"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; iştirak nafakası ve maddî tazminat miktarları artırılarak hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.12.2020 tarihli ve 2019/252 Esas, 2020/724 Karar sayılı kararıyla; kadının gelir düzeylerinin üstünde harcama yaptığı bu surette ekonomik yükümlülüklerini ihmal ettiği, erkeğe "seni boşayacağım, seni süründüreceğim, sen erkek değilsin, senden adam olmaz" şeklinde sözler söylemek suretiyle ve kıskançlık yapmak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadının ailesi ile yüz yüze görüşmesi ve akrabalarını ziyaret etmesi hususunda destek olmadığı, kadına şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 12.000,00 TL manevî tazminata, kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadının reddedilen maddî tazminat talebi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2022 tarihli ve 2021/464 Esas, 2022/1175 Karar sayılı kararıyla; kadına kusur olarak izafe edilen gelir düzeylerinin üstünde harcama yaptığı bu surette ekonomik yükümlülüklerini ihmal ettiği yönündeki kusur yönünden dava dosyasında delil bulunmadığı, kadına izafe edilen kıskançlık yapmak suretiyle psikolojik şiddet uyguladığı yönündeki kusur yönünden erkeğin tanıklarının beyanları sebep ve saiki açıklanmayan soyut nitelikteki beyanlar olduğu, bu vakıaların kadına kusur olarak izafe edilmesi doğru değil ise de İlk Derece Mahkemesince kadına izafe edilen diğer kusurların kanıtlandığı, erkeğe izafe edilen kusurların da erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiği, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda erkeğin daha ziyade, kadının ise daha az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı kusur tespiti ile eşlerin eşit kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kadın vekilinin kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, kadın açısından 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası koşulları oluştuğundan kadının maddî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesine dayanılarak maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin maddî tazminata ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulüne, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesine göre kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata, kadın vekilinin manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı- davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 14.11.2022 tarihli ve 2022/6853 Esas, 2022/9263 Karar sayılı kararıyla; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 40.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, iştirak nafakasının ve maddî tazminatın miktarının artırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen maddî tazminat miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.