Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2340 E. 2023/6386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, nafaka ve tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2481 E., 2022/2469 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/608 E., 2022/849 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından her iki dava yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı- karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun reddedilen karşı davası, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen yoksulluk nafakası talebine yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davacı- karşı davalı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını velâyete yönelik temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı- karşı davalı erkek vekilinin velâyete yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı- karşı davacı kadın vekiline davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesi 23.01.2023 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı- karşı davacı kadın vekilinin katılma yolu ile temyiz yoluna başvurma süresi 06.02.2023 tarihinde sona ermişse de; davalı- karşı davacı kadın vekili 16.02.2023 tarihinde eski hale getirme talebinde bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 95 inci ve 96 ıncı maddeleri gereğinde davalı- karşı davacı kadın vekilinin eski hale getirme talebi kabul edilerek, taraf vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz, sorumsuz olduğunu, evden kaçtığını, davalı- karşı davacının psikolojik sorunları olduğunu, intihara kalkıştığını, ortak çocuklara kötü davranıp, hırpaladığını, ağır hakaretler ettiğini, davalının babasının müvekkilinin annesine hakaretler ve küfürler ettiğini, müvekkiline karşı da tehditlerde bulunduğunu, davalının, müvekkiline karşı saygısız ve hakaret içerikli mesajlar attığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuklar için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;erkeğin dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, erkeğin kendisini aşağıladığını, insan yerine koymadığını, eşinin psikolojik baskılarından dolayı bilinçsiz bir şekilde ilaç içmek zorunda kaldığını, erkeğin kendisine ve çocuklarına şiddet uyguladığını, başka bir kadınla ilişkisi olduğunu, konuştuğu kişi ile diyaloglarında kadın ticareti yapmak istediğini belirttiğini, davacı- karşı davalının, onursuz ve haysiyetsiz bir yaşam tarzını tercih ettiğini belirterek asıl davanın reddini, karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

Boşanmalarına, aylık 1.000,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 1 yılı ... süredir ayrı yaşadıkları, kadının eviyle ilgilenmediği, sık sık evden kaçtığı, bu sebeple davacı- karşı davalının jandarmaya da başvurduğu, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sona ermesinde kadının tam kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen erkeğin, kadından daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, kadının tam kusurlu olduğu gözetilerek erkeğin davasının kabulü gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki kadının kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne, ayrılık süresince ortak çocukların anne yanında kaldığı, anne yanında kaldığı süre içerisinde herhangi bir ihmal ve istismara maruz kaldığına ilişkin dosya kapsamına yansıyan bir olgunun bulunmadığı, ortak çocukların yaşı gereği anne sevgisi ve ilgisine muhtaç bir çağda bulunduğu gözetilerek, ergin olmayan ortak çocukların yüksek menfaati gereği velâyetin anneye bırakılmasına, ortak çocuklarla ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerektiği, her ne kadar kadın tarafından karşı dava açılmış ise de, dinlenen davacı- karşı davalı tanıklarının kadından duyduklarını anlattıkları, bizzat görgü ve bilgilerinin olmadığı, bu şekilde erkeğin tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurunun olduğunun ispatlanamadığı gerekçesi ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü gerektiği gerekçeleri ile her iki dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evden ayrıldıktan bir müddet sonra eşinin telefonlarına cevap vermediği, kendisine uzunca bir süre ulaşılamayınca kadın tarafından kayıp ihbarında bulunulduğu, erkeğin kayıp ihbardan bir kaç gün sonra bulunduğu, bulunduğunda iletişim bilgilerinin kadına verilmesini istemediği ve yine tarafların ayrı yaşadığı dönemde erkeğin, kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı hususlarının ispatlandığı, dolayısıyla bu kusurların erkeğe yüklenerek kadının karşı davasının da kabul edilmesi gerektiği, kadının sık sık evden kaçarak evi ile ilgilenmeyerek, erkeğin ise eşine haber vermeden ortadan kaybolup, bulunduğunda iletişim bilgilerinin eşine verilmesini istemeyerek ve tarafların ayrı yaşadığı dönemde kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamayarak kusurlu oldukları, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile Mahkemenin kusur gerekçesinin değiştirilmesine ve değişen kusur durumuna göre davalı- karşı davacı kadın vekilinin; reddedilen karşı dava, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen yoksulluk nafakası talebine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, iştrak ve yoksulluk nafakaları yetersiz olduğundan ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların evlilikte eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili; velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğu, kadının tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili; erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının kabulü, maddî ve manevî tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin velâyete yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...