde yaşamaya başladıkları, davacının sağlık personeli olup işi gereği eve bazen geç gelmesi nedeniyle davalı kadının evde yalnız kaldığı, bu durumun kadının ruhsal durumunu olumsuz yönde etkilediği, davalı kadının içinde bulunduğu ruh halinin etkisiyle muhtelif zamanlarda "eve hırsız girdiği, altınlarının çalındığı, kendisinin kaçırıldığı" gibi hayali senaryolar üretip yalan söyleyerek aile huzurunu bozduğu, davacı erkeği kolluk güçleriyle muhatap ettiği, davalı kadının, yaşadığı ruhsal sıkıntılardan dolayı bir süre psikolojik tedavi gördüğü, tedavi amacıyla verilen ilaçları İstanbul iline ağabeyinin yanına gittiği dönemde fazla dozda içerek intihar girişiminde bulunduğu, ayrıca Van ilinde bulunduğu dönemlerde birden fazla kez intihar girişiminde bulunduğu, davalı kadının yaşadığı psikolojik sıkıntılardan dolayı tarafların 2021 yılı Nisan ayı içerisinde Van iline geldikleri, bir müddet burada kaldıktan sonra erkeğin işi dolayısıyla Ankara iline geri döndüğü, davalı kadının bir müddet daha Van ilinde kaldığı, davacı erkeğin dönmesinden sonra davalı kadının, dosyaya sunulu kira kontratından anlaşıldığı üzere, 15.04.2021 tarihinde erkeğin bilgisi ve rızası olmaksızın ev kiraladığı, bu olaydan kısa bir süre sonra davalı kadının, dosyada rapor halinde çözümü bulunan görüntülerden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, eşinin annesine ve yengesine saldırarak fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğin de davalı ve kız kardeşi ile yaşanan olayda fiziksel saldırı girişiminde bulunduğu, kapıyı girip içeri girdiği, ayrıca instagram isimli uygulama üzerinden başka kadınlarla mesajlaşıp konuştuğu, buna göre; tarafların yukarıda değinilen kusurlu davranışlarının, evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı, boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın da kusuru bulunmakla birlikte davalı kadının daha fazla kusurlu olduğu, bu bakımdan davacı erkeğin dava açmakta haklı olduğu, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları ve bu durumu benimsedikleri, evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı, davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedildiği, ağır kusurlu kadının koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası ile maddîve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, kadının eylemlerinin erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu kapsamda erkeğin de manevî tazminat isteminin reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadını, kendi kızkardeşi ile birlikte yaşamaya zorladığı, bu eylemin "bağımsız konut temin etmemek" kusurunu oluşturduğu, buna karşın, kadının Van'a döndüğü, bu defa erkeğin kadını kayınvalidesi ile birlikte kalmaya zorladığı, bunun üzerine davalı kadının kendisine ait çantasının içinden kayınvalidesinin bulduğu kira sözleşmesine dayanarak mahkemece kadına ev kiralamaya teşebbüs etmekten kusur yüklenilmesinin doğru olmadığı, ayrıca, davalı kadının kayınvalidesi ve davacının kızkardeşi ile kavga ettiği, mahkemece meydana gelen bu kavganın kadına kusur olarak yüklendiği görülmüşse de; meydana gelen kavgada tarafların birbirleri çekiştirdikleri, kadının kayınvalidesine vurduğu, yine davacının annesinin de davalı kadını darpettiği olayda; davacı erkeğin olumlu yönde annesi ile eşi arasındaki ilişkiye müdahale etmeyerek, davalı kadına bireysel yaşama hakkı tanımayarak; davalı kadının annesi ve kızkardeşi ile tartışmasına sebep olduğu, ve bu kavgadan dolayı davalı kadının ve erkeğin birlikte kusurlu oldukları, bu kapsamda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu, davalı kadının cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talep etmediği gibi, tahkikat bittikten sonra sunulan istinaf dilekçesinin "ıslah dilekçesi" olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, durum böyleyken davalı kadının talep ettiği yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği halde mahkemece kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen davacı kadının, davalı erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği, kadın yararına maddî tazminat koşulları gerçekleştiği, erkeğin belirlenen güven sarsıcı davranışlar ile fiziksel şiddet eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddîve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.