"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/164 E., 2023/94 K.
...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/275 E., 2021/1001 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dilekçesinde özetle; tarafların 12.03.2016 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, anlaşamadıklarını, davalı erkeğin hakaret tehdit aşağılama ve sinkaflı küfürlerine maruz kaldığını, düğün gecesi tarafların evlerine giderken davalı erkeğin ve ailesinin müvekkildeki altınları almak istediğini, müvekkilin ise rıza göstermediğini ve müvekkili zorlayıp baskı yapmaya çalıştığını, davalı erkeğin "sen altınları şimdilik bana ver, kasaya koyarız" dediğini ancak ziynetleri alan davalı erkeğin bunları kasaya koymak yerine kendi annesine verdiğini ve müvekkilin bir daha ziynetlerini alamadığını, müvekkil evlenirken takılan ziynet eşyalarının düğün gecesi müvekkilin rızası dışında elinden alındığını ve bir daha iade edilmediğini ve karşılığının da ödenmediğini, ziynet eşyalarının 10 tane 40 gram düz bilezik, 3 tane 30 gram burma bilezik, 1 tane beşi bir yerde, 1 tane 10 gram set, 10 tane çeyrek altın, 1 adet orta altının takıldığını ve müvekkile bu ziynetlerin iade edilmediğini ve bedelinin ödenmediğini ve bu nedenlerle davalı kusurlu olduğundan tarafların boşanmalarına, ziynet eşyaları bedeli olan 1.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline, ayık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminat olmak üzere toplamda 250.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; tarafların her ikisi tarafından açılan davaların Fransa'da derdest olduğunu, Kayseri'nin davacının yerleşmek niyetiyle oturduğu yer olmadığını, Nevşehir'in davalının yerleşim yeri olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, düğün günü ve sonrasında davacının ziynetlerinin elinden alınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, tarafların ortak evinde bulunan altınların eşyaların ve paraların davacı tarafından götürüldüğünü, hatta bir kısım eşyalara da davacı tarafından zarar verildiğini, müvekkilin bununla ilgili polise müracaatının olduğunu, tarafların yaşanan olaylarda davacı tarafın kusurlu olduğunu, evdeki eşyaları altınları paraları gizlice alan, eşyalara zarar veren kişi olduğunu ve davacıya ait ziynet eşyalarının müvekkilde olmadığını, davacının iddia ettiği kadar ziynetin bulunmadığını, yetki itirazının kabulüne karar verilmesini dosyanın Nevşehir'e gönderilmesine karar verilmesini, aksi kanaatte ise davanın reddine, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, davacının nafaka ve tazminat talebinin reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların yurt dışı mahkemesinde boşanmalarına ilişkin 11.06.2019 kesinleşme tarihli yabancı Mahkeme ilamı, Mahkemenin 2019/599 Esas sayılı dosyasında Türk hukuku açısından tanındığı, Yargıtay tarafından onanarak 06.07.2021 tarihinde kesinleştiği, bu noktada davacının boşanma talebi yönünden dava konusuz kaldığından artık uyuşmazlık hakkında karar verilmesine yer olmadığı, taraflar arasındaki boşanma ilamı incelendiğinde bu ilamda taraflara bir kusur belirlemesi yapılmadığı bu nedenle davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği, ayrıca taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacağından davacı lehine yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten (11.06.2019) sonra kararlaştırılan (20.06.2019) tedbir nafakası da hukuki dayanağını yitirmiş olduğundan mahkemece hükmedildiği tarihten itibaren kaldırılması gerektiği, her ne kadar taraflar arasındaki boşanmaya yönelik yabancı mahkeme kararının tanınmasıyla birlikte boşanma yönünden dava konusuz kalmış, fer'î hususlara ilişkin ise davalının yabancı mahkeme kararında kusuru tespit edilmediğinden davacının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekmiş ise de her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda; kadının dava açtığı tarihte tanıma ve tenfizine karar verilmiş bir yabancı mahkeme kararı mevcut olmadığı, somut olayda, kadının dava açmakta haklı olduğu, zira dava tarihi itibariyle tanınmasına ve tenfizine karar verilmiş Türk Hukuku bakımından geçerli ve infazı kabil bir yabancı mahkeme kararı bulunmadığı, bu itibarla kadın lehine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği gerekçesi ile, davacının boşanma talebi yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davanın reddine, davacıya 2019/241 Esas sayılı dosyasında 20.06.2019 tarihinde hükmedilen 1.500,00 TL tedbir nafakasının 20.06.2019 tarihinden itibaren kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, davacı lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle: nafaka taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, nispi vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle: davacının dava açtığı tarihte Fransa'da boşanma davasının devam etmekte olduğundan dava açmakta haklı olmadığı ve davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, maddî ve manevî tazminat talepleri için olumlu-olumsuz karar verilmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği ancak kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasında hata edildiği, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu gözetildiğinde davacı lehine gider ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi kadın lehine tedbir nafakasına hükmetmiş ve nihai karar ile hükmedildiği tarihten itibaren kaldırılmasına karar vermiş ise de Türkiye'de dava açtıktan sonra ayrı yaşama hakkı bulunduğundan tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğu davacı kadın lehine eldeki bu boşanma davasının açıldığı tarih olan 30.07.2018 tarihinden başlamak üzere yabancı mahkemedeki boşanma kararının kesinleştiği 11.06.2019 tarihine kadar 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilerek davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine taraflar arasındaki yabancı mahkeme boşanma ilamı incelendiğinde bu ilamda taraflara bir kusur yüklenmediği anlaşılmakla davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin tüm istinaf talepleri ile davacı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebi dışındaki tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan davacı kadın lehine dava tarihi olan 30.07.2018 tarihinden başlamak üzere yabancı mahkeme kararının kesinleştiği 11.06.2019 tarihine kadar aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararında kusur yüklemesi yapılmaması nedeniyle nafaka, maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, her ne kadar tanıma-tenfiz davasının kesinleşmesi nedeniyle boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilse de bu durum nafaka, maddî tazminat ve manevî tazminat talepleri yönünden kusur incelemesi yapılarak karar verilmesine engel olmadığı, bu nedenle nafaka, maddî tazminat, manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, lehe vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi yerinde olmakla birlikte maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde olmadığı, nitekim işbu dava tanıma ve tenfiz kararının kesinleşmesi ile birlikte boşanmadan ayrı olarak açılan dava niteliği kazandığı, bu nedenle nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilerek, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; nafaka ve tazminatların reddi vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; davacının dava açmakta haklı olmadığını, buna rağmen Mahkemece müvekkil lehine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmolunması gerekirken davacının dava açmada haklı olduğu gerekçesiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunmasının hatalı olduğu, davacı lehine tedbir nafakasına karar verilmesinin ve tedbir nafakasına hükmolunduğu tarih itibariyle miktarının yüksek olduğu, kendi maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; yargılama gideri, vekâlet ücreti, tedbir nafakası, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanıma ve tenfizi kararının kesinleşmesi sonucu konusuz kalmakla kusur belirlemesi yapılıp yapılmayacağı, nafakalar, tazminatlar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...
...