"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1427 E., 2022/1473 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Rize Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/504 E., 2022/459 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, düzenli çalışmadığını, fiziksel, psikolojik ve sosyal şiddet uyguladığını, sürekli bilgisayar başında chat yaptığını, film izlediğini veya oyun oynadığını, evin ihtiyaçlarının erkeğin babası tarafından karşılandığını ve en son kadın Rize'de iken tarafların kadının İstanbul'a dönüş tarihi konusunda tartıştıklarını ve fiilen ayrıldıklarını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı erkeğe 05.11.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı erkek davaya yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki ceza yargılamasına konu fiziksel şiddet olayından sonra tarafların barışıp ve evliliği beş yıl daha devam ettirdikleri, tanık Hüseyin'in beyanında geçen vakıanın davadan üç yıl önce yaşandığı ve bu vakıa sonrası da evliliğin devam ettiği, kadın tarafından erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği iddia edilmişse de kadının annesinin ortak konuta gittiğinde olumsuz bir durumla karşılaşmadığını, erkek çalışmasa da erkeğin babasının ihtiyaçları karşıladığını, kadının en son Rize'ye tatil için geldiğini ve evine dönmeyi düşündüğünü ancak tarafların uçak bileti nedeniyle telefonda tartıştıklarını ve kızının ortak konuta dönmediğini belirttiği, bu durumda evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının ispatlanamadığı gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki deliller ile tarafların anlaşamadıklarının ve sürekli tartıştıklarının sabit olduğunu, SGK evraklarından düzenli işi olmadığı anlaşılan erkeğe evliliğin sürmesini isteyen davacı tanığının beyanı esas alınarak bu yönde kusur yüklenmemesinin doğru olmadığını ve ortak çocuğun uzman raporundaki beyanları ile de erkeğin ilgisiz olup birlik görevlerini yerine getirmediğinin ispatlandığını belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise davalı erkeğin davanın kabulünü gerektirecek kusurlu davranışı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 185 inci maddesinin ikinci fıkrası, 186 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Somut olayda, davacı kadının dava dilekçesindeki iddialarını ve davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunu ispatlayamadığı, ispatlanan eylemlerden sonra ise evliliğin devam etmesi nedeniyle taraflarca bu eylemlerinin affedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı kadın dava dilekçesinde eşinin düzenli olarak çalışmadığını ve birliğin ihtiyaçlarını erkeğin ailesinin karşıladığını belirterek eşinin birlik görevlerini yerine getirmediğine vakıa olarak dayanmıştır.
2.İlk Derece Mahkemesi kararında, davacı kadının annesinin beyanına göre erkek düzenli olarak çalışmıyor olsa da birliğin ihtiyaçlarının erkeğin babası tarafından karşılanıyor olması sebebiyle bu durumun evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olmadığı ve bu sebeple erkeğe bu konuda kusur yüklenemeyeceği gerekçesine yer verilmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, eşler evlilik birliğinin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Aynı Kanun'un 186 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
4.Davacı kadının delil olarak dayandığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve tanık beyanlarından davalı erkeğin düzenli çalışmasının bulunmadığı, birliğin ihtiyaçlarının erkeğin ailesi tarafından karşılandığı ve erkeğin bu suretle evlilik birliğinin giderlerini karşılamayla ilgili yasal görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kararında ihtiyaçların erkeğin ailesi tarafından karşılanıyor olması sebebiyle bu durumun taraflar arasında sorun teşkil etmediği ve bu konuda erkeğe kusur yüklenemeyeceği gerekçesine yer verilmiş ise de, 4721 sayılı Kanun'da evlilik birliğinin yükümlülükleri yerine getirme görevi evlilik akdinin taraflarına yüklenmiştir ve ihtiyaçların ailesi tarafından karşılanıyor olması erkeğin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı gibi, davacı kadından bu duruma katlanmaya devam etmesi beklenemez. O halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda birlik görevlerini yerine getirmeyen davalı erkek tam kusurludur. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde yetersiz gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.