"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/391 E., 2022/1938 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/894 E., 2021/176 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü ve fer'îleri yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından yetki itirazı hakkında hüküm kurulmaması, davanın kabulü ve fer'îleri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, yetki itirazı hakkında hüküm kurulmadığı hususu davalı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı erkeğin yetki itirazı hakkında hüküm kurulmadığına yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı erkek vekilinin yetki itirazı hakkında hüküm kurulmadığı hususu dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin gereksiz kıskançlıklar gösterdiğini, sevgisiz ve saygısız davrandığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sert ve emir verici tavırlar sergilediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak aldattığını, bu olaylar üzerine kadının ortak konuttan ayrılarak ailesinin yanına sığındığını, akrabam dediği kadınla yatakta çekilmiş çıplak fotoğraflarını gördüğünü, bu kadınla konuşma ve mesajlarının olduğunu, para göndererek faturalarını ödediğini, maddî birikimlerini bu şekilde harcadığını iddia ederek davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, çocuk ve kadın yararına ÜFE oranında artırım kaydı ile ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının erkeğin zorlu çalışma koşullarında yeterli desteği vermediğini, anlayışsız davrandığını, bir çok kez ailesinin yanına giderek ekonomik mağduriyete neden olduğunu, görev yaptığı yerden rahatsızlık duyarak İstanbul'a gittiğini, erkeği yalnız bıraktığını, uzaklaştığını, soyut, ispattan ve iftiradan ibaret iddialarla dava açıldığını, delil olarak sunulan resimlerin evlilik öncesine ait olduğunu ve kadının bildiğini, yazışmalara ilişkin iddialarda da çelişki bulunduğunu, aralarında çözülmeyecek sorun bulunmadığını belirterek kadının haksız davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;erkeğin, eşine emir kipli konuşma ve davranış sergilediği, darp ettiği, akrabası olan ... isimli kadınla aldattığı, faturalarını ödeyip para gönderdiği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu belirtilerek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına ÜFE oranında artırım kaydı ile aylık 1.000,00 TL tedbir, karar kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir, 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kusur belirlemesi, davanın kabulü, tedbir, iştirak ve toptan yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi hükmedilen tazminat miktarlarının yerinde olduğu, tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında nafakaya hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yetki itirazı hakkında karar verilmediğini, kusur tespitinin doğru yapılmadığını, delillerinin toplanmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın vekilinin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafakalar ve tazminatlara hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'ur 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle tanık beyanları, mesaj içerikleri ve ödeme belgeleri ile erkeğin güven sarsıcı davranışı ispatlanmış olup erkeğe kusur olarak yüklenmiş olması nedeniyle kadının sunduğu, erkeğin başka kadınla çekilmiş fotoğrafları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmamasının sonuca etkili olmadığının ve erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet vakıası sonrasında tarafların barıştığının davacı tanığı İbrahim'in beyanı ile sabit olduğunun, dosyada mevcut fiziksel şiddete yönelik fotoğrafların zamanının belirli olmadığının, tarafların birbirini affettiği ya da en azından hoş gördüğünün, hoş görülen ya da affedilen davranışların kusur olarak yüklenilmeyeceğinin, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin, yetki itirazı hakkında hüküm kurulmadığına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.