Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2315 E. 2023/5107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2083 E., 2023/7 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/1134 E., 2020/719 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun esastan reddine ve kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin asabi olduğunu, bu yapısı nedeniyle kendi ailesi ile de sorun yaşadığını, eşini aşağılayıp hakaret ettiğini, saygısız olduğunu, tehdit ettiğini, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz ve sevgisiz olduğunu, maddi ihtiyaçları karşılamadığını, çocuğun sağlık problemleri ile ilgilenmediğini, kadının ziynet eşyaları ile alınan arabayı satıp parasını harcamak istediğini, bu sebeple çıkan kavgada küfürler edip eşinin üstüne yürüdüğünü, aileyi arayıp kadını almalarını istediğini, eşini evden kovduğunu ve kadının 15.11.2017'de evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; kadının eşini başkalarının yanında aşağıladığını, hakaret ettiğini, ortak çocuğu son dönemlerde ihmal ettiğini, çocuğa ders çalıştırırken hakaret ettiğini, erkeğin ailesi ile sorun yaşamasının sebebinin kadının eşini aileye karşı kışkırtması olduğunu, eşiyle ilgilenmeyip gece geç saatlere kadar telefonla meşgul olduğunu, telefonuna şifre koyduğunu ve telefonu yanından ayırmadığını, zorunlu olmayan harcama taleplerinde bulunduğunu ve erkek bunları karşılayamayınca onu aşağıladığını, erkek ailesi ile barıştığında "seni terk ederim, çocuğu sana göstermem" dediğini, kadının evlilik sonrası ziynetlerini babasına vererek babasının aracını aldığını, erkeğin de eşine 2012 yılında bedelini vererek aracı satın aldığını, erkeğin aracın parasını vermiş olmasına rağmen kadının çevresinin arayarak parayı vermesi için tehdit ettiklerini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000.00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ortak çocuğunun ameliyatında manevî olarak eşine destek olmayan, evinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamayan, eşinin aile büyüklerine saygı göstermeyen, aile büyükleri tarafların evlerine gittiklerinde örf ve adetlere yakışmayacak şekilde ayaklarını uzatıp yatar vaziyette onları karşılayan, eşine ''senin soyun belli değil, aygır, aptal, gerizekalı, ayı... yediğin bilmem ne...'' şeklinde konuşarak hakaret eden, ekonomik baskı uygulayan ve kadını ''ben sana göstereceğim'' diyerek tehdit eden erkeğin ağır kusurlu, K. isimli erkek ile gece saatlerinde uzun süreli konuşmalar yaparak güven sarsıcı davranışlarda bulunan ve eşine sen ''adam mısın'' diyerek aşağılayan kadının az kusurlu olduğu; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Şerife Nihal'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ve her iki davanın davacı tarafı yararına 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadına atfedilen kusurların gerçekleşmediğini, tam kusurlu erkek eşin davasının reddedilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ve erkek yararına yargılama gideri ve vekâlet ücreti kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının K. isimli erkek yanında başka kişilerle de telefon görüşmeleri olduğunu, erkeğe hakaret ettiğini, erkeğin ailesi ile arasının bozulmasına sebep olduğunu, erkeğin ortak çocuğun hastalığı ile ilgilendiğinin ispatlandığını, kadının tanıklarının akraba ve yakın arkadaş olduğunu ve bu tanıkların beyanının yanlı olduğunu, kadının velâyet hakkını kötüye kullanarak ortak çocuğu babaya göstermediğini, bu durum ve kadının kusuru da dikkate alındığında velâyetin babaya verilmesinin çocuk yararına olacağını, erkeğin kusuru olmadığından erkeğin tazminat taleplerinin kabulü ile kadının davası ile tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı ile tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, ortak çocuğun ihtiyaçları ve günün ekonomik koşulları dikkate alındığında yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının miktarının az olduğu ve sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun tazminatlar, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata ve ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına ve erkeğin istinaf başvurusunun ve kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarına ek olarak ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının fazla olduğunu ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, aleyhe hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakası, velâyet ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasındaki boşanma hükmü kadın tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadının temyize başvurulmamak suretiyle kesinleşen kusurları yanında kusurunun bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının, tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin kabulünün ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadının yoksulluğa düşüp düşmediği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun yararına olup olmadığı, koşulları var ise tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.