"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/227 E., 2023/12 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/755 E., 2021/1312 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl davanın kabulüne dair karara karşı davalı-davacı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan ... kadının, davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ... kadın vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı-davacı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba cevab ve birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; erkeğin müvekkiline karşı soğuk davranmaya başladığını, yanında yatmadığını, müvekkiline karşı "görmek istemediğini" söylediğini ve ortak evi terk etmesi için baskı yaptığını, çocuklarının ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilini çocuklarına karşı kötülediğini, müvekkiline ve çocuklarına hakaret ettiğini, erkeğin başka bir kadınla gönül ilişkisi yaşadığını, müvekkilinin bu kadını sorması üzerine eşi tarafından darp edildiğini, bu olaylar üzerine erkeğin eşyalarını toplayıp evden taşındığını, erkeğin bu kadın ile gayriresmi evlendiğini, kadına ...'de ev açtığını ve birlikte yaşadıklarını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, erkeğin iddialarının ise soyut ve asılsız olduğunu, kabul etmediklerini beyanla, öncelikle zina sebebi ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap ve birleştirilen dava dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının müvekkiline ilgisiz davrandığını, ev ve şahsi temizliğe özen göstermediğini, hakaret ettiğini, müvekkilini istemediğini söylediğini, alay ederek rencide ettiğini, yatak odası sırlarını paylaştığını, müvekkilinin fiziksel özellikleri ile dalga geçtiğini, çocuklara ilgi göstermediğini, müvekkilinin ailesi ve akrabalarına iftira attığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin babasının ve kardeşlerinin yanında müvekkilinin annesinin üzerine yürüdüğünü ve boğazını sıkmaya çalıştığını, müvekkilinin cinsel ilişki talebini sürekli reddettiğini, muska ve büyü ile uğraştığını, müvekkilinin biriktirmiş olduğu paralardan habersiz şekilde para aldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla kadının davasının reddine, açtıkları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve birlikte yaşadığı kadından çocuğu olduğu, kadının ise eşi ile arasındaki özel konuları başkalarına anlattığı, eşine hakaret ettiği, eşinin annesinin üzerine yürüdüğü, evlilik birliğinin devamında taraflar için bir fayda kalmadığının anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının asıl davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince kabulüne, erkeğin birleştirilen davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk Nafiz lehine dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, çocuklar ... ve ...lehine 31.01.2020 tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 200,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, tanık beyanlarından, kadının müvekkiline hakaret ettiği, çocuklarla ilgilenmediği, eşini sadakatsizlikle suçladı ve bu sebeple husursuzluk ve kavga çıkardığının anlaşıldığını, kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, tazminat şartlarının oluşmadığını,miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat verilmesi halinde dahi miktarlarının indirilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının asıl davasının kabulünü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe verilen kusurun sabit olduğu, kadına verilen kusurların kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleştiği, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamında taraflar açısından herhangi bir yarar kalmadığı, asıl davanın kabulünün doğru ve yerinde olduğu, kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, kadın asgari ücretle çalıştığı, kirada kaldığı, erkeğin ise babasına ait evde oturduğu, hayvancılık ve kepçe operatörlüğü yaptığı, erkeğin gelirinin kadının gelirinden fazla olduğu, kadının asgari ücretle çalışmasının kadını yoksulluktan kurtarmayacağının anlaşıldığı, buna göre kadına yoksulluk nafakası verilmesinin ve miktarının doğru ve yerinde olduğu, ortak çocukların anne yanında yaşaması, sosyal inceleme raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesinin doğru olduğu, çocuklar lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre çocuklar lehine iştirak nafakası verilmesinin ve miktarının yerinde olduğu, çocuklar ... ve ... dava tarihinden 31.01.2020 tarihine kadar baba yanında kalmış ise de yoksul olan kadın aleyhine tedbir nafakası verilemeyeceği, ayrıca velâyetlerinin anneye verilmesi karşısında erkek lehine iştirak nafakası verilemeyeceği, kadının boşanma sonucu en azından eşinin maddî desteğini yitireceğinden kadın lehine maddî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen maddî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, erkeğin kusurlu davaranışının kadının kişilik haklarını zedelediğinden kadın yararına manevî tazminat verilmesinin yerinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, verilen paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen manevî tazminat miktarının ölçülülük ilkesine uygun olduğu, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, tanık beyanlarından, kadının müvekkiline hakaret ettiği, çocuklarla ilgilenmediği, eşini sadakatsizlikle suçladı ve bu sebeple husursuzluk ve kavga çıkardığının anlaşıldığını, kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat verilmesi halinde dahi miktarlarının indirilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının asıl davasının kabulünü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında erkeğin zina eyleminin sabit olup olmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile istinaf etmeyen kadının esastan ret kararına karşı temyiz talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... kadın vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yeter'e iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.