Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2214 E. 2024/8324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası istinaf incelemesinden sonra Yargıtay tarafından bozulmuş, yerel mahkeme bozmaya uyarak hüküm kurmuş ve bu karar, taraflarca tekrar temyiz edilmiştir. Temyiz aşamasında, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı ve davalı kadının yasal faiz talebinin karşılanmaması uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının yasal faiz talebine yönelik yerel mahkemenin karar vermemiş olmasının hukuka aykırı olduğu, ancak bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği değerlendirilerek 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1835 E., 2022/2022 K.

KARAR : Bozmaya uyularak suretiyle hüküm kurma

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf temyiz eden ... ile vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, aksi halde velâyetin kendisine verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 07.06.2018 tarihli ve 2017/24 Esas, 2018/273 Karar sayılı kararıyla; davacının davalıya "eşeğin kızı, eşeğin evladı, sen insan değilsin, salak" diyerek hakaret ettiği, davalının da "şerefsiz, koca kafalı" diyerek hakaret ettiği, diğer yönden tarafların davacının ana-baba ve kardeşleri ile aynı aile apartmanında oturdukları, davacının 6 kardeş olduğu ve taraflar dahil temizlik işinin kardeşler arasında imece usulü yapıldığı, temizlik yapan aile fertlerinin tarafların evinde kaç tane tava, bardak, benzeri eşya bulunduğunu, davalının kaç tane çantası olduğunu bilebilecek kadar taraflarla iç içe yaşadıklarını, davalının bundan rahatsızlık duyduğunu ve rahatsızlığını davacı tanığı ...'e söylediği, ortak hayatın manevî bağımsızlığının temin edilemediği, meydana gelen olaylarda her iki tarafın da kusurlu olduğu ancak davacının kusurunun davalıya göre daha ağır olduğu, az kusurlu olan davalının açılan davaya itiraz hakkının kötüye kullanımı niteliğinde olmadığı, davalı ve çocuklar hakkında evliliğin devamında halen korunmaya değer yarar bulunduğu kanaatiyle davanın reddine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL, kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, davanın reddi, çocuklar için tedbir nafakaları ve kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının esası ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2021 tarihli ve 2018/2696 Esas, 2021/1962 Karar sayılı kararıyla; davalı kadının evle ve çocuklarla yeterince ilgilenmediği, eşine hakaret ettiği, yatağını ayırdığı, davacının annesinin tarafların evliliğine müdahale ettiği, annesi ile kız kardeşinin baskısına engel olmadığı, davacının yeterli harçlık vermediği, davalıyı apartman girişine bırakıp dışarı çıkarak kapıyı kilitlediği, davalıya güvenmediği için eve kayıt cihazı yerleştirdiği, davacının ailesinin istediği zaman eve girip çıkabildiği, aile mahremiyeti kalmadığı, tarafların iddia ve savunmaları, olayların gelişimi, kadının evden ayrılış şekli ile tüm dosya kapsamına göre, istinafa gelen davacıya yeni kusur yüklenemeyeceği de gözetilerek, davalı kadının "şerefsiz, koca kafalı" şeklinde eşine hakaret dışında, evle ve çocuklarla yeterince ilgilenmeme, yatağını ayırma vakıaları, davacı erkeğin ise "eşeğin kızı, eşeğin evladı, sen insan değilsin, salak" diyerek hakaret etme, ana-baba ve kardeşleri ile aynı aile apartmanında oturdukları, davacının 6 kardeş olduğu ve taraflar dahil, temizlik işinin kardeşler arasında imece usulü yapıldığı, temizlik yapan aile fertlerinin tarafların evinde kaç tane tava, bardak, benzeri eşya bulunduğu, davalının kaç tane çantası olduğunu bilebilecek kadar taraflarla iç içe yaşadıkları, dolayısıyla davacının ailesinin istediği zaman eve girip çıkabildiği, ortak hayatın manevî bağımsızlığının temin edilememesi nedeniyle aile mahremiyetinin kalmaması vakıaları kusur olarak yüklenmek suretiyle kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu kabulünde isabetsizlik görülmediği ancak, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesi gerekirken, kadının itirazının kötü niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden; davalı kadın vekili tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 12.10.2022 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı vekilinin dosyanın karar düzeltme taleplerinin incelenmesi için Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine ilişkin talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) karar düzeltme yasa yolu bulunmaması nedeniyle esas hakkındaki kararla birlikte temyiz yolu açık olmak üzere reddine, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 300.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kanunda yeri olmadığı halde davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine dair kararının temyiz yolu açık olacak şekilde reddine dair kararına Bölge Adliye Mahkemesi kararında yer verilmesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozmadan sonra karar düzeltme talebinde bulundukları halde dosyanın Yargıtaya gönderilmemesi ve karar düzeltme talebi ile temyiz talebinin birleştirilerek karar verilmesi, tazminatlara faiz uygulanmaması, davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir, iştirak, yoksulluk nafakalarının ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, istinaf incelemesinden geçen kararın bozulmasından sonra karar düzeltme yolu bulunup bulunmadığı, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davalı kadının dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminata yasal faiz talebi de olduğu halde bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın ilgili bent yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik davalı kadın vekilinin temyiz itirazının "lehine hükmedilen tazminatlara faiz işletilmemesi" yönünden kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2-c bendinde "tazminatın" kelimesinden sonra gelecek şekilde "boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle" cümlesinin eklenmek suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.