"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1345 E., 2022/2541 K.
DAVA TARİHİ : ..
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/646 E., 2020/212 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ev ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılamadığını, sürekli borç içinde bulunduğunu, eve geç geldiğini, ilgisiz olduğunu, sürekli olarak alkol kullandığını, kumar oynadığını, tehdit ve hakaret ettiğini, başka bir kadınla aldattığını, bu kadından çocuğunun olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksuluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, talep edilen nafaka ve tazminatların fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evliliğin son beş altı yılında sürekli alkol aldığı, kumar oynadığı, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, "asacağım, keseceğim, evi boşaltsınlar orası benim evim ben yatacam yoksa hepinizi vururum" şeklinde davalıyı tehdit ettiği, davalının başka bir kadınla ilişkisinin olduğu ve bu kadından çocuğunun olduğu, davalının başka bir evde bu kadınla yaşadığı, birlikte yaşadığı evin kapı zilinde ...,... yazdığı, Adli Tıp Kurumu Biyoloji ihtisas Dairesince düzenlenen rapor uyarınca da küçük ...'in babasının %99,99 ihtimalle davalı ...'nın olabileceğinin belirtildiği, davalının başka bir kadınla ilişkisinden çocuğunun olduğu bu şekilde sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davalının tam kusurlu olduğu, ortak çocuk ...'in annesi ile birlikte yaşadığını ve annesiyle birlikte kalmaya devam etmek istediğini belirttiği, çocucuğun yaşı itibariyle beyan ve arzularına itibar edilerek velâyet hakkının davacı anneye verildiği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarının yanında, anne ve babanın gelir durumu gözetilerek, küçük lehine hükmedilen tedbir ve iştira nafakasına hükmedildiği, davacının sürekli ve düzenli gelir getiren bir işte çalıştığı, davalının iş akdinin feshedilmiş olduğu ve çalışmadığı anlaşıldığından davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesi halinde tedbir nafakasının kaldırılmasına ve davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, boşanma sonucu davacı eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, davalının başka bir kadınla davacıyı aldattığı sabit olduğundan davalının bu eylemleri nedeniyle davacının kişilik hakkı ihlal edildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı yararına maddî ve manevî tazminata hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için 300,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibari ile aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına ve karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 12.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle, iştirak nafakası, tedbir nafakaları ve tazminatların miktarı ile reddedilen yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğuna yönelik tespitin yerinde olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğu, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, tarafların ortak çocuklarından ...'in istinaf incelemesi sırasında ergin olduğu, dava tarihinden itibaren ortak çocuk yararına tedbir nafakasına karar verilmesinin ve miktarının yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden itibaren kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu, nafaka miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, kadının düzenli gelirinin bulunduğu, boşanma ile birlikte yoksulluğa düşmeyeceği, tarafların ekonomik durumları gözetildiğinde, kadın yararına yoksulluk nafakasının yasal şartlarının oluşmadığı, boşanmaya yol açan olaylardaki tarafların kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden kadının zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru ise de, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakası koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...