"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/294 E., 2022/2539 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davalı-davacı kadın vekili, 12.05.2023 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir.
Bu durumda, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz başvurusunun feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekir.
Davacı-davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının, eşine ortak çocuğa karşı soğuk ve ilgisiz davrandığını, müvekkiline karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkilinin, kadını işte sandığı zamanlarda kadının arkadaşları ile ilçelere gezmeye gittiğini, içkili ortamlarda farklı kişiler ile birlikte bulunduğunu, kadın adına kayıtlı ...... ve iş yerine ait olan ancak baskası adına kayıtlı ...numaralı GSM hatlarına ait dokümanlar ilgili operatörlerden istendiği takdirde sadakat yükümlülüğünün ihlal ettiğinin açıkça görüleceğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, habersiz şekilde kredi çektiğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, erkeğin kıskançlık yaptığını, kötü ithamlarda bulunduğunu, müvekkilinin kılık kıyafetine karıştığını, arkadaşlarıyla görüşmesini engellediğini, müvekkiline “Ananı s...m., o..u., o...u çocuğu" şeklinde küfürler ettiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, gece saat 12.00'lere kadar kahvelerde vakit geçirip oyun oynadığını, güven sarsıcı hareketlerde bulunanın erkek olduğunu, tanımadığı kadınlarla görüşüp onlara eşini kız kardeşi olarak tanıttığını, müvekkiline iftira attığını ve karaladığını, bu nedenlerle müvekkilinin iş yerini kapatmak zorunda kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuk lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşine ve ortak çocuğa karşı ilgisiz olduğu, evlilik birliği içerisinde eşlerin birbirlerine karşı olan güven ilişkisini zedeleyecek şekilde, normalin dışında çok sayıda ve makul olmayan saatlerde görüşme ile arama kaydının olduğu, bu hususun aksini ispatlayacak nitelikte delil de sunmayan kadının bu davranışlarının sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, erkeğin, kendisine olan güvenin sarsılmasına neden olduğu, erkeğin ise kadına sinkaflı küfür ettiği ve ortak eve geç saatlerde geldiği, gerçekleşen bu duruma göre kadının, erkeğe göre ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın boşanma yönünden kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile aralarında kişisel ilişki tesisine, erkek lehine 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kadının sadakatsiz davrandığını ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, manevî tazminat miktarının az olduğunu, müvekkilinin az kusurlu olduğunnu kabulü ile aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, lehlerine hükmedilen manevî tazminat miktarı ve aleyhlerine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, HTS kayıtlarından müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, sosyal medyadan başka kadınlarla yazışarak güven sarsıcı davranışta bulunan, gece geç saatlere kadar dışarı çıkan, sorumluluklarını yerine getirmeyen, müvekkiline hakaret eden, sosyal şiddet uygulayan erkeğin kusurlu olduğunu, erkek lehine manevî tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesi gerektiğini beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhlerine hükmedilen manevî tazminat, velâyet düzenlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, tarafların Mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda, kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu olduğu anlaşılmakla, asıl ve karşı davada tarafların boşanmalarına dair verilen kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı, günün ekonomik koşullarına göre, erkek lehine takdir edilen manevî tazminat miktarının makul olduğu, kadının boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olması nedeni ile manevî tazminat talebinin reddine ilişkin karar ile ortak çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı ve görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetin babaya verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu, karşı dava boşanma yönünden kabul edildiğinden erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kadının sadakatsiz davrandığını ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, manevî tazminat miktarının az olduğunu, müvekkilinin az kusurlu olduğunnu kabulü ile aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, lehlerine hükmedilen manevî tazminat miktarı ve aleyhlerine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili hükmü süresinde temyiz etmiş ise de 12.05.2023 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının karşı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkek lehine hükmedilen manevî tazminat miktarı ve kadının karşı davasının kabulü nedeniyle erkek aleyhine vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 323 üncü ve 326 ncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddesi
3.Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin temyizden feragatı nedeniyle temyiz başvurusunun REDDİNE,
2.Davacı-davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden Barış'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Özgür'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.