Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2305 E. 2023/6056 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak tazminat taleplerinin ve nafaka yükümlülüğünün değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirilerek, taraf vekillerince ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararı bozmaya yeterli görülmemesi nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/213 E., 2022/1184 K.

...

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Cizre 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/332 E., 2021/346 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına bağımsız konut sağlamadığını, erkek ve ailesinin kadına kötü muamelede bulunduklarını, 2018 senesinde psikolojik sorunları sebebiyle intihar eden görümcenin ölümünden kadının sorumlu tutulduğunu, erkek ve ailesinin kadına saldırıp öldürmekle tehdit ettiklerini, kadının komşusunun evine sığındığını, yaşanan olaylardan sonra kadın ve ortak çocukların yıkık dökük bir evde zor şartlarda yaşatıldığını, erkeğin dava dışı bir kadınla gayriresmi birliktelik yaşadığını, kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, erkek ve kayınpederin kadını tehdit ettiklerini, kolluğa başvurması üzerine kadının kadın sığınmaevine yerleştirildiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye tevdiine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 50,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesine, mümkün olmaması halinde ziynet bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İdil Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kadının erkeğe hakaret ettiğini, sürekli evden kaçtığını, araya birilerinin girmesiyle eve döndüğünü, kadının ev işlerini yapmadığını, çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, çocukların maddî manevî ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, 20.11.2020 tarihinde çocukları da yanına alarak ortak konutu terk ettiğini, çocukları göstermediğini belirterek kadının davasının reddine, çocukların velâyetinin babaya tevdiine, erkek yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmanın sebebini oluşturan olaylarda kadının aralıklarla evi terk etmek suretiyle, erkeğin ise ise kadına karşı makul yaşama imkanı olan ortak bir konut sunmaması suretiyle kusurlu olduğunu ve sonuç olarak tarafların eşit kusurunun bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetlerin babaya verilmesine, anneyle kişisel ilişki kurulmasına, kadın için aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının davası nedeniyle kadın yararına, erkeğin davası nedeniyle erkek yararına maktu vekâlet ücretine, davacı tarafın ziynet eşyası yönündeki talebinin boşanma davasının fer'î niteliğinde olmadığı anlaşıldığından bu dosyadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafların eşit kusurlu olduğunu belirtip dava dilekçesinde öne sürülen zina, şiddet, ahır gibi bir evde yaşama mecburiyeti hususlarını değerlendirmeden, adeta görmezden gelerek müvekkilin gerekçeli karar hakkını ihlal ederek hüküm kurulduğunu, nitekim dosyaya sunulan araştırma sonucu elde edilen 08.01.2021 araştırma tutanağında erkeğin kadın ile çocuklarından ayrı ikinci eşi ile yaşadığını ikrar ettiğini, Mahkemenin gerekçeli kararında eşit kusur değerlendirmesi ve buna bağlı maddî ve manevî tazminat talebimizin reddi ve davalı kocanın karşı davasının kabulüne ilişkin kararı eksik ve gerçeğe aykırı bir değerlendirme olup yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiği gerekçeleri ile kusur belirlemesi, erkeğin davası ve reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin yetkisiz olduğunu, maddî durumunun yetersizliği sebebiyle başka bir konuta taşınma imkanı olmayan müvekkile bu hususun kusur olarak yüklenmesinin hem hukuka hem de hakkaniyete aykırı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkile izafe edilebilecek ve kanıtlanmış bir kusur bulunmadığını, karşı davanın kısmen kabulü ve aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmesi ile lehe maddî-manevî tazminata hükmedilmemiş olmasının hatalı olduğu, erkeğin şoför olup düzenli bir aylık geliri ve sosyal güvencesi bulunmadığı, ayrıca an itibariyle kendisinin işsiz olduğu gerekçesiyle yetki itirazının reddi, kadının davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, kadının dava tarihi itibariyle ikametinin Cizre olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 168 inci maddesi gereğince kadının kendi ikametgah mahkemesinde dava açmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, kocanın yetki itirazının reddine yönelik istinafı yerinde olmadığı, eldeki davada erkeğin karşı davasında boşanma istemi bulunmayıp, karşı davanın mühhasıran maddî ve manevî tazminat ile velâyet istemine ilişkin olduğu, bu husus gözetilmeden erkeğin boşanma talebi varmış gibi karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlerine karar verilmesinin doğru olmadığı, dosya incelendiğinde; toplanan delillerden, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; kadının sık sık evi terk ettiği, erkeğin ise kadına makul yaşama imkanı olan bir konut sağlamadığı, buna karşılık kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma istemi olmamakla birlikte, zina eylemine vakıa olarak dayanmış olup yapılan sosyal ekonomik durum araştırma tutanağında erkeğin gayriresmi birliktelik yaşadığı tespit edildiği, yine tanık beyanları ile de kadının birlik görevlerini ihmal ettiği, bu vakıaların kusur belirlemesinde dikkate alınmamasının doğru olmadığı, gerçekleşen durum karşısında kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin gerekçesinin de doğru olmadığı, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının tazminat taleplerinin reddi doğru görülmediği gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi yönünden kabulüne, kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin karşı davasında "boşanma" talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin karşı davasının kısmen kabulüne, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusurlu erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin ve lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, yine müvekkile yönelik dava sürecinden sonra başka birisi ile evlendiği yönündeki iddia da daha önce ileri sürülmediğini, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağını ihlal ettiği gibi temelsiz ve dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek vekâlet ücretleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini kısmen tekrar etmiş, ayrıca kadının boşanma davası henüz devam ederken gayriresmi bir evlilik yapmış olup halihazırda yabancı bir erkekle aynı evde yaşadığını, iş bu durumun tarafımızca dava konusu edildiği, söz konusu durum nafakanın kaldırılması sebebi olup bu hususun özellikle göz önünde bulundurulması gerektiği ileri sürülerek kadının davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı ve vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının taraflara yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...